05.11.1998
Ifadesinde Türk Ticaret Bankasi’yla ilgili sahtekârlik iddialarini dogrulayan Elverdi, Erol Evcil’in sahte belge ve imzalarla bankadan çektigi paralari gösteren hesap cüzdanlarini savciliga teslim etti Tuncay ÖZKAN Kara para kavrami Türkiye’nin yeni karsilastigi bir olay degil. Türkiye’de bu para kaynaklarina davetiye çikaran Turgut Özal gibi liderler ile, “Akdeniz havzasinda kara para olmadan ekonomi yürümez. Türkiye bundan koparsa batar” diyecek kadar dar görüslü Maliye müstesarlari çok görülmüstür. Bugün Türkiye’de sistemi tehdit eden en önemli suç aleti, kara para olarak karsimizda durmaktadir. Türkiye’yi bugünkü sistem batagina, ekonomik açmazlara ve mafya devletine dönüstüren virüsün adi kara paradir. Kara paranin kaynaklarina bakildiginda kaçakçilik ve uyusturucu hattini en etkin besleyenler oldugu ortaya çikiyor. Peki Türkiye uyusturucu ve kaçakçilik davalariyla ilgili olarak DGM’leri etkin bir sekilde kullanirken, kara para için ne yapacaktir? Kara parayla ilgili olarak bir yasal boslugun dogmasina izin verilmemelidir. Meclis’teki organize suçlarla ilgili yasa görüsülürken veya hemen, kara para ve kara paracilarla mücadele konusunda etkin yasal önlemler alinmalidir. Cinayetten sonra santaj DGM’lere karsi olalim olmayalim, bu kavgada Türkiye elindeki hukuk gücüyle en etkin mücadeleyi vermek zorunda. Su an kara para konusunda mücadele verilecek yer DGM olarak gözüküyor. Bunun için yeni bir düzenleme saglam temeller üzerine oturtulmadan, DGM’leri bu konudaki yasal bosluklarini giderip, güçlü kilmak gerektigine inaniyorum. Ama bunun DGM’leri kaldirip yerine yeni düzenlemeleri koyana kadar geçerli olmasi gerektigini de belirtiyorum. Bu anlamda, kara para sorusturmasi yürüten ekiplerle cinayet ve diger sorusturmalari yürüten savcilarin, güvenlik güçlerinin koordinasyonunun en üst düzeyde tutulmasinin saglanmasi gerekiyor. Bu konuda hükümetin sorumlulugunun büyük oldugu unutulmamali. Nesim Malki olayinda önceki gece yasanan gelismeler çok önemli. Bizim dün yeni iddialar veya senaryolar olarak adlandirdigimiz bilgileri dogrular nitelikte. Önceki gün DGM savciligina teslim olan ve Nesim Malki cinayetinin tetikçilerinden birisi olarak aranan Sükrü Elverdi, çok önemli seyler anlatiyor. Elverdi’nin savcilik ve polis ifadelerinde yer alan bilgiler olayin karanlik noktalarini açiga çikaracak nitelikte. Elverdi de, tetikçi olarak kendisinin degil, Emin ve Mücahit adli iki kisinin adlarini dile getiriyor. Oguz Isikli ve Burhanettin Türkes’in organizasyondaki rollerini aktariyor. Halen yurtdisinda bulunan Oguz Isikli ile Burhanettin Türkes, Elverdi’nin eski sirket ortaklari. Isikli, Elverdi’nin çalisani. Elverdi, Evcil’in kendisine Malki’nin öldürülmesi teklifini Agustos 1995’te yaptigini anlatiyor. Ancak daha sonra bundan vazgeçtigini belirtiyor. Bu sirada kendisinin olusturdugu cinayet ekibinde yer alan Muharrem Kutay’in daha sonra Malki’nin öldürülmesi üzerine santaj yaptigini aktariyor. Elverdi’nin tutanaklara geçen ifadesine göre Kutay, bildiklerini anlatmamak için para istiyor. Elverdi bu parayi Erol Evcil’den aliyor. Evcil’in verdigi parayi da Muharrem Kutay’a aktariyor. Daha sonra ayni yolla Fazli Tastan’in da Evcil’den para aldigi iddia edilmisti. Ancak Tastan bu iddialari yalanladi. Simdi karsimizda haraç, santaj, tehdit, cinayet gibi suçlar yoluyla para sahibi olmaya çalisan bir çete duruyor. Bu çetenin olusumunda Evcil en etkin kisi. Evcil’in böyle bir olusumu desteklemesinin nedeni apaçik ortada. Kendisine koruma, kollama ve saldiri için ekipler olusturuyor. Nesim Malki öldürüldükten sonra ona borçlu isadamlarina, Hayyam Garipoglu’na, Korkmaz Yigit’e ve digerlerine karsi girisilen saldirilar da gösteriyor ki Evcil, Malki’nin alacaklarini tahsile soyunmus durumda. Bu arada Evcil’in ortaklarini da sindirmis ve