09 Haziran 2003
Bu söz ‘Genç subaylar’ olayıyla karıştırılmasın. ‘Ordunun altı memnun değil’ sözü 28 Şubat sürecinde darbelerin adamı dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e ait . Demirel’in bu sözü aslında ‘Genç Subaylar’ yaklaşımının neyi ifade ettiğini ortaya koyuyor. Cüneyt Arcayürek ustanın ‘Büyüklere Masallar Küçüklere Gerçekler’ serisinin 10 kitabı ‘Geri Gidişe İzin Yok’ta bu konuda epey malzeme var. Daha doğrusu Arcayürek’in bütün kitaplarında olduğu gibi bu kitabında da büyük dersler var alınacak. Tarih yazarlığı bu demek zaten. Hele böylesine yetkin bir gazetecinin kaleminden bilinmeyen tarihi okumak apayrı dersler veriyor insana. Recep Tayyip Erdoğan dahil bütün AKP’lilere bu kitabı satır satır okumalarını tavsiye ederim.
Arcayürek kitaba koyduğu bölümde bir görüşmesinde Demirel ile konuşuyor.
CA: ‘Efendim; bu ordu-RP gerginliği ne olacak, nereye varacak?’
SD:’Görünürde gerginlik yok. Ama İstanbul’daki Deniz ve Hava Kuvvetleri törenlerinde tribün Erbakan’a nispet olsun diye beni alkışladı. Erbakan’a hiç alkış yok!’
CA: ‘Evet, televizyonlara yansıdı bu manzara. Sizi alkışlamalarının nedeni, son konuşmalarınız. Laiklik üzerine, Atatürk devrimleri ve Cumhuriyet üzerine son konuşmalarınızda söyledikleriniz. Bu sözler yıldırım gibi yayılıyor kademelerde.’
SD: ‘Ancak; bana gelen bilgi, ordunun altı memnun değil.’
CA: ‘Alttan üste doğru baskı yavaş yavaş yükselir. Siz bunların örneklerini geçmişte gördünüz.’
Bir de Kuzey Irak ile ilgili gerçekler var. Onu da kitaptan aynen aktarıyorum. Türkmen ne, Kürt ne, biz nasıl algılıyoruz? Bugünkü sonucu bunları okuyunca daha net anlayacaksınız. Aslında ne olup ne olmadığı ayan beyan ortadayken, bakın nerelerden nerelere gelmişiz:
ABD, Kuzey Irak Kürtleri’ni ayaklandırıyor
11 Eylül günü Ankara’yı şoka sokan haber patladı: ABD, Kuzey Irak’ta gizli Kürt ordusu kurmuştu! Amerika, Kuzey Irak’taki iki bin peşmergeyi silahlandırmıştı. Bu, müthiş, sarsıcı bir gerçekti. Daha sonra iki bin Kürdü Kuzey Irak’tan alıp götürdü Amerika. Türkiye’de bu Kürtler’e ‘CIA’nin Kürtleri’ adı verildi. ABD, bu insanları maaşa bağlamış, vatandaşlık sözü vermişti. Olay, Amerika’nın ‘Ankara’dan, bu Kürtler’i Kuzey Irak’tan çıkarmak için yardım istemesiyle’ ortaya çıktı. Amerika, Kuzey Irak’tan çekilince CIA Kürtler’i paniklemişti. CIA’nın Saddam’ı devirmek üzere eğittiği rejim muhalifleri dağlarda sıkışıp kaldı. Iraklılar’ın kurtarılması için ABD, Ankara ile pazarlık yapıyordu.
CA: ‘Haber müthiş: ABD’nin paralı askerleri, peşmergelerden kurulu Amerika’nın CIA ordusu. Nedir bu işin içyüzü efendim?’
SD:’Hiçbir tanesi doğru değil. Orada (Kuzey Irak’ta) Amerikalılar birtakım insanları kullanmış.’
CA:’Her zaman her yerde yaptığı gibi.’
SD: ‘Şimdi onları Kuzey Irak’ta bırakmak istemiyor. Amerika’ya götürmek istiyor. Kime hizmet ettirdi ise…
Bizden istediği Amerika’nın, bizim tarafa geçirelim bu adamları. Saddam’ın tecavüzüne maruz kalmasınlar. Sonra alıp Amerika’ya götürecek. ‘Hayır, bu adamları bizim topraklara geçirmeyin’ denilebilir mi? Biraz Türkmen falan da var içlerinde. Onları biz alıyoruz.’
CA: ‘Irak’taki Türkmenler’in yaygarası, biraz da haklı galiba.’
SD:’Hiçbir haklılığı yok. Güç yok ki… Türkmen diye bir güç yok orta yerde. Arap bunları öyle ezmiş ki… Bir şey yeşertebilirsek…’
Eline sağlık Cüneyt ağabey, eline sağlık. İyi ki varsın ve yazıyorsun.