17.12.1998
Tankus’un açiklamalarinin ardinda emniyet teskilatini esir alan köklü kavgalar yatiyor. Narkotikçi Bora Baris Güler’in bir narkotik ajani tarafindan öldürülmesi de bu kamplasmanin bir örnegiydi
Istanbul Emniyeti Narkotik Sube Müdürü Ferruh Tankus’un açiklamalarinin yarattigi yanki, aslinda Türkiye’de kurumlarin içinde bulunduklari büyük açmazlarin küçük bir örnegini olusturmaktadir. Olayi, narkotik subesinin basindaki emniyet görevlisi ile emniyet teskilatini yöneten diger yetkililer arasindaki çekisme, husumet, kiskançlik veya intikam alma diye degerlendirirsek büyük bir hata yapmis oluruz. Çünkü sorunlarin kökünde baska kavgalarin, hesaplasmalarin bulundugunu artik görmeliyiz.
Emniyet teskilati içinde bir yere atanmak veya müdür olmak için ne yapilir? Bu sorunun yaniti çok basittir. Öyle liyakat, büyük mücadelelerle basari saglamak, iyi polis olmak yeterli degildir. Bunlar basli basina sürgün gerekçesi bile olabilir. Fincanci katirlarini ürkütünce basari yok olup gider çünkü. Bu dün de böyleydi, bugün de böyle.
Polis-siyasetçi iliskisi
Polis teskilatinda bir yere ulasabilmek için siyasetçi destegi olmazsa olmaz kuraldir. Eski Emniyet Genel Müdürü Alaattin Yüksel bir tayin döneminde kendisine ulasan torpil isteklerinin listesini çikarttiginda sayinin on binlere ulastigini görmüstü. Emniyet siyasetin arka bahçesi haline getirilmistir. Bunda siyasilerin oldugu kadar Emniyet’i milletvekilligi ve bakanlik için bir geçis kapisi gibi gören ‘uyanik polis’ zihniyetinin de büyük rolü vardir. Polislikten valilige, olmadi Istanbul il müdürlügüne, sonra ver elini politika. Gelsin milletvekilligi, bakanlik. Siyasete ulasmak için yapilacak sey ise gözünüze kestirdiginiz siyasi partinin polis militani olacaksiniz. Türkiye’de son dönemde açikça ortaya çikti ki bu siyaset için geçerli bir yoldur. Parlamentodaki polis veya polislikten valilige geçmis siyasetçilerimizi saymaya bile gerek görmüyorum. Onlar bu söylediklerimizin delilidir. Siyasetçinin kucagindan siyasetin kucagina atilan polis, sonunda kimlik kartinda devletin ibaresi bulunmasina karsin, bazi siyasetçilerin memuru olmaktadir. Bu nedenle tek tip, fikri yapisi gelisemeyen, dedikoduya yatkin, yatak odasi dinlemeye düskün, garip bir yapilanma ortaya çikmaktadir. Iste sorunlarin temelinde yatan gerçek budur. Polisin acilen yeni bir mesleki performans degerlendirmesine, onu siyasetin ve siyasetçinin tuzaklarindan, kullanma isteginden kurtaracak tayin ve terfi sistemine geçmesi gerekmektedir.
Askeri sûra benzeri bir yapilanmayla bu sorunlar çözülür. Polisi kirli siyasetin araci olmaktan kurtaracak yeni düzenleme için her sey hazirdir.
Bunlar yapilmadiginda bugün Ferruh Tankus, yarin bir baskasi ortaya çikacak ve yeni yeni iddialar ortaya atacaktir. Karsilik olarak alacaklari ise yeni kavgalara ve açmazlara götürür polis teskilatini o kadar. Bu isleri kayikçi kavgasindan kurtarmanin yolu polisi tarafsiz ve etkin kilmaktan geçer.
Türkiye kara para, narkotik suçlar, nükleer kaçakçilik ve terörizm konularinda polisin etkin ve basarili çalismasina muhtaç bir ülkedir.
