30 mart 2001
Aylar öncesinden Ankara’da bir haber kaynağım, Gaffar Okkan suikastında olay yerinde bırakılan silahlar ve mermilerin balistik incelemesin sonucunda çok önemli gelişmelerin bulunduğunu ve bir zanlının teşhisine doğru ilerlendiğini aktarmıştı. Ama rica etti “Ne olur bunları yazma” o zaman yazmadım. Ama şimdi bu ipucu üzerine gelinen nokta, Okkan suikastında çok önemli bir aşamayı gösterdi.
Uzunca bir süredir takip edildiği anlaşılan ve dün düzenlenen operasyonda ölü ele geçen kişi: Hasan Sarıağaç. Sarıağaç (Evinde ele geçen silahı suikast günü de kendisi kullandıysa) ilk bulgulara göre büyük bir olasılıkla ilk saldırının sonrasında Gaffar Okkan’ın yanına giderek onun başına ateş eden kişi. Sarıağaç, 5’i öldürme 13 olaydan dolayı aranıyordu. Daha önce Hizbullah sanığı olarak cezaevine girip çıkmıştı. Yani Hizbullah’ın çok güvendiği tetikçilerinden ve yöneticilerinden biri.
Sağ yakalanmalıydı!
Üzerinden Şemsettin Şen adına düzenlenen sahte kimlik çıktı.
Daha önce Hizbullah’ın tetikçisi olarak arananlar listesinde bulunuyordu.
Diyarbakır Bağlar semti Göçmenler Caddesi 48. Sokak Karablan Aparatmanı’nın ikinci katındaki daireyi bir hafta önce kiralamış, iki gün önce de taşınmıştı.
Diyarbakır polisinin çalışması sonucu Hasan Sarıağaç’ın bu adrese ailesiyle birlikte taşınacağı önceden öğrenildi. Daha evvel elde edilen bulgularla birlikte Sarıağaç iki günlük bir izlemeye tabi tutuldu. Sonra dün sabaha karşı saat 03.00 sıralarında operasyon düzenlendi. Çatışma çıktı. Keşke çıkmasaydı. Mutlaka polis bir yolunu bulup, zanlıyı sağ ele geçirseydi. Suçlar mezar taşlarına yazılmamış olurdu?
Evde üç kadın (biri eşi) ile beş çocuk bulunuyordu. Evde bir Kalaşinikof marka tüfek ve şarjör, bir Çek yapısı CZ tipi 16’lı diye tabir edilen ve polis teşkilatınca da kullanılan tabanca ile bir el bombası ele geçirildi.
Hasan Sarıağaç’ta ele geçirilen Kalaşnikof’un balistik incelemesinde ilk bulgular silahın Gaffar Okkan cinayetinde kullanıldığını ortaya koyuyor. Bu silaha ait suikast sonrasında olay yerinde 45 boş kovan bulunmuştu. Bu boş kovanların Okkan’ın öldürüldüğü noktaya yakın yerde bulunmuş olduğunu hatırlatıyor polisler. Okkan arabanın içindeyken gidip başına ateş edilmişti. Bu gösteriyor ki silahı Sarıağaç kullandıysa, (şimdilik bunu doğrular bir şey yok. Sadece silahın olayda kullanıldığı sabit) olay günü Okkan’ın başına ateş eden de o idi. Ama artık sağ olmadığı için bunu saptamak çok zor.
Baskın mı var?
Diyarbakır polisi neden böyle bir operasyon düzenlemek zorunda kaldı? Neden zanlı ölü ele geçti? Takip devam edemez miydi? Bir yerlerden baskı mı geldi? Yoksa polisin bir değerlendirmesi mi bu daha sonra ortaya çıkacak? Ama zanlının ölmüş olması büyük talihsizlik. Sağ olarak yakalanıp sorgulanamaz mıydı? Bütün bunlar şimdiki bilgilerle muamma. Elde zanlı olmayınca, polis en önemli tanığı ölü ele geçirmek zorunda kalınca, sonuç çoğu zaman sonuçsuzluk oluyor. İnşallah bu sefer böyle olmaz. Sarıağaç silahın olay sırasında sahibi ise beş ayrı gruptan ve yaklaşık 20 kişiden oluşan suikast timinin birinci grubunda yer alıyordu. O saldırıda Sarıağaç’ta bulunan silah 2 şarjör yani 60 kadar mermi kullanmıştı. Hasan Sarıağaç, Gaffar Okkan’ın ölümünden önce kendisine yönelik suikast hazırlığıyla ilgili bilgi veren Hizbullah Diyarbakır Askeri Kanat Sorumlusu Sabri Özdemir’in yerine geçtiği sanılıyor. Yani örgüt Okkan’a kendilerini satan kişinin yerine onun daha sonra katili olacak kişiyi geçirmiş. Bu kişinin askeri kanat sorumlusu olduğundan Gaffar Okkan suikastını organize eden yöneticiler arasında bulunduğu sanılıyor. Tabii burada en büyük hata Sarıağaç’ın öldürülmüş olması. Umarım diğer deliler senaryonun eksik parçalarını tamamlamaya yeter.