06.10.1998
MIT’ten alinarak Seker Fabrikalari’na atanan Mehmet Eymür, MIT’e siyasetin bulastigini ve Susurluk’un aydinlatilamayacagini söyledi. Eymür, ‘Yesil kullanildi ve o bana göre öldü’ dedi
Tuncay ÖZKAN
Türkiye, senaryolarin ülkesi oldu. Gerçekler veya delillendirilebilecek olaylar degil, hayaller satiliyor. Olaylarin kahramanlari ortada, ama kimse onlara bir sey sorma geregini duymuyor. Neden? Birilerinin etkisizlestirme operasyonlari çok iyi isliyor. Kafalar karisiyor, sular bulaniyor.
Bir baska neden de Türkiye’nin olay yorgunu olmasi. Skandalin biri bitmeden, digeri patliyor. Olgular siyasallastiriliyor. Adalet ortada yok. Herkesin dogrusu kendine. Gerçek olana ve somut haberlere itibar edilmiyor. Çünkü hayalleri zorlayacak olaylar yasaniyor. Bu kösede ‘Yesil’ adiyla taninan Mahmut Yildirim’in devlet memuru oldugunu belgelemistik. Simdi onu kullananlardan birisi olan eski MIT Kontrterör Daire Baskani Mehmet Eymür, açik açik bunu anlatiyor, “Yesil devletin güvenlik güçlerinin kullandigi bir sahistir” diyor.
Eymür, 30 yildan fazla bir süredir MIT’in içinde. Hep olaylarin adami olarak anildi. 1987 yilindaki MIT raporu, ardindan gelen yankilar Eymür’ün çalismalariyla ilgili. Kendisiyle görüstügümde netlestirdim ki ‘Çiller Özel Örgütü’ olarak basina yansiyan raporun yazari da Mehmet Eymür. Eymür bunu bana açikladi. ‘Çiller Özel Örgütü’ raporunun basina yansiyandan daha kapsamli oldugunu anlatti. Simdi Eymür ile yani olaylarin içindeki kisiyle yaptigim söylesiyi sizlere aktarmak istiyorum. Degerlendirmesini baska bir yazida yapmak üzere:
‘Bence Yesil öldü’
Tuncay Özkan: ABD’den neden çagrildiniz?
Mehmet Eymür: Bilmiyorum. Herhangi bir gerekçesi yok. Bulundugum görev yeri kapatildi. Itiraz edilecek herhangi bir sey yok. Dün teblig edildi. Seker Fabrikalari’na birinci derece müsavir atandim. Tabii ihtisasim olan bir saha oldugu için oraya uygun gördüler. Tebligati dün aldim, hemen ilisigimi kestim eski teskilatimdan.
Kaç yildir MIT’te çalisiyorsunuz?
Ilk teskilata girisim 1965.
Sizinle ilgili bu karar asamasina nasil gelindi. Tebligatta ne gerekçe gösterildi?
Hiçbir gerekçe, hukuki hiçbir neden yok. Adli bir kovusturma yok. Disiplin yönünden herhangi cezayi sey yok.
Ama görevinize son verildi.
Evet.
Susurluk sonrasi mahkemeye ifade verdiniz. O günden bu yana gelismeleri ve Susurluk’la ortaya çikan olaylari nasil degerlendiriyorsunuz?
Bagli oldugum teskilatin kurallari var. Bu kurallar içinde birtakim suçlamalara da maruz kaldim. Hani bilgi sakliyor filan gibi. Tabii disaridaki insanlar bunu degerlendirmiyor. Neticede bir teskilatin mensubu oldugunuz zaman o kurallar içinde birtakim seyleri yapiyorsunuz. Yani size su kadar konusabilirsin dedikleri zaman, ancak o kadar konusma imkânina sahipsiniz. O yanlis anlasildi, sanki ben gizliyormusum, ben belge vermiyormusum gibi geldi. Susurluk Komisyonu’nda da bu oldu. Belki mahkemede de ayni seyler söylendi, basina yansidi ama benim gizledigim bir sey yok. Ben çok daha fazla seyler söylemek isterdim, arzu ederdim.
