27 Haziran 2003
Hukukun kestiği parmak acır. Çünkü hukuk bir gerçektir. Yeri hiçbir şeyle doldurulamayacak bir gerçek. O yüzden kararları acıtır, sevindirir, geri götürür veya geliştirir. Hukuk, yaşayan bir şeydir. Değişir, gelişir, farklılaşır. Sonuna kadar hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı ve hukuku yücelten bir tutum içinde olmak gerekir. Bu nedenle yargının vereceği kararlar beğenilmese de sonunda yargıdan başka gidilecek yer yoktur.Tuzun koktuğu yerde ilaç yargıdır… Yargının koktuğu, hataya düştüğü yerde ilaç yine yargı olur.
Hukuk, adalet, yargı bunun için vardır. Susurluk davası Türkiye’de bir dönemin muhasebesidir. Türkiye karanlık ve kötü kokan bir zaman diliminden Susurluk kazası ve sonrasındaki olaylar sayesinde haberdar olmuş, kir, pas hukuk tarafından temizlenmiştir. Bugün yargı Susurluk kazasının sanıklarından Sedat Bucak’ı da suçsuz buldu. Deliller yetersiz dedi. Oysa bu süreci ortaya çıkartan ve olayların üzerine giden de yargıdır. Dönemin iktidarı Türkiye’nin temizlenmesi amacıyla dik durmayı başarmış, yargı da gereğini yerine getirmiştir. Bugün hukuk ve yargı adamları Susurluk olayına açılan dava ve deliller bağlamında baktılar. Ben verilen kararın ve Susurluk dosyasının eleştirisinin yapılmasını bu anlamda çok önemsiyorum. Çünkü kararlar ve bu dosya Türkiye’nin tarihinde bir kilometre taşıdır.
Terör ateşi
Susurluk sürecinde yaşananlar Türkiye’de terör denilen belanın ortadan kaldırılmasında devletin yöntemlerinin nasıl yanlış sonuçlar doğurabileceğinin de göstergesidir.
Terör ateşinin terörle söndürülemeyeceği gerçeğinin sonucudur Susurluk. Susurluk, demokrasi ve hukuk olmadığı zaman yerine nasıl mafya gruplarının oturduğunun, devlete çöreklenen oligarşik bürokrasi, kirli siyasetçi ve mafyanın başımıza ne işler açacağının göstergesidir. Terör de, mafya da, kirli siyaset de özgürlük ve demokrasi olmadan çözümlenemez. Bunları Susurluk gerçeğinde ortaya çıkan kirli ilişkiler ağı için söylüyorum.
Foya ortada
Bu kirlenmiş ilişkilerin içinde yer alan adamlar bazen teröre karşı canını vererek mücadele eden güvenlik görevlilerinin, devlet adamlarının kahramanlığından yararlanmak için öne atılıyorlar. Kendilerini koruma güdüsüyle o şerefli insanların yapmadığını yapıp, onların vatanperverliklerine sahip çıkmaya kalkıyorlar. Bununla kimseyi kandıramazlar. Kumarhane için, haraç için, ganimet için yol kesenler, adam öldürenler, çete olup ihale kovalayanlar bu işlerin içinden böyle sıyrılamazlar.
Çünkü foyaları ortaya çıktı. Renkleri belli oldu. Bugün hukuk Susurluk davası için bir tarihi karar verdi. Yarın itirazlar olur, kararlar yeniden ele alınır ve yargılamanın sonunda neyse o ortaya çıkar. Hukuk adamları da neden bu tür kararlar verdiklerini gerekçelerinde anlatırlar. Ama unutulmaması gereken şey Susurluk gerçeğidir. Gerçek, tıpkı hukuk gibi yerini başka hiçbir şeyle dolduramayacağınız bir kavramdır. Gerçekle hukuk arasında doğrusal bir orantı vardır. Gözleri bağlı adalet heykelinin gözbağı hukuktur. Tarafsızlığı, ön yargıdan arınmış ham duruşu sergiler. Terazinin kefelerini ise gerçek doldurur.
Kimi zaman kefelere gerçek yerine ham hayaller, yalanlar, riyalar konulabilir. Ama inanın sonunda hukuk doğruyu bulur ve gösterir. Onun için hukukun üstünlüğüne olan inanç sarsılmamalıdır. Onun için her Türk yurttaşı eşitlik, özgürlük ve adalet isteğini yüksek sesle haykırmalıdır. Onun için ben, yaşasın hukuk ve yaşasın hukukun üstünlüğü diyorum.