Bugün karsimizda duran olayi inceledigimizde Tankus’un iddialarina ve bu iddialarin tartismasina geçmeden önce, Türkiye’de narkotik, yani uyusturucu olayina bakmakta fayda var. Türkiye’nin uyusturucu ile mücadelesi özellikle Avrupa ve Amerika açisindan çok önemlidir. Türkiye hem bir geçis bölgesi olarak uyusturucu maddelerin ticaretinde, hem de üretiminde etkindir. Üretimdeki etkinlik özellikle PKK terörünün bu alandaki yatirimindan kaynaklanmaktadir. Çünkü PKK terörünün finansmanindaki en etkin yol, uyusturucu ticareti ve uyusturucu sevkiyatindaki yol güvenligi üzerinden alinan haraçtir. Türkiye’deki uyusturucu sektörü, iç piyasayi da genisletmek amaciyla üretimi Türkiye’ye kaydirmis bulunuyor.
Avrupa’ya giden uyusturucunun yüzde 60’i, Amerika’nin ise yüzde 40’i Türkiye üzerinden geçiyor.
Bu kösede defalarca yazdik. Uluslararasi alanda Türkiye uyusturucu nedeniyle büyük sabikalari olan bir ülke. Uluslararasi güvenlik birimleri Türkiye’de üst düzey bürokratlarin uyusturucu konusunda örgütlere yardim ettiklerini, uyusturucu satisina ortak olduklarini düsünüyorlar.
Bu nedenle Amerikan gizli servislerinin uzantisi olan DEA’nin Istanbulda çok önemli bir bürosu bulunmaktadir. Amerikalilar Türkiye’de yakalanan uyusturucu üzerinden polise para yardimi yapar ve hatta uyusturucu operasyonlarinda çok basarili gördükleri polisleri ödüllendirirler bile. Bu Amerikan yakinligi ve ilgisi, Istanbul Narkotik Subesi’ni etkin ve basindaki kisiyi de güçlü kilar. Yani Emniyet’te Istanbul Narkotik Subesi önemli ve iyi bir posttur. Son dönemde Istanbul’da yapilan operasyonlarda ele geçirilen uyusturucularin, tipki bundan öncekilerde oldugu gibi asil ihbar yeri Amerika’dir. Büyük parti mallarin hemen tamami DEA’nin yetkilileri tarafindan Türk tarafina bildirilir. Operasyon izlenir ve gözlenir. Peki bunca basarili oldugu söylenen uyusturucu mücadelesinde gelinen nokta nedir? Ortada basari falan yoktur.
Türkiye uyusturucu açisindan standart, her yil uyusturucu sevkiyatinda görülen artisa uygun olarak yakalama istatistiklerindeki artisla övünür. Bunun basari olarak sunulmasi mücadelenin etkin kilinmasi yönündeki pisikolojik atak disinda gerçege yönelik bir olgu degildir.
Yani Ferruh Tankus’un görevden ayrilmadan önce yaptigi büyük mücadele açiklamasi, kendini övgü disinda bir anlam tasimaz. Ama yaptigi açiklamalar sunu göstermektedir: Uyusturucu tacirleri dünyanin en önemli geçis yerindeki en etkin polis birimiyle yakindan ilgilenmekte ve buralarda adam elde etmek için çaba sarf etmektedirler. Bunda çogu zaman da basarili olunmaktadir. Örnegin Bora Baris Güler adli narkotik polisinin, bir baska narkotik ajani tarafindan vurulmasinin ardindan yasanan olaylar iyi incelenirse, bunun bir kaçakçilik hesaplasmasi oldugu net bir sekilde ortaya çikacaktir. Çünkü Baris Güler’i vuran Nazmi Deliktas, Ferruh Tankus’un kullandigi bir ajan oldugunu mahkemede açiklamistir. Ardindan cezaevinde öldürülmek istenmistir. Onu kurtaran gardiyan disarda vurulmus, felç olmustur. Hesaplasma Lucky-S gemisinde yakalanan mallarla ilgilidir. Nazmi Deliktas’i vurmak isteyenler, Lucky-S gemisinde mali olanlari koruyan babalarin adamlaridir.
