18 Eylül 2001
Yener Yermez, askerden firar edip Kayserili bir grubun, Bursalı işadamı Mehmet Emin Karaydın ile olan ihtilafını silahla çözmeye kalkışmış. Bu bulgular Yener Yermez’i bir kiralık katil, ya da bağlı olduğu mafya grubunun tetikçilerinden biri haline getiriyor. Bunlar Üzeyir Garih cinayetine bu yönden de bakılmasını zorunlu kılan bulgular. Çünkü Yermez, Garih cinayetini bir hapçı, psikopatın kendini kaybetme tablosuna bağlı olarak gerçekleştirdiği izlenimini yaratıyor sorgusunda. Belki gerçek bu. Ama buna ancak araştırmayla ulaşabiliriz.
Üzeyir Garih cinayetine bakıldıkça pek çok soru işareti çıkıyor karşımıza. Yermez bağlı olduğu grup adına bu işleri askerdeyken bile yapabilecek denli profesyonel. İzin almış, çıkmış silahını ateşlemiş. Bursa’da silahlı uyarının nedeni Kayseri’de bir işle ilgili tasfiye anlaşmazlığı.
Çete ilişkileri
Yener Yermez’in babası Ömer Yermez eski bir hırsızlık sabıkalısı. 1974 yılında aftan yararlanarak serbest kalmış. Kedi Ömer lakabıyla anılıyor. Yener Yermez’in kendisi de af ile sevinenlerden. O da işlediği cinayet sonrasında aftan yararlanarak serbest kalmış ve önce Bursa’daki silahlı saldırıyı, sonra da Üzeyir Garih cinayetini işlemekle suçlanıyor. Şu anda askeri tutuk evinde Yermez. Yermez’in öz yaşam öyküsünde çete aslında ana unsur. Yoksa yaşayabilmesi mümküm mü?
Yermez’in Bursa’da gerçekleştirdiği savlanan silahlı saldırı ile ilgili araştırma yapan Bursa Emniyeti, Kayseri’de Yermez’in yakın olduğu bir mafya grubunu saptamış. Bu grubun önde gelen adı Hacı Ömer Okuyucu. Bu ad aslında hepimizin yakından tanıdığı bir ad. Olaylarla bağlantısı Susurluk’a kadar uzanıyor.
Susurluk bağlantısı
Hacı Ömer, kumarhaneler kralı olarak bilinen ve Susurluk çetesince öldürülen Ömer Lütfü Topal’ın karısı Birsu Hilal Altıntaş’ı İstanbul Dedeman Oteli’nde vuran kişi. Vurma amacı Kayserispor’un parasını yatırdıkları Emper Menkul Değerler’in 35 milyar lira tutan parayı batırmış olması. Kayserili olarak Okuyucu olaya el koymuş. Ne de olsa parayı yatıranlar kentin hatırlıları. Bu kişilerin ilişkilerine ve arkasında bulunan yeraltı gücünün kökenlerine indiğinizde Türkiye’nin en karanlık kadroları ile karşı karşıya geliyorsunuz.
Yener Yermez’in Bursa’da silahlı saldırıda bulunduğu Mehmet Emin Karaydın’ın oğlu Ramazan Karaydın ile konuştum. Karaydın, babasının vurulması olayından önce Kayseri’de faaliyet gösteren Polly firmasının mümessilliğini bıraktıklarını, arada hiçbir parasal alacak vereceğin söz konusu olmadığını anlattı. Ancak mümessilliği bırakmak noktasındaki görüşmelerde önce kendisine karşı, sonra da babasına telefonda ağır hakaretler edildiğini anlattı. Buna önce bir anlam verememişler. Ama bu telefon kavgalarının ardından daha bir hafta geçmemiş vurulma olayı olmuş. Daha sonra gazetelerde resimler çıkınca babası saldırganı teşhis etmiş.
Avukat bilmecesi!
Bursa’da yaşanan bu saldırı olayında kullanılan silahın ordudan çalıntı olduğu sanılmış önce. Çünkü aynı dönemde bir de silah çalınma hadisesi yaşanmış. Ama Emniyet’e gönderilen kurşun örnekleri incelendiğinde bunlar polisin olay yerinde bulduklarıyla tutmamış. Ama aynı tarihlerde Yener Yermez izinli olarak kışladan ayrılmış.
Yener Yermez ile ilgili olarak bir başka iddia da Kayseri’ye teslim olmaya gittiği yönünde. Yani İstanbul, Eskişehir, Ankara sonra da Kayseri güzergahında çıkılan yolculukta amaç Kayseri polisine teslim olmakmış. Neden Kayseri İstanbul polisi, Eskişehir polisi, Ankara polisi dururken… Toprak ve kökleri Yermez’i Kayseri’ye çağırdı galiba? Teslim olmaya giderken ne büyük bir tesadüftür ki yanında oturan kişi bir avukat. Avukat Ankaralı Müslüm Beyaztaş. Yener Yermez otobüse bu avukat ile birlikte binmiş, yan yana oturmuşlar. Avukat Yermez’i tanıyamamış. Şimdi vekaletini üstlenir mi bilmem. Yol arkadaşlığı bambaşkadır çünkü.
İstanbul polisi Üzeyir Garih cinayetine neden organize suç yönünden, mafya ile bağlantılar ve bir çıkar çatışması veya para hesaplaşması olarak bakmadı. Ya da yeterince bakmadı? Yermez bildiğimiz sıradan tetikçi profili yüksek bir zanlı. Bu olaylara onun koruyanları kollayanları açısından da bakmak çözüm için yararlı olur sanıyorum.
Piyasalarda Üzeyir Garih ile Alarko ile ilgili pek çok da iddia mevcut. Bunlardan biri de bazı mafya gruplarının Alarko’dan para istediği yönünde. Bu konuda İshak Alaton bilgi sahibi mi acaba? Ya da Garih’in çocukları?
Bir cinayet bazen hiç beklenmedik, düşünülmedik kapıların önüne çıkartır peşindekileri. Bazen de birçok kapının önünde bırakır. Hangisinden doğruya ulaşılacağını ancak sıkı araştırmalar ve titiz çalışmalar belirler. Bazen her şeyin işaret ettiği değil de hiç gözönüne alınmayan bir ipucu gerçeğe götürür insanı, bazen de gerçeği karartmak için ipuçları değiştirilir. Ama gerçek ne denilirse denilsin bir tanedir.