25 Temmuz 2001
Sabah erken saatlerde Hüsamettin Özkan aradı. “Ben Ali Bilge’yi tanımam. Kemal Derviş Bey de bana böyle bir kadro için başvurmadı. Birileri benim adımı kullanarak başka işler yapmaya kalkıyor, ama ben kimsenin ekmeğiyle oynamadım” dedi.
Kemal Derviş göreve gelir gelmez Ali Bilge’yi işinden koparmış, kendisine danışman yapmıştı. Ama kadrosu verilmediği gibi Derviş kendisine “Hüsamettin Bey senin adını vererek istemediğini belirtti” demişti.
Tam dört ay boyunca kendi cebinden Kemal Derviş danışmanlığı yapan Ali Bilge de bunun üzerine “İstenmediğim yerde durmam, size sorun olmasın” deyip görevini bıraktı. Ama Hüsamettin Özkan dün Ali Bilge ile de görüştü. Ali Bilge’yi aradım anlattı:
“Yahu işin içinde bir gariplik var ama ben çıkamadım. Hüsamettin Bey beni aradı. ‘Seninle ilgili hiçbir tasarrufum yok dedi. Ama burada bir kadro sorunu var. Senin adın bana hiç getirilmedi’ dedi. Özkan, ‘Ben Kemal Bey’e açık açık televoleci iktisatçı arkadaşlarını eleştirdim. Ama Ali Bilge hiç konuşulmadı. Benim adımı kullanarak böyle şeyler yapılmasına çok sinirleniyorum’ diye konuştu. Şaşırdım.
Hemen Kemal Derviş Bey’i aradım, o da bana, Özkan’ın kendisini aradığını, ortada bir kadrosuzluk durumu olduğunu söyledi. Ben kendisine siz bana benim adım verilerek istenmediğimi söylediniz dedim. Ama o kadro sorunu konusunda bazı sözler etti. Sonra da Başbakanlığa gidiyorum, kadro versinler yapalım dedi. Ben artık görev istemediğimi kendisine aktardım. Ne yapalım. Orta yerde bir ucube var ama Türkiye’nin ekonomik krizinde bir Ali Bilge krizine gerek yok diyorum.”
Samimiyet. Türkiye bu en önemli duygusunu yitirince güven de gitti doğal olarak.
Yeniler, eskiler ve düzen
Türkiye ilginç gelişmeler yaşıyor. Tayyip Erdoğan ve arkadaşları yeni, Necmettin Erbakan ve arkadaşları eski. Yeni ile eski olanı gençlik belirliyor galiba. Yeni diye bağrımıza basılanlarla, eski diye bırakılan arasında yaş farkı dışında bir fark var mı?
Türkiye’nin dış borç batağında belediyelerin rolü nedir? Örneğin Necmettin Erbakan mı daha çok dış borç kullanmıştır, Recep Tayyip Erdoğan mı? Yani Hazine garantili işi alıp ödemeyip Hazine’ye ödetince hizmet getirdiğini sananlar mı yenilikçi?..
İstanbul’da son 6 ay içinde tam 500 bin insan işsiz kaldı. Patlarlar mı, susarlar mı bilmem. Fakirler şimdi bu ülkeyi satın, bizim payımızı verin deseler, borçlu çıkarlar. İnanın bana bu borçta 40 yılın hortumcu eski siyasetçilerinin payı kadar, hatta daha büyük pay yenilikçi tayfanın. Hortuma, yolsuza sesiz kaldılar.
Yenilikçilik düzen alternatifliğinde yatar. Sistemin içinde beslenip, semirip sonra onun hatasını ya da kendisini ortadan kaldıramazsınız. Sistemin en önemli kirleteni olmuşsanız, temizlikçi olamazsınız. Hortumla şişmişseniz, hortumla temizlenemezsiniz, ancak boşaltılırsınız. Adınız ister yenilikçi olsun, ister devrimci. Nasıl geldiyseniz öyle gidersiniz.