26 Şubat 2002
Ali Fevzi Bir konuştukça gizli soruşturmaların da “gizli” olmadığını ortaya çıkarıyor. Son sözler şike soruşturmasının hakemlere ve Bir’e sızdırıldığını ele verdi
Sike çetesi gerçeği, pek çok noktada aslında ne kadar başıboş bir yönetim içinde bulunduğumuzu gözler önüne serdi. Ali Fevzi Bir konuştukça ortaya dökülen kirli çamaşırlar, çok gizli soruşturmaların bile gizli olmadığını gösteriyor. Bir’in açıklamaları iyice irdelenmeli. Bir önceki gece kurgulanmış bir senaryonun parçası olarak, Almanya’dan telefonla bir kanala çıktı ve konuştu. Yapımcıların gösterdiği saygı ve sevgi gözlerimi yaşarttı. Ama bundan da ötesi Bir’in açıklamalarıydı.
“Günde 10 – 15 bin dolar harcadığını, benim 5 milyon dolara dinimi değiştireceğimi, kendisinin ise başında olduğu takımı bu paraya şampiyon yaptığını” anlattı.
Haber uçurdular
Ayrıca çok önemli bir ifşaatta da bulundu:
“Bundan bir buçuk ay önce ben saunada iken bana hakemlerin telefonu dinleniyor, bu konuda hakemler uyarıldı denildi” dedi. Ayrıca kendisi telefon konusunda herkesten daha uzmandır ya, neyse. Bu sırada şike dosyasında adı bulunan hakemlerden Bir’in çok yakın dostu Sadık İlhan da “Evet bize Merkez Hakem Kurulu Başkanı Bülent Yavuz, bundan bir buçuk ay önce yaptığımız bir genel toplantıda, bütün hakemlerin telefonları dinleniyor, dikkat edin açıklaması yaptı” dedi. Benim elimdeki dosyadaki tarihleri söylenen tarihlerle karşılaştırdım, evet söylenenler doğru. Telefon dinlemeleri ve şike konuşmalarının kayda geçmesi tam da bu tarihlere rastlıyor. İşte bu noktada şimdi yanıt aranması gereken bir soru daha gündeme geliyor:
“Bu şike araştırmasını kim hakemlere ve Bir’e sızdırdı?”
Daha soruşturma aşamasında iken, bu dosya ile ilgili belgeler ve bilgiler toplanıyorken, kim soruşturmanın geleceğini kararttı? Bu köstebek Emniyet’in içinde mi, yoksa adalet mekanizmasında mı bulunuyor? Kim hem Ali Fevzi Bir’e hem de suçlanan hakemlere telefonların dinlendiğini, böyle bir soruşturmanın yapıldığını haber verdi? Kim?..
Bu öylesine bir suç ve suça iştirak ki; bunun ortaya çıkartılması, şikelerin ortaya çıkartılması kadar önemli. Çünkü bu ayakta da devlet içindeki işbirlikçiler ortaya çıkacak.
Bu dosya ile ilgili çok ilginç bir nokta bu itiraf edilen gerçek. Çünkü dosyada dinlenen hakem yok. Yani mahkeme kararı ve dinleme dokümanları sadece Ali Fevzi Bir’in telefonunu gösteriyor. Diğer dinlemeler için karar yok. Böyle bir dinleme de yok dosyada. Ali Fevzi Bir’i arayanlar ve onun aradıkları dosyayı oluşturuyor. Hakemler dinlenmezken hakemlere dosyadan bahsedip, onlara dinleniyorsunuz açıklamasını Merkez Hakem Kurulu yetkilileri nasıl oluyor da yapıyorlar? Böyle son derece gizli bir bilgiye nasıl oluyor da ulaşıyorlar? Ayrıca hakemlere bu bilgiyi aktaranlar Ali Fevzi Bir’e dinleme olayını nasıl haber veriyorlar? Bunlar kim?
Çünkü dosyaya daha hangi savcının bakacağı bile belli değil o sıralar. Ancak Kadıköy Savcılığı’nda olan dosyanın bir aralar Ankara’ya götürülüp, burada bazı siyasilerle görüş alışverişi yapıldığı iddiaları vardı. Acaba savcıların bu konudaki tutumunu bazı siyasiler ve üst düzey yöneticiler kötüye kullanıp, hakemlere haber mi verdi?
Yoksa adalet mekanizması ile Emniyet içinde bu çetenin adamları mı var? Bu bilgiyi sızdıranlar hem soruşturmayı baltaladılar, hem de ulaşılacak pek çok ipucunu yok ettiler. Herhalde savcılar soruşturup gerçeği ortaya koyacaklardır.
Olsan ne olur olmasan ne olur?
Ali Fevzi Bir gibi adamlar, parayı tanrı saydıkları için değerlerinin de bir fiyatı var. Yoksa bazı mukaddes kavramların parayla alınıp satılamayacağını sıradan herkes bilir. Susurlukçu Bir, Sahrayı Cedit takımını aldıktan sonra, çok para harcayıp ikinci lige çıkartmış. 5 milyon dolar diyor. Ona bu paraları nereden buluyorsun diyen yok. Sonra sattı takımı. Takımı ondan Abdülbaki Şimşek ile Yemen Ekşioğlu devraldı. Hani Bir’i hiç tanımıyorum diyen Ekşioğlu. Takım Bir’den sonra adını da değiştirdi. Artık Öz Sahrayı Cedit değil. Yeni adı Üsküdar Anadolu. Adının değişme nedenini de siz tahmin edin artık.
Bir de Tuncay Özkan’ın Susurluk takıntısı varmış… Evet var. Bu nedenle Ali Fevzi Bir’e “takıkömış. Yok… Bu yanlış Ali Fevzi Bir. Tuncay Özkan’ın kişilerle bir derdi yok. Sen olmazsın başkası olur. Tuncay Özkan’ın bataklıkla, onu yaratan sistemle, hukuk düzenini savunmakla derdi var. Sen olsan ne olur, olmasan ne olur…
Bahisçisiyle Almanya’da buluştu
Ali Fevzi Bir İtalya’dan başladığı yolculuğuna Almanya’da devam ediyor. Bahisçisi de Almanya’da zaten, buluştular. Sadece onun için bahis oynamıyor tabii. Şenol adlı bu bahisçinin Türkiye’den hatırlı pek çok spor adamıyla işi var. Şimdi orada birlikte gelişmeleri değerlendiriyorlardır. Açıklamalar yaptığı kanalda, yok dediği bahislerin oynandığı ortaya çıktı. Daha neler çıkacak? Ayrıca benimle ilgili çirkefleştiği noktaları hiç önemsemiyorum. Ama o programda bana atılan çamurun hesabını da o kanal ile hukuk önünde ayrıca göreceğim elbette.