haraç almaya baslamis. Simdi bu tabloyu aydinlatacak sey kara para arastirmasidir. Tetikçiler bulunur. Ama cinayetin asil nedenini olusturan kaynaklara inmek için parayi israrla izlemekte büyük yarar var. Erol Evcil, Malki cinayeti nedeniyle, ayni zamanda bir av konumuna da düsmüs. Etrafindaki çete üyeleriyle, cinayeti bilen ama açik vermeyen kadrolarin talanina ugramis. Malki cinayeti nedeniyle kendi diyetini öder duruma düsmüs. Alaattin Çakici ile iliskisinde bu noktanin önemli oldugunu düsünüyorum. Sistemin en barbar babasini, bütün diger barbarlarin doymak bilemeyen istahini kesmek için tutmus. Barbarlarin kavgasini en barbar olan Alaattin Çakici kazanmis. Ama kaybeden Erol Evcil’den baskasi degil aslinda. Sükrü Elverdi ifadelerinde, Türk Ticaret Bankasi’yla ilgili müfettis raporlarinda yer alan sahtekârlik iddialarini dogruluyor. Hatta kendi adina çikartilan ama Erol Evcil’in sahte belgeler ve imzalarla bankadan çektigi parayla ilgili hesap cüzdanlarini da delil olarak savciliga vermis bulunuyor. Elverdi Türkiye’deydi Bu sirada Elverdi’nin yurtdisinda degil Türkiye’de oldugu da açiklik kazandi. Elverdi ayni zamanda Fransiz vatandasi. Alaattin Çakici yakalandiktan sonra, Erol Evcil yurtdisina Orhan Aslitürk’ün uçagiyla çikarken, (ilginçtir Aslitürklerin korumasini da Çakici ekibi üstlenmis durumda) o Türk Hava Yollari uçagiyla Fransa’ya ulasmis. Fransa’daki çevresini ve Fransizcasini kullanarak Alaattin Çakici’ya avukat bulmus, ilk durusmalarin organizasyonunu yapmis. Ancak daha sonra Evcil ile tartisip Fransa’dan ayrilmis. Sorgularindan çikan izlenim, Emin ve Mücahit olarak adlandirdigi iki tetikçiyle ilgili adlari Oguz Isikli’dan ögrendigi seklinde. Ayrica Elverdi’nin Fransiz vatandasligini da elde etmis oldugunu burada hatirlatmakta fayda var. Yani çift pasaport tasiyor. Sorgusunda pek çok seyin açiga çikacagi muhakkak. Simdi bu olaylarla ilgili olarak saglikli degerlendirme yapabilmek için kullanilan sirketlerin yapilarina ve ortaklarinin suç kayitlarina da titizlikle bakmak gerekiyor. Dünkü yazimda bunlara iliskin bilgiler vermistim. Sirketlerin tamami 12 Eylül öncesinin ülkücü veya Islami kesiminin militan kadrolarindan, cezaevlerinde yatmis, çikmis, sorusturmaya ugramis kisilerince kurulmus. Bunlara baktiginizda yapilarinin bastan sakat oldugunu hemen anliyorsunuz. Ancak bunu güvenlik birimlerinin anlamamasi ilginç degil mi? Nedeni aslinda iliskilere söyle bir göz attiginizda hemen ortaya çikiyor. Bursa’nin hatirli ve büyük parali genç isadami Erol Evcil onlari koruyor ve kolluyor da ondan. Sorunun temelinde suçu islenmeden önce algilayamayan sistem var. Ya da algilayip üstüne gidemeyen demek daha dogru galiba. Çünkü sistemi çalistiran disliler parasi ve nüfuzu olana teslim oluyor. Siyasetçi tanidigi olan valiyi, emniyet müdürünü ve diger bürokratlari atiyor, isadami siyasetçiyi finanse ediyor. Erol Evcil’in Bursa’da arabalarina benzin parasi vermedigi, cep telefon faturalarini ödemedigi, harçliklandirmadigi kaç politikaci ve bürokrat kalmis? Türkiye bu sorunu adalet mekanizmasini, özellikle de savcilik müessesesini dogru dürüst çalisir hale getirerek halledecektir. Nesim Malki cinayeti arastirmasinda Türkiye’nin aldigi yol ve izledigi yöntem çok umut vericidir. Siyasetçisinden isadamina, bürokratindan güvenlik görevlisine herkes hesabini vermektedir. Demek ki dokunulamayanlar kavrami ortadan kalkmistir. ANAP Il Baskani, savci karsisina çikmaktadir, tetikçi iddiasiyla aranan kisiler de. Emniyet mensubu cezaevine konmaktadir. Yani isler rayina girmeye baslamistir. Simdi mafya düzeninin perde arkasindaki iliskilerinin belirginlestirilip, ortadan kaldirilmasi gerekmektedir. Türkiye’de kara para konusunda ortada olan adlar 10 kisiyi geçmez. Ama olaylarin üstüne gidilip, yurtdisi baglantilari konusunda iyi çalismak lazim.