28 Mart 2002
Sağ kalmak veya ölmek… Savaşın olduğu yerlerde insanlar ölümle yaşam arasındaki o incecik çizgide devriye gezerler. Kimin ne zaman hangi bölgede bulunacağı bilinmez. İsrail – Filistin savaşının göbeğinde El Halil kentindeki Türk askeri birliğinin iki değerli ve seçilmiş subayından Binbaşı Cengiz Toytunç öldürüldü. Yüzbaşı Hüseyin Özaslan yaralı olarak kurtuldu kendilerine karşı girişilen saldırıdan.
Türkiye bundan sonra bu tür olaylara, hiç aklıma getirmek istemiyorum ama alışmalı. Bu seçip, yetiştirdiği çok değerli evlatlarının ölüm haberlerini kanıksamalı. Yoksa bundan sonrası için yazılan senaryoda yer alması mümkün olamaz. Çünkü bizi Afganistan dahil yeniden şekillendirilen Asya, Ortadoğu ve Kafkasya’da çokuluslu güçlerin koruması yapacaklar.
Nerede, kaç asker var?
Türk Silahlı Kuvvetleri 1988’den bu yana, 4 Birleşmiş Milletler, 1 AGiT, 1 Bölgesel Gözlem Misyonu ile 8 Birleşmiş Milletler öncülüğünde Barışı Destekleme Harekatına katıldı. Dünya barışının korunmasına yönelik diye nitelenen bu çalışmalarda, Türkiye’nin rolü savaşmak veya gözlemcilik olmuştur. Bunun ilk uygulamasını Tugay seviyesindeki bir birlikle Kore Savaşı’na katılarak gerçekleştirdik. Türkiye Kore’de 1950 – 1953 yılları arasında dönüşümlü olarak toplam 15 bin asker görevlendirdi. Burada 741 şehit, 200 gazi ve 175 kayıp verdik. Amerika’dan sonra en çok zayiat veren üçüncü ülke biziz. Ölümlerin çoğu, Amerikan askerlerinin sağ salim geri çekilmesini sağlamak amacıyla yapılan harekatta oldu.
Somali’de Türk askeri bulundu. Komutanlıklardan biri Türk Sillahlı Kuvvetleri’ne yaptırıldı. Türkiye bugün Afganistan’da ISAF komutasında 273 (Bu sayının en kısa sürede ilk etapta bin askere çıkartılması, sonra da sayının beş binlere ulaştırılması isteniyor), Kosova’da 250 kişilik 1 Mekanize Tabur Görev Kuvveti, Bosna Zenica’da 800 kişilik Mekanize Tabur Görev Kuvveti, Gürcistan Çeçenistan sınırında oluşturulan AGİT gözlem misyonunda 1 subay, El Halil’de 12 askeri personel ile savaşın yaşandığı bu alanlarda bulunuyor. Doğu Timor’da BM geçiş yönetimi bünyesinde askeri gözlemciler grubunda 1 Şubat 2000’den beri 2 subayımız var… Gürcistan ile Abhazya arasında ateşkes anlaşmasını kontrol etmek için oluşturulan BM Gürcistan gözlemci misyonunda 64 askerimiz görev yaptı, şu anda 5 subayımız var.
BM, Irak – Kuveyt gözlemci misyonunda Irak, Kuveyt arasındaki askerden arındırılmış bölgeyi denetliyor. 21 Mayıs 1991’den beri 1 yıllık personel görevlendiriliyor, 6 subayımız var…
Merkezi Almanya’da bulunan erken uyarı uçaklarında görev yapan 10 havacı subay pilot ve Türk cumhuriyetlerinde resmi danışmanlık yaparak, Türk cumhuriyetleri ordularının Batı standardına getirilmesi ve modernleştirilmesi için sayıları belirtilmeyen eğitim subaylarımız da ayrıca yurtdışında görev alıyor.
Irak ve Afganistan
Şimdi Irak ve Afganistan için Türk askerini illa savaşa sokma gayreti var. Böyle bir durumda ölümlere alışmalıyız. Ama öncesinde neden, niye, ne için, kimin için, öleceğiz diye sormakta fayda yok mu? Kore’den sonra çok mu şey elde ettik başkalarının yerine ölerek? Ölmeseydik bugünkünden farklı mı olurdu durumumuz?
Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir mi denecek. Ya sağ kalanlar… Onlar ne diyecek ölenlerin ailelerine?
Şehit oldular!.. Bir şehit aylığı kaç para, bir ekmek kaç lira, gazilerinize kaç para veriyorsunuz, şehit ve gazi çocukları, eşleri, aileleri ne durumda? Kaç kişi biliyor bunları?
Vatan dışında şehit oldular deyip göğüslerine madalya takınca bu onların acılarını almaya, geride bıraktıklarının insanca yaşamalarını sağlamaya yeter mi sizce?