01.12.2000
Bakan Nami Çağan, İstanbul’daki teftişlerin, bütün orman tahsisleri durdurularak sürdüğünü ifade etti. Ak, kendisini ‘Bu siyasi bir saldırı’ diye savundu. Çiller de sadece ‘İlişkim yok’ diyor
Tuncay ÖZKAN
Orman Bakanı Nami Çağan İstanbul’daki orman tahsislerini durdurduğunu söyledi bana. Çağan bütün tahsislerle ilgili soruşturma açtırdığını, sonuçlarına göre tahsislere yeniden karar vereceklerini bildirdi. Süleyman Demirel’in kayınbiraderi Ali Çetin Şener ile Nevzat Ak’ın orman yağmasının bu iyiliğini görmezden gelmemeli; ne demişler, ‘Bir musibet bin nasihattan’ iyidir.
Ormanlar yasaya göre devletin malı. Böyle olunca da devlete ve memurlarına yakın duranların ormanları soymasında sakınca kalmıyor. En önce de siyasilerle yakınları paylaşıyor. Ama hangi ormanları, Kastamonu’nun, Çankırı’nın değil; illaki İstanbul ve Antalya’nın ormanları. Ya gecekondu ağalarıyla iş bitirenler ya da lüks konutlar için alıcı kuşlar gibi dolanan şirketler yağmalıyor. Ak ile Şener de hisselerini istemiş yağmadan ve almışlar. Suçüstü olunca savunma kolay: Bu bir siyasi saldırıdır. Yerken siyasi olmuyor, yasayı uygulayınca oluyor. Nedense Fatih Ormanları’ndaki 65 dönüm araziyi, 5 milyara alıp 10 trilyona satmaya kalkarken, ‘Biz siyasiyiz, bu naneyi yemeyelim, başımız ağrır’ demiyor beyler.
Yakalayanlar suçlu!
Ak polis savunmasını yağmaladığı arazi ve diğer işleri üzerine değil de, “Bu bir siyasi davadır” noktasında yapıyor. Ona göre ne Şener’in, ne de kendisinin suçu var. Kim suçlu? Onları yakalayanlar. Yüz gerek kızarmaya…
Ak eski DYP’li. Orhan Keçeli zamanında partiye alınmış. İstanbul’da Keçeli il başkanıyken o da yardımcısı. Keçeli, Demirel’in dava arkadaşı. Siyaseten biri nerede ise diğeri orada. Dün beni arayan DYP lideri Tansu Çiller çok ilginç şeyler anlattı. Çiller dedi ki:
“Sayın Özkan, Ak eski yalı komşumuz. Ama o kadar. Bunları lütfen bizimle irtibatlı sanmayın. Ben genel başkan seçildikten sonra Ak gelip dedi ki, ‘Ben Demirel’in adamıyım. Baba diyor ki, sen oradaki görevinden ayrıl. Ben ayrılmak zorundayım. Çünkü Demirel sizi sevmiyor ve istemiyor.’ Bu böyledir Sayın Özkan. Bir gün 80 yaşıma geldiğimde ben de anılarımı yazacağım ve bugün söyleyemediğim ama beni üzen pek çok olayı orada anlatacağım.”
Bence Çiller 80 yaşını beklememeli. Ak ile Şener’in ortak şirketleri var. Ortak işleri var. Ak, çete oluşturarak devleti soymaya kalkışmak iddiasıyla soruşturma geçiriyor. Şener için şimdilik böyle bir suçlama yok. Ama onun için de orman arazisini yağmadan dava açılır herhalde. Araştırınca arazinin 1986’dan bu yana Şener tarafından ele geçirilmek istendiğini anladım. Açılan bir soruşturma üzerine eski bir Şişli Kaymakamı görevden alınmış. Yani İstanbul Valisi’nin de çok diyeceği var.
2/B uygulamaları Çağan öncelikle tahsisi uygulamasını durdurarak teftişe gönderdiğini anlattı. Bu çok güzel olmuş. Sonra da şunları aktardı:
“Çok meşhur yerlerdeki bazı orman arazilerinin turizm bölgesi gibi gösterilip, içine yapılan evlerin milyonlarca dolara satıldığı konusunda araştırmaları sonuçlandırdı müfettişler. Raporlar aleyhlerinde, durduracağız.”
Çağan sorularımın yanıtı olarak da bir not iletti. Bakın ormanlarımız nasıl yağmalanmış:
“2/B dediğimiz bir uygulama var. Buna göre orman vasfını kaybeden yerler orman köylüsüne satılır. Anayasa hükmü böyle. Bugüne kadar 20.7 milyon hektarlık orman alanından yaklaşık 15 milyon hektarlık kısmın orman kadastrosu yapılarak orman sınırları belirlenmiştir. Geriye kalan 5 milyon hektarlık alanda sınırlama çalışmaları devam edecektir.
Komisyonun işlemleri Orman Bölge Müdürlükleri’nce şekli ve hukuki açıdan incelenir. İnceleme sonucu şekli ve hukuki noksanlıklar giderildikten sonra valinin onayıyla askıya çıkar. Bu yerlerden orman sınırları içinde kalanlar devlet ormanı olarak, 2/B ile orman sınırları dışına çıkarılan yerler de orman dışı alan olarak Hazine adına tescil edilmektedir.
2/B ile orman dışına çıkarılan yeri kullanan kişinin hak sahibi orman köylüsü olup olmadığının belirlenmesi açısından, kişinin 31.12.1981’den itibaren çalışma yapılan orman köyü nüfusuna kayıtlı olup olmadığına veya o köy nüfusuna kayıtlı olup da 4.11.1995 tarihinden (4127 sayılı kanunun yürürlük tarihi) geriye yönelik 5 yıl o köyde ikamet edip etmediğine bakılmaktadır. Yukarıda sayılan şartları taşıyan köylüler hak sahibi olarak belirlenmekte, Hak Sahipliliği Tespit Komisyonları’nca 30 gün ilgili köyde ilan edilmektedir.
