01 Mayıs 2001
Şanlıurfa nere?… Washington nere?…
İnsan kendine kısmet aramaya görsün, neler yapıyor…
“Ben niye Özal olamıyorum” diye dertlenen, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek yaşam yolculuğuna başladığı Şanlıurfa’dan, geldiği yerler yetmeyince kendine “Yüksel ki yerin bu yer değildir” ülküsü doğrultusunda; yeniden ve milli bir mücadele için kalkıp Amerika’ya gitti. Gezinin maksadı bilgi kültür arttırma…
Amaç: Türkiye’yi yönetecek formülü almak. Kelliğe ilaç gibi bir şey. Kendisine bu yolculuğu sırasında kılavuzluk yapan kişi Aydan Kodaloğlu. Türk – Amerikan Derneği’nin eski genel müdürü. Bu görevinden maddi çıkar, kurumu şahsi menfaatlerine alet etmek gibi suçlamalarla alındı. Kendisi İsrailliler ve Amerika’daki Musevi lobisinin sıkı adamlarındandır. Ankara’da Ak Gourup diye bir danışmanlık firması kurduğunu duymuştum. Bu ilişkilerin Amerika kanadında Türkiye’de “Karanlıklar Prensi” diye bilinen Reachard Perle var. Perle sıkı Türkiye rantçılarındandır. Ne paralar kazandı bizim sırtımızdan inanamazsınız.
Melih Gökçek, ABD seyahati öncesinde gereken altyapıyı sağladı Aydan Kodaloğlu’nun yardımlarıyla, ücreti mukabilinde tabii. Amerika’nın Musevi asıllı strateji senaristlerinden Alan O. Makovsky ile ASKi sosyal tesislerinde görüştü. Gökçek Amerika’da hiç zorlanmadı. Sevgili arkadaşı Makovsky gerekeni yaptı. Melih Gökçek’in elinden tutup kapı kapı nasıl lider olunacağını anlattı. Gökçek aradaki dostluğu ona ilk adı “Alan” diye hitap edecek kadar ilerletmiş. Para neler kadir.
Bu Milli Görüşçüler yıllardır Musevilere küfrederlerdi. Şimdi diğer düşman Amerika sayesinde adamları keşfettiler. Aferin. Hem Musevilerle, hem Amerikalılarla kol kola yürüyorlar. Yakışır… Ama bunu bir de “Siyonist”, “Yahudi” diye oy için doldurup doldurup milletin üstüne saldıkları zavallı seçmenlerine anlatsalar daha iyi olacak. Yoksa altı kaval üstü şişhane oluyor. çokça da ayıp oluyor…
Melih Gökçek ile de görüştüm (Görüşme geçen hafta oldu. Ancak yazabildim). Amerika’da eskiden beri arasının çok iyi olduğu bilinen Fethullah Gülen ile de görüştüğünü duymuştum. “Hayır görüşmedim” dedi. Hatta bu “hayır”ı o kadar sık tekrar etti ki, görüştüğü konusundaki duyumumdan endişe etmeme bile gerek kalmadı.
Amerika’dan Türkiye nasıl görünüyor diye sordum “Bir lider boşluğu olduğunu” Amerikalıların bunu çok iyi gördüklerini anlattı. “Amerika’nın hükümetten de Türkiye’deki partilerden de umudu olmadığını” söyledi. Recep Tayyip Erdoğan ile aralarında bir sorun olup olmadığını sordum, “Yok” dedi. Görüşmüşler ve sorun yokmuş. “Recep Tayyip Erdoğan yeni oluşumda lider olamazsa, Melih Gökçek lider adayı mı” dedim,”Evet arkadaşlara bunu söyledim” dedi.
Siyasette dalgalanma böyle giderse, Aydan Kodaloğlu ile lider yaratma ajansı; Amerikalı, İsrailli dostlarıyla epey büyük paralar kazanır Türkiye’de. Onlarla iş yapanlar ne olur? Onu zaman gösterecek.
İlk banka hortumcularına yurtdışına çıkış yasağı konuldu
Batık Marmara Bankası davası, Türkiye’de banka hortumlama olaylarında öncü yargılamalardan biri. Bu davayla ilgili zaman aşımı bazı suçlamalarda bankanın sahipleri ile yöneticilerini hesap vermekten kurtarmıştı. Ama açılan ikinci bir dava vardı. Hileli iflastan. Bu davanın 24 Nisan 2001 günlü duruşmasında çok önemli bir ara karar verildi.
Sanıklar Atilla Uras (meşhur Cin Atilla), Caner Ersoy, Hasan Hasip Buldanlıoğlu, Mehdi Hayri Özbilen, Cafer Tayyar Sadıklar (Eski Bakan), Cengiz İsrafil, Hasan Şerif Egeli ve Ali Parıl Sümer’in yurtdışına çıkışlarının yasaklanmasına karar verdi. Mahkemeyi bu sefer kandıramadılar. Sanık vekilleri zaman aşımı sürecini leyhlerine doldurmak amacıyla, davanın genişletilmesi için yaptıkları başvuruyu kabul ettiremediler. Bu başvuru suçun 1994 yılında işlendiği göz önüne alınarak değerlendirildi. Mahkeme bunu kararın zamanaşımına uğramaması için reddetti.
Şişli İkinci Asliye Ceza Mahkemesi’nde bu önlemi alamadığı için yargılamasını zaman aşımına yenik düşürmüştü.