16 Ağustos 2001
Aynı cümleyle başladım güne. “Yanlış hesap yapıyorsunuz.” Yanlış hesapladığım şey, Recep Tayyip Erdoğan’ın şirketi Emniyet Gıda’nın karı. Ben ciro üzerinden kar hesaplaması yapıp da geliri aylık 40 milyar olarak gösterince, bütün okurlar ayağa kalktı adeta.
Yanlış hesap okurdan dönüyor. Hesabın doğrusunu okurlarımın yolladığı 102 adet hesaplama içinden birini yayımlayarak hatamı da düzeltmiş olayım.
“Bugünkü Tayip yazınızda bir hesap hatası yapıyorsunuz. 6.5 trilyonluk ciroda Ülker’in verdiği en fazla komisyon % 10 dur. Bu da 650 milyar yapar. 650 milyardan masraflar çıkıldıktan sonra kalan karın % 12’si Tayyip’e kalacaktır. Bu da vergiden sonra en fazla 250 x 0.12= 30 milyar olup 7 aylık ciro üzerinden hesabınızı yaptığınızda aylık 4.28 milyar lira eder. Erdoğan’ın servetinin kaynağını biraz daha araştırmanız gerekiyor. Ciro üzerinden kar hesaplaması size çıplak bir rakam verebilir ama o karı göstermez.”
Şimdi daha çok ihtiyaç doğuyor bu şirketin geçmiş dönem karlarını ve vergisini bulup ortaya çıkartmaya. Aslında bunu Tayyip Erdoğan kamuoyuna çıkıp yapsa, mal beyanında bulunsa daha iyi olmaz mı? Bu arada benim mal beyanından sonra, kendi mal beyanlarını açıklamayıp suskun kalan Albayrak kardeşler unuttum sanmasınlar. Unutmam, unutmam.
Avukatının anlattıkları
Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatı Hayati Yazıcı ile konuştum. Yazıcı, Erdoğan’ın şahsi servetinin bir milyar dolar olmadığını söylüyor. Doğru, bunu kimse söylemedi ki zaten. Bu konuda Mülkiye başmüfettişinin raporunda yazan ve benim de köşeme aldığım, Rahmi Koç’un da basına dayanarak söylediği Erdoğan’ın AKP (Adalet ve Kalkınma Partisi) için, Albayrak olanaklarıyla birlikte değerlendirdiği para. Müfettiş Candan Eren’in raporunda bunların dökümü ve nerelerden kazanıldığı da yazılıyor. Üstelik bu paraların siyaset fonu ve havuzunda nasıl biriktirildiği de anlatılıyor. Rapor DGM’de.
Müfettişlerin saptadığı 53 ihaleden Albayrak şirketinin aldığı iş toplamı 400 milyon doları aşıyor. Bir siyasi hareketin finansmanında kullanılmak üzere bunların toplandığının bulguları ve savları da Mülkiye başmüfettişinin yaptığı çalışmada yer alıyor. Tabii müfettişin mafyavari yöntemler ile rüşvet ve zimmetle ilgili suçlamaları konusunda kararları DGM savcılığı vereceği için ben herhangi bir yorumda bulunmayacağım. Onlar çete soruşturmasının konuları.
Hayati Yazıcı olayla ilgili daha önce bir rapor hazırlayan müfettiş Mehmet Gündoğan’ın raporunun daha önemli olduğunu savunuyor. Rapora şöyle bir baktım. İnceliyorum. Onu da değerlendireceğim. Gözüme çarpan bir Albayrak bölümü var. Albayrak kardeşlerin eşleri belediyede çeşitli yönetim kurulu üyeliklerinde bulunmuşlar. Bunlar araştırmalarda birkaç gün ile pek çok yönetim kurulu üyeliği için sabit görülmüş. Ama Gündoğan bunda soruşturulacak bir şey ve yasalara aykırılık bulmamış. Raporu okumaya devam ediyorum.
Bir de Yazıcı uçak söyleşimizde Erdoğan’ın mal varlığı ile ilgili açıklamalarını, bu siyasi finansmanda kullanıldığı söylenen 1 milyar dolar ile karıştıranlar olduğunu söyledi. Erdoğan’ın konuşmamız sırasında bana “Yıllardır özel sektörde yöneticilik yaptım. Daha sonra da ticari faaliyete başladım. Yani Medine fukarası, boşta gezen birisi değilim” dediğini aktardı. Ama ben bunu bir milyar lira ile çağrıştıracak şekilde yazarak kötü niyet göstermişim. Yazı ortada. 1 milyar dolar için “O müfettiş matematik biliyor mu” diye soran da Tayyip Erdoğan. O bölümle mal beyanını ayrı yazan da benim. Ülker distribütörü olduğunu söyleyen, Anadolu yakasına Ülker’i dağıttığını anlatan da Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisi. Şimdi ortaya çıkan belgeler de gösteriyor ki söyledikleri doğrudur.
Ülker distribütörlüğü ve özel sektör çalışmalarının siyasi finansmanla ilgisi yok. Ama yukarıda hesabını yaptığımız şahsi mal varlığının esas kaynağını oluşturan Emniyet Gıda’nın kar durumunun da zaten Erdoğan’ın siyasi faaliyetleri açısından bir kıymeti yok. Kimse de Erdoğan’ın malını mülkünü merak için sormuyor bunları. Bu hareket nasıl finanse edildi deniyor. Çok mu zor bir soru.