Buna engel olan, teskilatinizin gizlilikle ilgili hükümleri mi?
Neyin gizli olmadigi da bir münakasa konusu. Devlet sirri nedir, birtakim suçlarin saklanmasi devlet sirri midir?
Peki Susurluk sonrasinda Türkiye’de yasananlari nasil degerlendiriyorsunuz?
Biraz üzülüyorum. Bu kadar sene hizmet etmis bir insan olarak, insanlara o kadar leke sürülüyor ki. Insanlari
siyasi nedenlerle, birtakim makam
yarisi nedeniyle o kadar çabuk suçluyorlar ki. Yani seneler, dostluklar hepsi bir anda yok olabiliyor.
Bundan sonra ne yapacaksiniz?
Köseme çekilecegim, artik devlet hizmeti yeter. Her seyden önce bana sürülen lekeler var. Bunlari temizleyecegim, kendimi temize çikarmaliyim. Bunu yapanlarin da yargi önüne çikmasi lazim.
Nelerdir bunlar?
Ben yorum yapmak istemiyorum, ama Eyüp Asik’in konusmasi en büyük delillerden biridir. Yani istemeyerek de olsa sizin Kanal D’de çikan bant konusundaki görüsmede diyor ki, ‘Alaattin Çakici bizden çok sey istedi ama hiçbirini yapmadik’ diyor. Yavuz Ataç’i önemli bir göreve getirelim istedi, onu istedi, bunu istedi, ABD’dekini alalim istedi, ama ‘Biz hiçbirini yapmadik’ diyor. Zaten isin anahtari bu. Basbakanimiz da çikiyor diyor, ‘Bir sürü istekte bulundu, devlet içinde tayinlere yelteniyordu.’ Benim ABD’den alinmam ve teskilat disina çikarilmam için neden yok.
Susurluk sürecinden çikan sorusturmalar evresinde sizinle ilgili yeralti dünyasi baglantilari çikti mi? Bu konuda hiç sorusturma geçirdiniz mi? Hakkinizda açilan dava var mi?
Sorusturma tabii geçirdim, yani sualler oldu, cevaplarini verdim. Zaten ben teskilatin disinda olan bir adam degilim ki, yaptigim her sey teskilatça biliniyor. Yapilan her is bir hiyerarsi içinde yapilan islerdir. Belli imzalari gerektiren islerdir. Yani bugünkü müstesar bana ‘Yesil’le ilgili soru sordugu zaman onun sorumlulugunu tasiyan insandir. Onu ne kadar sorabilecektir. ‘Bu adami kullandin mi, kullanmadin mi?’ dedigi zaman o da imza atmis adamdir. Bunun sorumlulugunu nasil üzerinden benim üzerime atabilecektir, mümkün mü?
Peki bundan sonraki süreçte neyi amaçliyorsunuz? Köseme çekilecegim dediniz.
Köseme çekilecegim. Tayin seklim, ABD’den döndükten sonra bir nevi pazarlik konusu yapildi. ‘Istifa edersen sunu yapariz da, etmezsen 19. maddeyi tatbik ederiz’, iste ‘Konusursan sunu yapariz.’ Yani bir devlet agirligina yakismayan bir sürü sey var. Bunlarin kamuoyunca da bilinmesi gerek. Gazetelerin sayfalarinda bir savas halini alacagina hukuk savasi içinde bunu götürmeyi yegliyorum. Herhalde bunu yapacagim. Neyin ne oldugunu zaman içinde kamuoyu ögrenir.
Mehmet Bey, size hep yöneltilen bir suçlama var: Bütün bu çalismalarin arkasinda Mehmet Eymür’le Mehmet Agar’in kavgasi var yillardan beri. Mehmet Eymür, Mehmet Agar’la ilgili olarak gerçekten devleti felce ugratacak bir savasin içinde midir?
