30 Nisan 2003
MGK toplantısı bugün. Toplantı içerdiği gündem açısından önemli. Türbandan Dışişleri genelgelerine, kadrolaşmaya kadar pek çok konu konuşulacak toplantıda. MGK toplantısı önemli, çünkü 23 Nisan resepsiyonu sonrasında hükümet ve devlet bir araya gelip, Türkiye’yi konuşacaklar. Bu konuşmalar sırasında üslubun Türkiye’ye yakışır olacağından kimsenin endişe etmemesi gerek. Ama sorunların açık açık konuşulacağı da bir gerçek. MGK bu sorunların tartışılması için var zaten. Anayasa kitapçığının atıldığı tartışmalı MGK, ekonomik krizin başlangıcı değildi. Ekonominin çöktüğü bir döneme denk geldi tartışma o kadar.
Askerler bu toplantı için dün Ankara’da bir araya gelerek hazırlık yaptılar. Dosyalarını gözden geçirdiler. Dosyada yurtdışı bağlantılı terör örgütlerinin durumu, Fethullah Gülen ve ekibinin örgütlenmesi, Milli Görüş Teşkilatları’nın örgüt ağı yer alıyor. Hükümet de bu konulara uzak değil. Askerler AKP iktidarının bütün yönetim kadrolarına verdikleri brifinglerde bunları detaylı olarak anlattılar zaten. Kimse de itiraz etmedi.
Bu noktada Dışişleri Bakanlığı’nın ‘Milli Görüş’ ile ‘Fethullah Gülen’ genelgesinin geri alınması da tartışmaları dindirecektir. Ama bu noktalardaki hassasiyetler de masaya yatırılacak. Hükümet üyeleri de dün yaptıkları açıklamayla MGK’ya hazır olduklarını söylediler. Konuşmaları genelde bir duruşun altını çiziyor. O da hükümetin kasıtlı olmadığı, ama olaylarla ilgili görüşlerinde ısrarlı olacağı noktası. Bundan doğal ne olabilir ki?
MGK ile ilişkili sorunlar konuşulduğunda akla hemen 28 Şubat gelmemeli. Çünkü o zaman konular sapıyor ve olayların üstü başka şeylerle örtülüyor. Bu toplantının niteliğini belirleyen olgu Türkiye’nin yaşamakta olduğu sorunlar. Yoksa askerler ile siviller karşı karşıya geliyor, siviller askerlere, askerler sivillere söz geçirmeye çalışıyor diye olaylara bakmak hata olur. Türkiye bu noktaya indirgenemeyecek kadar sorunlarına sahip ve demokrasisi yerleşmiş bir ülke. Kendimize haksızlık etmeyelim.
* * *
Türkiye bir hukuk devleti. Hukuk devletinde hiç kimsenin keyfiyetine bırakılamayacak şeylerin başında devletin yönetimi gelir. Devlet mekanizmasının da keyfine bırakılmamıştır işler. Onun için kuvvetler ayrılığı ilkesi geçerlidir. Yani meclis, hükümet ve yargı birbirinden ayrı, ama iç içe geçen ve devlet-ulus güç birliği içinde çalışan bir bütünü oluştururlar. Hiç kimse devletin ilkelerini canı istediği gibi değiştiremez. Ne seçilmişlerin bu keyfiyeti vardır, ne de hangi kademede olursa olsun bürokratların. Türkiye, bir köklü cumhuriyet rejimi olarak, demokratik, çoğulcu parlamenter sistemin, uygar ulusların ve çağdaş dünyanın bulunduğu yerdedir. Türkiye’yi yöneten ve yönetmekte olan herkes bunu kabul ettiği için Ankara’ya gelip halkı temsil ederler. MGK da Türkiye için olmazsa olmaz bir kurumdur. MGK türü kurumlar Yunanistan’-dan, Amerika’ya hemen her ülkede var. Demokrasi oldunuz mu, sisteminizi gözden geçirecek, olayları tartışacak ve devlet yönetimini oluşturacak kurumlara ihtiyacınız oluyor. MGK bu kurumlardan bir tanesi. Bu kurumun olayları ele alması, tartışması çok önemli.
* * *
Türkiye’de sistemin tıkandığı pek çok nokta var. Hükümetin, hatta MGK üyelerinin bunları değiştirmek istemesinden de doğal bir şey yok. Ama bu değişimin nasıl ve hangi yollardan gerçekleştirileceği çok önemli. Türkiye açısından değişimin dengeli, uygulanabilir, sorunları gidermeye dönük, geliştirici unsurlarının ortaya konması gerekiyor. Çatışmaların ve ayrılıkların Türkiye’nin gündemine getirilmemesi ve bu noktalarda saman altından su yürütülmeye çalışılmaması gerekiyor.
MGK’da bugün Türkiye açısından çok önemli konular görüşülecek. Hükümet de, askerler de, diğer üyeler de sistemin, hukukun kendilerini görevlendirdiği konularda görüşlerini dile getirecekler. Hatta tartışacaklar. Bundan Türkiye için niye bir kötü sonuç çıkartılıyor? MGK Anayasal bir kurum. Hükümet ortada, askerler ortada. Biz bize konuşamayacak, Türkiye’yi idare edemeyecek, görüşlerimizi söyleyemeyeceksek o zaman ortada ne kalıyor ki? Biz Türkiye’yi konuşmayı, tartışmayı başaramazsak, başka ülkelerin Milli Güvenlik Kurulları bizi tartışmaya, konuşmaya başlar. Bundan Allah korusun.