19 Ağustos 2003
Futbol sahalarında yaşananlara bakıyor musunuz? Tribünlerde terör, şiddet, sahada centilmenliği, sportmenliği yok eden davranışlar, şike, mafya almış başını gidiyor. Benim üzüntüm doğru dürüst işini yapanların, canla başla spor için çalışanların emeklerini kirletiyor olmaları. En çok buna üzülüyorum. Birkaç ağa, derebeyi paralarıyla ortalığı yakıp yıkıyorlar. Buna dur demeden Türkiye’de gençlerin doğru ve sağlıklı bir şekilde sporla buluşmaları, kucaklaşmaları mümkün mü? Ailelerin futbol ile ilgilenmesi mümkün mü? Ailelerin çocuklarını futbol ile kaynaştırması, Türkiye’nin iyi sporculara sahip olması mümkün mü? Milyonların peşinden koştuğu sporu kirli ellerden kurtarmak gerek. Tribünde başından yaralanan o küçük kız çocuğunun gözyaşını, halini gözünüzün önüne getirin. Sonra da o çocuğun yıkılan dünyasından kendinize pay biçin. Tribünlerde bu dehşeti yaratan mafya. Sporun içine çöreklenen mafya. Mafya ile mücadelede, temiz futbol için herkesin ele ele vermesi gerekiyor. En önce de futbol kulüplerinin. Ama hangilerinin? Anadolu’nun, büyük kentlerin temiz kulüplerinin bu işe ciddi ciddi soyunması lazım.
Tribün mafyası
Şimdi size bir olaylar zincirini aktaracağım.
Tribünlerde şiddeti yaratanlar mafyanın uzantıları. Fenerbahçe- Trabzon maçında o küçük kız çocuğunun başından yaralanmasının, kanlar içinde olmasının nedeni de mafya. Bazı futbol kulüpleri, ki en büyükleri, seyircilerin ve tribünlerin organizasyonunun ve yönlendirilmesinin mafya eliyle yapılmasına sessiz kalıyorlar. Çünkü oralarda rakiplerini küfre boğuyorlar, sindiriyorlar.
Fenerbahçe tribününün eşkıyaları neredeyse yıllık 800 bin dolar para kazanıyorlarmış. Nereden? Kimden alıyorlar parayı? Kim tarafından besleniyorlar? Arkalarında kim var? Haydi bakalım ilgililer ilgilensin, biraz bilgilensin, sonra gelsinler konuşalım. Bakalım ne oluyormuş, niçin oluyormuş?
Yönetim istiyor mu
Fenerbahçe yönetimine çok seslendim ama sonuç çıkmadı. Tribünlerini temizleyemediler. Başkanın böyle bir isteği olduğunu hiç sanmıyorum. O da ayrı bir hikaye ama şimdi değil sonra. Size sadece son duyduklarımı aktarayım:
Fenerbahçe’de yönetime muhalif olan bir eski başkan için tribün organizasyonu yapılmış. Acaba kim yapmış? Organizasyon şu, takım öne geçer geçmez, bütün tribünler hep bir ağızdan bağırmaya başlayacaklar, küfür edecekler muhalif başkan için. Sonrası kavga, gürültü.
Mafya dışarı
Muhalif başkan bunu duyunca o tribünleri elinde tutan mafya babasını bulmuş. Bir arkadaşıyla evinde ziyaret etmiş. O mafya babası kim acaba? Ondan rica etmiş, o da açmış adamlarına ‘Sakın yapmayın’ demiş. Sonrası mafya içinde hesaplaşma, işi verenlerle, alanlar arasında kavga.
Bu futbol kulüpleri düşman işgali altında neler yaptıklarıyla övünen, arkalarından milyonları sürükleyen kulüpler. Yakışıyor mu?
Şike skandallarını ortaya çıkardığımda da yazdım. Türkiye’de spor dünyasında, özellikle futbolda tribünlerin mafyanın malı olmaktan çıkartılması lazım. Kulüp başkanlarının, yöneticilerinin mafya bağlantılarının koparılması lazım. Spor basınının da bu ilişkilerin üzerine gitmesi lazım. Televizyonda izliyorum Fenerbahçe tribünlerinin şiddet ağası Trabzon’da sahnede. Onu oraya hangi kafa, hangi amaçla götürdü?
Türkiye’de kulüplerde en önemli sıkıntı bu sivil toplum örgütlerinin mafyanın, kirli işadamlarının, kirli siyasilerin oyuncağı haline gelmesidir. Kulüpler aynı zamanda kamu otoritesinin ve gücünün de boyunduruğu altında. İllerde belediyeler, valilikler, emniyet müdürleri… Hepsi kulüplerin içinde. Artık bunları aşmalıyız. Mafya bir yanda, bürokrat bir yanda, kamu otoritesi nerede? Kim durduracak futbol kulüplerindeki mafyalaşmayı? Kim durduracak kamu müteahhitliğiyle zengin olmuş, ya da gönlünü çeldiği asker ve polis yetkililerden aldığı güçle kral tahtında oturur gibi oturup, ortalığı kana bulayanları?
Bir de buradan silahlı kuvvetlere sesleniyorum: Futbol kulüplerinin başındaki zatlarla ilişkilerinizi düzeyli tutun. Yarın oğlunu besliyorum, kızını doyuruyorum, Amerika’da kat, Veliefendi’de at aldım, çirkinliklerine muhatap olmak istemiyorsanız, çekin elinizi bu adamlardan. Takım tutmak ayrı, adam tutmak ayrıdır.