Mehmet Eymür’ün hiç kimseyle sahsi bir hesabi yok, Mehmet Eymür devletin memurudur. Sicili bellidir. Yaptigi isler bellidir. Bugüne kadar bunlar kamuoyuna yansidi. Yansimasa da, Mehmet Eymür’ün dosyasinda mevcuttur. Benim Agar’la eger bir mücadelem gözüküyorsa da, bu devlet yararina ve fazilet mücadelesidir.
Yani tüm bu olaylarin arkasinda bu kavganin yattigi tespitlerine siz katilmiyorsunuz?
Simdi kavga neyle ilgilidir? Kavga ayni müessesede çalisirsaniz makam kavgasi yaparsiniz, çikar kavgasi yaparsiniz. Benim Mehmet Agar’la ne makam, ne çikar kavgam var.
Peki 1987’deki, teskilattan ilk ayrilmaniza neden olan rapora dönecek olursak, oradaki suçlamalarla ilgili hiç yargi önünde hesap verdiniz mi?
Hayir.
Peki bunu nasil karsiliyorsunuz?
Benim her seyim usulüne uygundur. Ben kendi basima oturup roman yazar gibi rapor yazmadim ki.
Ama çok ilginç bazi seyler var o rapor içerisinde, suçlanan insanlar da yargi önüne çikmadilar. Yani Türkiye’nin o günlerden bugüne gelisinde aksaklik görmüyor musunuz?
Tabii çok büyük aksakliklar var da yalniz sizin söylediginize bir sey ilave etmek istiyorum. Yazilan insanlar hep yükseldi de, yazan insan problemlerle ugrasti. Aradaki fark bu.
Peki devlet o zaman güvenmedi bu yazilanlara. Neden acaba?
Valla devlet dediginiz devleti idare edenler, devleti idare edenlerle ilgili, iste TV’lerde, gazetelerde ne hallere düstügünü görüyoruz.
Mehmet Bey, Yesil diye bir insandan bahsediliyor, yasadi, yasiyor, öldü, iste çikacak, açiklayacak, kaçiyor deniyor, yurtdisinda deniyor, Türkiye’de deniyor… Bunca yilin deneyimiyle size göre Yesil sag mi? Yesil sag olarak ele geçirilir ve konusursa Türkiye’de pek çok sey aydinlanir mi?
Keske sag olsa da pek çok seyi anlatabilse. Ben Yesil’in sag oldugunu zannetmiyorum. Saklanmasi ve kaçmasi için de bir neden görmüyorum. Yesil devletin güvenlik güçlerinin kullandigi sahistir. Güvenlik güçlerinin verdigi talimatlar dogrultusunda birtakim seyler yapmistir. Eger Yesil’i kullanan bensem, bunun sorumlusu benim. Bunun hesabini verecek insan benim. Hesabini verdim.
Bu hesabin sonucu mudur, bugün bu teskilattan uzaklastirilmak?
Hayir, bununla ilgili böyle bir sey olsa, yargi önünde olurdum. Yani iddia edilen, o gazetelere çikan seylerden bir tanesi demiyorum ki hepsi. Bir tanesi onlardan varit olsaydi, zaten bugün yargi önünde olmam gerekirdi. Ben çok arzu ediyorum yargiya verilmemi, birtakim seyleri daha rahat konusabileyim diye.
Peki Çiller Özel Örgütü olarak adlandirilan bir örgütlenme ve burada ortaya çikan bir rapordan bahsediliyor. Bu raporun da sizin tarafinizdan hazirlandigi -tipki ilk rapordaki gibi- yönünde iddialar var. Bunlari nasil karsiliyorsunuz? Gerçekten de devletin gerisinde Sayin Tansu Çiller ve esinin dahil oldugu bir örgütlenme ve buna bagli ülkücü agirlikli bir kadrolasma harekâti yasandi mi? Siz bunlari saptadiniz mi?
