01 Mayıs 2003
Rüşvet ve yolsuzlukla mücadelede yine bataklık gözden kaçıyor . Gene bildik nutuklar, cağızlar, ceğizler…. Bataklık orta yerde dururken sivrisineklerle mücadele ediliyor. Günlük, medya şovlarına dönük çalışmalar; spekülatif, sansasyonel, pragmatik sonuçlar doğurabilir. Hırsız diye yakalananlar yarın serbest kalır, oyuncular değişir ama oyun devam eder. Yolsuzlukla, rüşvetle mücadeleyi polis, müfettiş yapmaz. Eline kelepçe taktığınız, hatta prangaya vurduğunuz adamlar işlerini cezaevlerinden bile yürütür, yine trilyonlarına trilyonlar katarlar. Elleri Hazine’de Ankara’nın rüşvet ve yolsuzluk koridorlarında dolaşır durur. İllerin belediyeleri, il özel idareleri, vakıflar bunların elinde kalır.
Tayyip Erdoğan ve hükümetinden artık yurttaşların istediği ve beklediği şey yolsuzluk ve rüşvet bataklığının kurutulmasıdır. Bugüne kadar ne yazık ki, böyle olmadı. Bu nedenle Türkiye’de işler yolunda gitmedi. Her yolsuzluk mücadelesi sivrisinekleri hedef aldı.
* * *

İktidar sahipleri siyaset ve siyasi geleceklerinde bir basamak olduğu için, kimi de halkın gözünde kahraman olmak için bu işlere girişti. Türkiye’de yolsuzluk mücadelesi yasal düzenlemelerle yapılmalıdır.Tıpkı dünyada olduğu gibi. Dünyanın neresine bakarsanız bakın; yolsuzluk mücadeleleri parlamentolarda verilir. Parlamentoların desteklemediği, destekleyemediği mücadelelerden sonuç alınamaz.
Bunun için öncelikle Anayasa ve yasalardaki dokunulmazlık, korumacı tutum ve anlayışlar değiştirilmelidir. Şeffaf devlet düzeni ve yönetimi bir ilke olarak benimsenmelidir. Bunlar olmazsa., meclis hesap sormazsa, meclis bütçesini denetleyemez, Türkiye’deki denetim mekanizmaları tek elden idare edilemezse yolsuzlukla ve rüşvetle mücadele edilemez.
Türkiye’de makam odalarından başlayarak kamudaki yöneticilerin mal varlığına uzanan bir yeni düzen yaratmak gerekiyor. Daha doğrusu bunların izlenirliğini, denetlenirliğini sağlamak gerekiyor. Malvarlığı beyannamesini elinden alıp, kasada unutmakla Türkiye’de kamu çalışanlarına denetim getirilemez. Türkiye’nin işletilebilir düzenlemelere kavuşturulması şarttır.
* * *
Adliyesinden, hastanesine, eğitiminden, belediyesine, gümrüğünden, savunmasına kadar her yerde rüşvet ve yolsuzluk iddialarının ayyuka çıktığı bir ülkede denetim birimlerini doğru çalıştıramaz, ceza ve yasal düzeni buna uygun örgütleyemezseniz sorunları çözemezsiniz. Rüşvet ve yolsuzluk sadece bizim sorunumuz değil. Amerikan ekonomisini de, AB ekonomisini de vuran, derinden sarsan bir noktada yolsuzluk. Bununla mücadelede onlardan farkımız ortaya çıktığından onlarda ceza ve sistem dışına atma mekanizması var. Biz içimizde tutup korumakla kalmıyoruz, bir de bağışıklık kazandırıyoruz.
İhale sisteminden, dokunulmazlıklara; yerel yönetimlerden ve hazine garantili borçlanmalardan ihracat teşviklerine kadar her alanda rüşvet ve yolsuzlukla mücadele şart. Bunu nasıl yapacağız? Bunu yasalarla kurumlarımızı, sistemimizi koruyarak yapacağız. Bunu eğitimimizde yeni düzenlemeler gerçekleştirerek yapacağız. Gerçeklerin yerini hiçbir şeyle dolduramayız. Tıpkı rüşvet ve yolsuzlukla mücadele ediyoruz diye, hep havanda su dövdüğümüz gerçeğinin yerine bir şey koyamayacağız gibi. Bu tür dönemler herkesin hırsızının kendine iyi gözüktüğü dönemlerdir.
Bugüne kadar biz neden yapamadık, başaramadık diye düşünürken Prof. Dr. Ali Ercen’ın bir çalışmasını gördüm. Kafamdakilerle örtüşü verdi. Sorunun yokluk olduğu ve yokluk yönetiminin başarılı bir şekilde yapılamaması durumunda yolsuzluk ve hırsızlığın gelişeceğini çok iyi aktarmış. Size onu iletmek istiyorum