08 Haziran 2002
İrtica davaları yüzünden, ‘montaj porno kasetler’le kendisine şantaj yapıldığını anlatan Savcı Yüksel, “Kasetler çok ustaca hazırlanmış ama ben böyle yılmam” dedi
İnanılmaz bir olay. Belgeleri görüp savcı Nuh Mete Yüksel’i arayıp konuşmasam, dinlemesem, bu olaya inanamazdım. Ankara DGM’nin ünlü savcısı Nuh Mete Yüksel’e seks şantajı yapılıyor. Şantajın amacı Yüksel’in başlattığı bir soruşturmayla ilgili olsa gerek. Çünkü şantajcılar para istemediklerinin altını çiziyorlar. Yüksel, “Bana bu montaj şantaj kasetleri, fotoğrafları sökmez. İrtica ile ilgili davalarda baskı için bunu yapıyorlar. Ama hiç kimse adaletin pençesinden kurtulamaz. Bunu yapanların yanına bırakmayacağım” dedi. Bu olayı öğrenince, Ankara’yı savcı Yüksel’i aradım. Bana önce olayı anlatmak istemedi. Ama belgeleri aktarınca özetle şunları söyledi:
‘BANA ÇOK BENZİYOR’
“İçinde gizli kamera görüntülerim olduğu söylenen bir kaset gönderildi bana. Bir odada gizli kamerayla çekilmiş. Bir hanımla görülüyorum. Hanımın görüntüsü de montaj. O kadar ustalıkla yapmışlar ki, bilgisayar ortamında, ben bile şaşırdım. Hemen inceleme yaptırdım. Laboratuvar çalışmasıyla montaj olduğu ortaya çıktı. Bu şantajcıların yapmak istedikleri beni durdurabilmek. İrticayla ilgili davalarım nedeniyle bunu yapıyorlar. Bana önce kargo aracılığıyla bir kaset yolladılar. Bu kaseti izlediğimde ben dahi şaşırdım. Çünkü kasetteki kişi bana benziyordu. Bir kadınla ilişkisi var kasetteki kişinin.
UZMANLAR İNCELEDİ
Gerekli soruşturmayı başlattım. Bunu yapanların yanına bırakmayacağım. Beni telefonla arayarak tehdit ettiler. Kendilerine hakaret ettim. Bunun üzerine ‘Senin sesin çok çıkıyor. Bizim istediklerimizi yapacaksın. Yoksa bu kasedi televizyonlarda yayımlatacağız. Senden para istemiyoruz. Günün yaklaşıyor, o gün geldiğinde sana, gerekeni söyleyeceğiz, sen de yapacaksın. Yoksa seni rezil edeceğiz. Savcılıktan edeceğiz’ dediler.
Ağır hakaret ettim. O kasedi ne yapmaları gerektiğini söyledim.
GEREKLİ DAVALAR AÇILDI
Bu saldırıyı yanlarına bırakmayacağım. Onlar devletin savcısına şantaj yapmanın ne demek olduğunu hukukun tokadını yiyince anlayacaklar. Ne beni ne de Cumhuriyet’in hiçbir savcısını işini yapmaktan şantaj yoluyla alıkoyamazlar. Bizler şantaja boyun eğmeyiz. Adaletin pençesinden kurtulamayacaklar. Yaptıkları yanlarına kalmayacak. İlgili davaları açtım. Soruşturmalar sürüyor. Şimdilik başka bir şey söyleyemem.”
Evet bir ünlü savcının yaşadıkları bunlar. Türkiye’de komplolar, şantajlar ve ayak oyunları ile insanlara neler yapılabildiğini belgeleriyle aktarmaya çalışıyorum son zamanlarda. Bu da bunlardan biri. Nuh Mete Yüksel’in davaları sonucu bunalan, artık kurtulamayacaklarını anlayan irticacı güçler, son çare olarak bu yönteme başvurmuşlar. Savcı Yüksel bunun altını çiziyor.
DOĞRU OLSA NE ÇIKAR?
Oysa artık bu seks şantajı numaralarını dünyada kimse yemiyor. O kasetteki görüntüler değil montaj, gerçek çıksa ne olacak? İnsanların özel yaşamlarını kullanarak onları yok edebileceklerini sananlar, ancak irticacı olabilirler. Türkiye’de böylesine önemli görevler üstlenen bir savcıyı, bu tür bir şantajla yolundan çevirebilmek mümkün mü? Bu tür bir şantajı kullanarak onu görevinden etmek, baktığı davaların seyrini değiştirebilmek mümkün mü? Türk halkı veya Nuh Mete Yüksel’in ailesi bu oyuna gelir mi? Adalet bu şantajı yutar mı? Belgelerden gördüğüm kadarıyla Nuh Mete Yüksel’e karşı yapılan şantajda kullanılan kaset Yüksel’e, İstanbul’dan kargo yoluyla gönderilmiş. Yüksel’e daha sonra telefonla ulaşılmış.