Simdi ben isin siyasi tarafina girmek istemem. Benim siyasetle hiçbir ilgim olmadi bugüne kadar. Hiç kimsenin menfaatine çalismadim. Ne kimsenin telefonunu dinledim, ne de kimseyle arazi isi, bilmem ne isi yaptim, benim böyle bir seyim yok. Hiç kimse kullanamaz ve iddia da edemez. Ben terörle ugrasan, casuslukla, organize suçlarla ugrasan bir teskilatin ferdiyim. Bu konuda benim bütün çalismalarim bununla ilgili. Ben terörle mücadelede eger bana etki edecek birtakim çalismalar varsa, tabii ki bu benim görevim. Organize suçlarla ilgili Türkiye’ye rahatsizlik verecek birtakim seyler varsa, bu benim görevim. Ben yani pislik örtmek için bu teskilatta çalismiyorum. Ben neyse hakikatlere ulasmak için çalisiyorum. Ikinci MIT raporu dediginiz konu yabanci degildir. Bizim resmi yazismalarimiz da vardir. Bu tarafimdan yazilmistir, çok daha kapsamlidir.
Kamuoyuna yansiyandan daha mi kapsamli?
Evet.
Saptamalar dogru mudur o rapordaki?
O raporda bazi eksik ve ilaveler oldugunu ben gördüm. Kamuoyuna yansiyan ama yüzde 90’dan fazlasi bizim kalemimizden çikmis seylerdir.MIT içinde gündemde olan konular ve raporlardir. Evet benim yürüttügüm islerden biridir.
Mehmet Bey sizin Özer Çiller’le birlikte Sönmez Köksal’in da dahil oldugu bir toplantida devletin çok gizli bilgilerini Özer Çiller’e aktardiginiz iddiasi var. Böyle bir toplanti var mi, devletin çok gizli bilgileri Özer Bey’e aktarildi mi?
Hayir, Özer Bey’le yemek yendi, onun disinda birçok baskan da katildi. Hatta çok arzulu geldiler toplantiya. Çünkü zamanin basbakaninin esiydi. O zaman çok arzu ile gelen insanlardan herhalde bir tanesi bu makam kavgalarini uydurmus olmali, çirkin bir sey bu.
Yani, devletin gizli bilgileri Özer Çiller’e aktarilmadi.
Hayir.
Peki neden Özer Çiller’le böyle bir yemek geregi hissettiniz?
Bir kere sayin müstesarla iyi münasebetleri vardi. Her ne kadar esiyle pekiyi olmasa da Sayin Sönmez Köksal’la iyi münasebetleri vardi. Sönmez Bey’in Sayin Basbakan’la iyi olmayan münasebetleri dolayisiyla bu teskilati tanimakta Basbakan’in zorluk çektigini söyleyebilirim. Çünkü iliskisi yoktu.
Yani Tansu Çiller’le teskilatin arasi çok mu kötüydü?
Teskilatin demeyelim de…
Bazi yöneticilerle mi arasi kötüydü?
Evet, yani ben mesela Tansu Hanim’in basbakanligi sirasinda gelip teskilati görmesini arzu ederdim.
Gelmedi mi?
Gelmedi.
Peki Özer Çiller bu yemege davet edildi. Özer Çiller’le yemek nereden çikti?
En azindan esine etki eder diye. Herhalde birtakim niyetleri birtakim insanlari tasimis olmasi lazimdir. O bile teskilat için kazançtir.
Sizce SusurlukTürkiye’de aydinlatilabilecek mi?
Zor, çünkü bazi seyler görev ve menfaat iç içe girmis. Onun için bazi zorluklar var.
Siz bugün MIT’in disinda bir insansiniz. Son olarak ne söylemek istersiniz?
Valla Türkiye sikintili günler
yasiyor. Bu Suriye seyleri. Tabii ben problem adam olmak istemem. Bu memleket, memleketim. Herkes kadar hakkim var. Belki daha fazla. Çok sey yaptim. Sagligimi, ailemi düsünmeden çalistim. Ama memlekete yaptigim seylerin helal olmasi
düsüncesindeyim. Ama çok üzüntü duydugum bir tablo var memlekette. Insallah düzelir diyorum. Insallah
basiret, akil bazi seylerin düzelmesini saglar, diye temenni ediyorum.