(Yani Ak ile Şener orman köylüsü oluyor.)
Hak sahipliği kesinleşince yine idare ve orman köylülerinden oluşan Rayiç Bedel Takdir Komisyonları tarafından bu yerlerin rayiç bedelleri belirlenerek köyde 60 gün ilan edilmektedir. Bedellerin kesinleşmesinden sonra satış işlemleri 2/B alanları hak sahiplerine peşin veya 5 ya da 10 yıl süreli taksitlerle satılmaktadır. Satıştan elde edilen gelirler genel bütçeye aktarılmaktadır. İstanbul’da yapılan çalışmalar sonucunda 16 bin 092 hektar alan orman sınırları dışına çıkarılmıştır.
(İnşaatçıların ve diğer rantçıların baskısının büyüklüğüne bakın)
Beykoz, Ümraniye, Çavuşbaşı, Ayazağa, Kurnaköy ve Pendik’te yapılan 2/B uygulamaları sırasında orman olduğu halde orman sınırları dışına çıkarıldığı iddia edilen 39 parça ve 1093 hektarlık yerle ilgili bakanlığımıza intikal eden şikâyetler incelettiriliyor. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nce yapılan çalışmalar da dahil olmak üzere bu yerle ilgili her türlü çalışma durdurulmuştur. İnceleme sonucuna göre çalışmalara devam edilecektir.
Bugüne kadar İstanbul’un Anadolu Yakası’nda ormana tecavüz suçu nedeniyle açılan davalardan 261’i usulsüz açma fiili olmak üzere 1383 adedi hakkında tecavüzün men’i kararı verilmiştir. Mahkeme kararlarının uygulanmasına Orman Bakanlığı, İçişleri ve Milli Savunma ile müştereken ve konuyla ilgili belediye, İSKİ, Köy Hizmetleri, DSİ gibi kuruluşların da katılımı ile bir program dahilinde devam edilmektedir. Bugün itibarıyla 56 konutun yıkımı gerçekleştirilmiş ve 57 ormandan açma fiili de durdurulmuştur. Avrupa yakasında alınan kesinleşmiş mahkeme kararı ise 555 olup, 29 adedi infaz edilmiştir. Mahkeme kararlarının uygulanmasına bir program dahilinde kararlılıkla devam edilmektedir.
Elmalı havzasında ise 36 adet kesinleşmiş yıkım kararı olup bunlardan 15’i infaz edilmiştir. Devam eden dava sayısı 85’tir. Şile yöresinde halen 13 dava sürüyor. Ömerli havzasında 40 adet kesinleşmiş yıkım kararı mevcut olup 15’i infaz edilmiştir. 18 adet yıkım davası ise derdest durumdadır.
2924 sayılı kanun gereği 2/B uygulaması çerçevesinde orman dışına çıkarılan 97 parselden; 25’inde Hak Sahipliği Tespit Komisyonu çalışmalarını 2.3.1999’da bitirmiş ve Rayiç Bedel Tespit Komisyonu da 22.3. 2000 tarihinde çalışmalarını tamamlayarak satış işlemlerini gerçekleştirmiştir. 25 parselin içinde olup satış işlemine konu edilen 852 no’lu parsel daha önce DSİ’ne tahsis edilmiş yer olmasına rağmen ilanlara zamanında itiraz edilmemesi nedeniyle hak sahibi olarak belirlenen İsmail Yıldırım adlı vatandaşa satılmıştır. Bu aşamada İSKİ’nin bu parseli kamulaştırma yolu ile yeniden kazanma olanağı vardır.
Geriye kalan 72 parselden; 29 parsel İSKİ Koruma Bandında bırakılmıştır. Bu parsellerde İSKİ tarafından boşuna kamulaştırma bedeli ödenmemesi için Orman Bakanlığı’nca bu parsellerde Hak Sahipliliği Tespit Komisyonları çalıştırılmamış olup, bu parseller baraj koruması sahası olduğu için İSKİ’ye bedelsiz olarak tahsis edilecektir.
Maliye’nin desteği gerek
Vatandaşlarca evvelce alınmış bulunan tapuların usulsüz olarak devlet ormanı olan yerlerde alınmış olması ve orman sınırları dışına çıkarma işlemlerinin de Hazine adına yapılmakta olması nedeniyle 43 parselde de, tapu iptal davası açılması kararlaştırılmıştır. Tapu iptal davasından 30’u açılmış olup diğerlerinde dava açma işlemleri sürdürülmektedir. Tapu iptal edildikten sonra kamu hizmetinde kullanılan yerler bedelsiz olarak tahsis edilecekti. İSKİ, Orman Bakanlığı ile temasa geçmeden kendisine bedelsiz tahsis edilecek yerlerden 11’inde kamulaştırma işlemi yaparak tapu sahiplerine bedel ödemek durumunda kalmıştır. Kamu hizmetinde kullanılmayacak olan ve tapu iptali işlemine konu yerler ise varsa hak sahipleri belirlenerek 2924 sayılı kanuna göre satış işlemleri yapılacaktır. ”
Evet Orman Bakanı böyle söylüyor. Tablo ortada. Ormanları rantçılar yok ediyor, yakıyor, yağmalıyor. Çağan da pek çok noktada Maliye Bakanı Sümer Oral’ı dava açarak, ellerinden çıkan ormanlık arazileri yeniden Hazine’ye kazandırmasını istiyor. Sayın Oral’ın buna karşı çıkması beklenemez herhalde.