Uyusturucu bir girdaptir. Bu girdabi durduracak güç polis ve adalettir.
Türkiye’de ne yazik ki siyasetin isin içine bulasmisligi engellenemediginden sorunlar çözümlenememektedir. Örnegin Hayali Ihracat Komisyonu Baskani eski milletvekili Mahmut Öztürk, bir gün eline geçen polis raporunu heyecanla okur. Çünkü bu raporda bakanlik yapan bir siyasetçi hakkinda uyusturucu kaçakçisi oldugu yolunda bilgiler vardir. Raporu alip dogruca devletin en tepesindeki kisiye gider. O da raporu okur, “Mahmutçum bu raporlarin nasil hazirlandigini bilmiyor musun? Bos ver. Partiye büyük yardimlar yapiyor” der. O kisi hâlâ bakan. Simdi bu tablo içinde kadi ola davaci misali, kimi kime sikâyet edeceksiniz? Sorun sistem sorunu. Kisiler önemli mi?
Ankara’da kizakta bulunan Orhan Tasanlar, hakkindaki onca suçlamaya, sorusturmaya, servetiyle ilgili kara noktaya ragmen büyük illerde emniyet müdürü, sonra vali oldu. Simdi Bursa’da ona Nesim Malki cinayetini çöz diyenlere, “Çözdüm ya” diye yanit veriyor. Hakli. Geç de olsa katilleri söyledi. Ama Nesim Malki cinayeti katiller bulununca mi çözülmüs oluyor? Yoksa arkasindaki güçler ortaya çikartilinca mi?
Dedikodudan geçilmiyor
Ferruh Tankus iki yili askin süredir narkotik bürosunun basinda. Aslinda bu kadar uzun süreyle kimseyi tutmazlar poliste narkotik basinda. Onu tuttular. Bugün o kendisini tutanlara ‘rüsvetçi, eroincilerin parasiyla adam satan’ yakistirmasi yapiyor. Suçlananlar ise ‘çeteci, rüsvetçi, karanlik’ adam diye karsilik veriyorlar. Tankus’un iddialarindan Hasan Özdemir ile ilgili olanlar konusunda Özdemir ile konustum. Bana Mersin’deki evi nasil aldigini anlatti. Gayet normal gözüküyor. Oglunun Levent’te oturdugu evin ise kira oldugunu, gelininin de çalistigini anlatti. Kira bedeli 100 milyon lira imis. Tankus 100 milyara ev aldi demisti. Birileri kasitli olarak karistirmis olsa gerek. Bizde dedikodu adam yeme mekanizmasinin en etkin araci ya…
Dedigim gibi bu iddialarin arkasina bakmak lazim. Çokça siyasi dedikodu var ortalikta. Tankus Emniyet’in en etkin adami Mehmet Agar’a bagli imis. Bu kanat Istanbul Emniyeti’nin basina yeni atama yaptirmak için çabaliyormus, mafyadan destek aliyormus..
Aslinda bunlar yalanmis, digerleri haraç ve rüsvetle islerini yürütüyor, ama Agar’a karsiyiz sloganiyla ayakta kaliyorlarmis… mus, mis, mis…
Her sey yalan, uyusturucu ve yok ettigi insanlar gerçek. Kanli örgütlerin, mafyanin, kirli devletin, pis siyasetin, alçak bürokrasinin içinde yer alanlar beslenmek için kana ve uyusturucuya ihtiyaç duyarlar. Satilik adam ararlar, bulurlar.
Uyusturucuyla mücadele bir polis müdürünün namusuna emanet edilir mi? Edilemez.
Günlük kavgalarin bu mücadeleye katkisi olamaz. Ferruh Tankus kötüydü, niye iki yil o görevde tuttunuz? Bu kadar seyi bilen Tankus, görevden alinana kadar niye sustu?
Sorun sistemdedir. Gerisi siyasi kavgadir, rant kavgasidir, hirstir. Türkiye sistemini düzeltmeden batakligi kurutamaz.