DAVALARI SÜRÜYOR
Nuh Mete Yüksel son dönemde özellikle irtica ve yolsuzluk konularındaki soruşturmalarıyla ön planda yer alan bir savcıydı. Özellikle Fethullah Gülen ile ilgili davayı açan ve ısrarla takip eden savcı olarak ön plandaydı. Milli Görüş davasını açan ve üzerine giden kişi yine Yüksel’di. Son günlerde bu Fethullah Gülen davasıyla ilgili yaşananlar da ilginç. Davanın müdahillerinden olan Çağdaş Eğitim Vakfı’nın başına gelmeyen kalmadı. Bir polis ajan olarak vakfa giriyor. Sonra gizli çekim yapıyor. Bu montajlanıyor ve İslamcı basın organlarında bu montajlı çekim yayımlanıyor. Vakıf PKK’lı öğrencilere burs veriyor diye. Oysa vakfın burs verdiği tam 3 bin 500 öğrenci var. Suçlamanın yöneldiği öğrenci sayısı iki. Amaç soruşturma açtırmak. Savcılıklar da bu yayınlar üzerine vakfa PKK’lı öğrencilere burs vermekten dava acıyor. Vakıf arandı. Arama sırasında da garip şeyler oluyor.
Vakfın ikinci başkanı eski Kara Kuvvetleri Komutanı Atilla Ateş Paşa. Vakfın bütün yönetim kadroları eski komutanlardan oluşuyor. Vakfın öyle veya böyle bir yerinde Silahlı Kuvvetler’in ünlü emekli generalleri var. Bunların yönettiği vakıf PKK’lı öğrencilere burs verecek öyle mi? Bu generallerimiz olmasa da o vakıf böyle bir şeyi neden yapsın?
Türkiye bu insanlara sahip çıkmalı
Türkiye’de şantajla, montajla, komplolarla bazı şeyler değiştirilmek isteniyor. Çağdaş Eğitim Vakfı’na sokulan polis ajan bunun örneği. Gerçi şimdi o ajan polis açığa alındı. Ama ya polis içinde örgütlü bulunan diğerleri? Bunlar ne olacak? Polisin istihbarat ve terör birimleri ne yazık ki bir irticacı kadrolaşma ve saldırının baskısı altında. Bunlar telefonları yasadışı dinliyor, izliyor, gözlüyor ve komplolarla, şantaj, montaj görüntüleriyle istediklerini yok etmeye çabalıyorlar.
Son dönemde evlere gizli kameralar koyup çekimler yapıldığını duyuyorum. Şantaj amaçlı bu çekimleri insanların özel yaşamlarını deşifre etmek için kullanıyorlar. Türkiye’de insanların bunlara teslim olmaması lazım. Bunların üzerine gitmesi lazım. Şantaja, komploya boyun eğmemek lazım.
İÇİŞLERİ’NE DAVET
Buradan İçişleri Bakanlığı’nı göreve çağırıyorum. İçindeki irticacı örgütlenmeye karşı savaşa çağırıyorum. İnsanların Türkiye’de bu tür saldırılar karşısında polise güvenmesi gerekiyor. İyi de polis provokatör veya şantajcı ajan olarak çalıştırılırsa ne olacak? Tıpkı Çağdaş Eğitim Vakfı soruşturmasında olduğu gibi. Ya da İzmir’de ortaya çıkan “komplo” skandalında olduğu gibi. Polisin irticacı ve komplocu ellerden mutlaka ayıklanması gerekiyor.
Türkiye’de insanların bu şantajlara, montajlara, komplolara kurban edilmemesi lazım. Ben şimdi bu seks şantajının arkasından kimlerin çıkacağını merakla bekleyeceğim. Ortaya çıksın veya çıkartılsınlar ki arkalarındaki gücü ve niyetlerini Türkiye öğrensin.
DGM, şantaj kasedine el koydu
Ankara 1 No’lu DGM, Savcı Nuh Mete Yüksel’e yapılan seks şantajı ile ilgili kasede soruşturma sonuna kadar el koydu. Kasetteki görüntülerin her karesinin montaj olduğu belirtilen yazıda şöyle denildi: “Kasedin yayını halinde terör suçları ile ilgili olarak yapılan soruşturmalara etki edeceği anlaşıldığından ilgili kasedin televizyon ve gazetelerde yayımlanmasının CMUK’un 86. maddesi gereğince yasaklanmasına karar verilmiştir.”