14.12.1998
Isleri yoluna koymadaki becerisinden ötürü Topal ailesinin ‘Pembe Panter’ diye lakap taktigi Aliye Kara, hâlâ adaleti atlatma pesinde. Halbuki yanitlamasi gereken bazi kritik sorular var
Ömer Lütfü Topal ile ilgili arastirmalarim sirasinda, sikça karsilastigim bir soyad idi ‘Kara’. Topal’in dayisinin çocuklariydilar. Önceleri Ayla, daha sonra ise Aliye Kara, Topal’in Ankara’daki rüsvet ve diger iliskiler agini yönetiyorlardi. Topal’in en yakin adamlarindan Ahmet Kara ile de akraba idiler. Ayla, Topal’in sabika kaydinin temizlenmesi islemleri sirasinda isleri karistirinca yerine Aliye konuldu.
Aliye Kara bir süre sonra Topal’in gözdeleri arasina girdi. Ona, Sedat Demir gibi basina bela olan bir emniyet müdürünü, yeralti dünyasinin Ankarali ünlüsü Iskender Çolak’in kardesi Cengiz Çolak’i kullanarak tavlama olanagini sundu. Sonunda Topal ile Demir’i, Hyatt Regency Oteli’nde bulusturdu. Anlastirdi.
Islerinde o kadar basarili oldu ki, Topal ailesi Aliye’ye ‘Pembe Panter’ kod adini uygun buldu. ‘Pembe Panter’, Topal adina dagittigi rüsvetlerle ilgili olarak son günlerde birbirinden ilginç açiklamalarda bulunuyor. Insan bu kadar yalan bir arada nasil söylenir diye sasirmadan edemiyor! Dönüsün böylesine pes dogrusu.
Anlasiliyor ki Kara’nin polis ve DGM ifadelerini yalanlamasi, onun ne ilk ne de son dönüsü olacak. Çünkü onun önce söyleyip sonra yalanlamasina alistik. Ankara’da bir denetim kurulunda görevli dostum, Kara’nin Ankara’da dagittigi rüsvetlerle ilgili dosyayi önüme koydugunda ‘M. Can’ ve ‘X 4’ kodlari ilk dikkatimi çeken seyler olmustu.
‘M. Can’ ile ilgili olarak Turizm Bakanligi Müstesar Yardimcisi Mevhibe Can üzerinde duruldugunu, konunun arastirildigini söylemisti. Daha sonra elde bulunan rüsvetle ilgili notun Aliye Kara’ya ait oldugu ortaya çikmisti.
Can ile ilgili Ankara Cumhuriyet Savciligi dava açti. Kara bu davada verdigi ifadede Can ile olan iliskisini reddetti. Can da bu taniklik sayesinde kurtuldu. Ama Kara, Istanbul’da Organize Suçlar Müdürlügü’ndeki sorgusunda geçen hafta Can’a rüsvet verdigini itiraf etti. DGM Savciligi’nda da bunu dogruladi.
Kara simdi, “Iskence altindaydim. Bana ifademi zorla imzalattilar” diyor. Iyi ama polis iskence yapti, peki DGM Savciligi’ndaki ifadesini ne yapacagiz? Haydi bu iki ifadeyi de geçtim. Basbakanlik Teftis Kurulu’nda söylediklerini nasil anlatacak? Oraya da iskence ile mi götürdüler kendisini?
Kara, Can’i kurtarabilmek için sürekli ifade degistirmektedir. Ama onun degisen ifadeleri gerçegi degistirmeye yetmez.
Çünkü kendisi Arena programina gelerek Ugur Dündar’a itiraf ettiklerinin, anlattiklarinin da iskence altinda anlatimlar oldugunu ifade edemez. Bilgi ve belgeler adalete yansiyinca yan çizmek
gibi bir davranis içine giren Kara, dogru yola gelmelidir. Her seyi açiklamalidir. Yarin bunlarla ilgili belgeler yayimlandiginda, gerçeklere ulasildiginda utancindan saklanacak yer bulamaz.
Can, dönemin müstesari Korel Göymen’e, Topal’i övünce, Göymen de ayniyla karsilik vermemis miydi? Kara, Göymen ile ilgili polis ve savcilik ifadelerini simdi reddediyor. Peki ama rüsvet ev, kayinvalide iliskisi, ev ile ilgili anlatimlar, adres ve diger söylediklerinin dogru çikmasini nasil açiklayacak?
‘Adaletin, yalanci tanikliga yenik düsürülmesine’ izleyici mi kalacagiz? Hayir, bunu asla kabul etmeyecegiz.
Bu kösede geçen hafta çikan yazilardan sonra Kara beni aradi. Tehdit edildigini, Topal ailesi dahil pek çok yerden tehdit aldigini söyledi. Ben de bildigi ama söylemedigi seyleri de açiklayarak bu tehditleri savusturmasi gerektigini aktardim. Üstelik polis korumasi
altinda bulundugunu, tehditlerden korkmamasi gerektigini hatirlattim.
Ama nafile. Korkusunu anlatti. Bildigi
bir sey olmadigini, ifadelerinin baski altinda alindigini, iskence gördügünü söyledi. Bunlari anlatacagini ama düsünmesi gerektigini söyledi.
Aslinda bu kadar uzun düsünmesine gerek yok. Yalan ifadelerle, açiklamalarla adaleti, kamuoyunu yaniltmasi
mümkün degil. Can’i yalan ifadeyle kurtardi. Ama adaleti daha fazla
yaniltmasi olanak disidir. Korkusuzca davranmasinin zamani geldi, geçiyor. Kendisini kimler, nasil tehdit ediyorsa hemen bildikleriyle beraber açiklamalidir.
Istanbul DGM Savciligi Can dosyasinin yeniden açilmasi için Ankara nezdinde girisimi baslatti bile. Kara hakkinda yalanci sahitlikten dava açilmasi da mümkün. Kara koruma altina yalan
yere taniklik etsin diye alinmadi. Dogrulari, korkusuzca söylesin diye
alindi. Onu dogrulari söyledigi sürece, yasami boyunca koruyup kollamak devletin birinci görevidir zaten.
Simdi gelelim dogrulari söylemekle yükümlü olan Kara’nin yanitlamasi gereken sorulara: Ankara’da Hikmet Babatas cinayetinin sonrasinda ‘Tahsin’ adli bir kisiyle cinayetin kapatilmasi konusunda bir görüsmeniz oldu mu? Kimdir bu Tahsin? Sizinle ne iliskisi vardir? Tahsin’in cinayet sonrasinda Ömer Lütfü Topal’in öldürülmesinin ardindan, Murat Topal ile görüsmeleri hangi konuda olmustur? Murat Topal’dan, Tahsin neden para istemistir? Rüsvet belgenizde ‘X 4’ olarak geçen kisi kimdir? Ifadelerinizde Sedat Demir olarak adlandirdiginiz bu kisiye neden iki milyar lira verdiniz? MKE’den silah alinmasi için diye ifade ettiginiz olay yalandir. Çünkü o tarihlerde Istanbul’da emniyet amiri olan Demir’in MKE silahina ihtiyaç duymayacagi kesindir. 1995’te MKE’de o kadar parayla iki degil, on iki silah alinirdi. Sonra MKE’de cani silah almak isteyene silah verilmiyor. Bu para kime, ne için verildi? ‘X 4’ gerçekte kim?
‘X 4’ Emperyal Sirketi’nin içinden bir ad olabilir mi? Bu kisinin kod adi ‘Yayli Mehmet’ mi? Verdiginiz para Babatas cinayetinde kullanilmis olmasin?
Evet Aliye Kara, sira sizde.