02.11.2000
Yolsuzluklarla mücadelede asıl motivasyon halkın Susurluk’tan sonra giderek artan talepleridir. İçişleri Bakanı Tantan, kendinden önce başlamış bir savaşın meyvelerini toplarken dikkat etmeli
Tuncay ÖZKAN
Sonunda banka sahibi olunmasıyla ilgili yeni düzenlemeler çıkarılıyor. Bundan sonra bankalar öyle açık artırmalarla satılmayacak. Alacak kişilerin sermayelerini nereden, nasıl kazandıklarından tutun da, bankaların yöneticilerinin kimliklerine kadar her şey kontrol altına alınacak. Bunların hepsi çok iyi. Ama bu denetimleri hangi insan malzemesini kullanarak uygulayacaksınız? Türkiye’de kirliliğin önüne geçebildiğimiz ne kadar az yerin kaldığının farkında mıyız? Bunun için yeni kuşakları yeni ahlak ve demokrasi tanımlarıyla yetiştirmek gerektiğini görüyor muyuz?
Eğitim sistemini bu anlamda düzenlemezsek, yeni tanımlarla takviye etmezsek korkarım sorun cumhuriyet düzenini sorgulatmak isteyen bazı dış güçlerin istekleri doğrultusunda gelişecek. Çünkü sorunun sistem boyutunu görüp, sosyal boyutunu görmemek
içine düşeceğimiz en büyük hata olur.
İnsan malzemesi ve eğitim
Bankalar operasyonu gösterdi ki Ankara’da bir dürüst ve yürekli yönetici, Zekeriya Temizel, bir yürekli savcı Nuh Mete Yüksel oldu mu her şey bambaşka oluyor. Demek ki sistem kadar, insan malzemesi de, eğitim de önemli.
Demek ki yıllardır batan bankalara karşı elimizde uygulayabileceğimiz yasalar varmış. Peki yasalar varmış da uygulayanlar nerede imiş? Onların üzerinde oluşturduğumuz sis tabakasını kaldırmanın yolu bir yandan yasal güvenceleri sağlarken diğer yandan, cumhuriyetin temel doğruları üzerine yeni tanımlarla eğitimimizi yapılandırmak olmalı.
Örneğin bankaların batacakları gün gibi ortadayken, “Bunlara bir şey olmaz” diye yazan murakıplar var mıdır? Sonra bu bankalar battığında bunlarla ilgili ne gibi işlem yapılmıştır? Bankalar yeminli murakıpları bu bankalar batacak diye rapor yazdığında, bu bankalarla ilgili işlemleri durduran siyasi mekanizmalar nerede? Onlarla ilgili hiç mi bir şey yapılmayacak?
Şimdi devleti yönetenlerin bu soruların yanıtlarını vermesi zamanı. Böyle olursa devlet denilen aygıt kendisine takılan susturucuları, prangaları söker atar. Yoksa susturucunun da pranganın da biri gider biri gelir. Bu anlamda temel eğitimin 12 yıla çıkartılması kararını Türkiye mutlaka yaşama geçirmelidir.
Siyasi rant kaygısı
Toplumsal sorumluluğumuzun ötesine geçen bu işlemler sırasında unutulmaması gereken bir şey var o da ekonomik gerekçeler. Bugün itibarıyla bankalarda batan paramız 7.6 milyar dolar, birkaç ay sonra ise neresinden baksanız 10 milyar doları bulacak. Bu kambur Türk vatandaşının ve Hazinesinin sırtına yük olarak siyasi irade ve bürokrasi sarmalı tarafından oturtuldu.
Bunu ortadan kaldıracak iradeyi halk gösterdi. Bugün bakmayın halkın önüne düşmeye çalışan İçişleri Bakanı Sadettin Tantan gibi politikacıların her şeyi kendi üzerlerine almaya çalışmalarına. Onlar kendi işlerini bırakmış, toplumun temizlik mücadelesinden nasıl siyasi rant elde ederiz diye propaganda yapıyorlar. Fenerbahçe’ye yönetici seçmekle, toplumun temizlik mücadelesinin önderi olmak arasında fark vardır. Bu farkı Susurluk sonrasında görmedik mi?
Sadettin Tantan İçişleri Bakanı olarak bulmaca gibi konuşmak dışında bugüne kadar hangi kararlılığın ardında oldu? Bugün söylediklerini yıllardır o koruma zırhlarının
içinde olmayan onlarca gazeteci, politikacı söyledi. Halk ışık yakıp söndürdü.
Savaş bugün başlamadı
Bunlar hiçbir şey yapamadı da her şey Tantan söyleyince mi düzeldi? Her şeyi değiştiren halkın yeni talepleri. Sadettin Tantan yolsuzlukla, rüşvetle savaşını bugün başlatıyor. Gecikti. O savaş Susurluk’tan bu yana can pahasına sürüyor, ama o bunları bilmiyor. Sadettin Tantan ‘ın propagandist tutumu, yapması gerekenleri ona hatırlatmayanlar nedeniyle gerçekmiş gibi gözüküyor. Tantan kendisinden önce başlayan mücadelelerin meyveleri toplanırken biraz daha soğukkanlı olmalı. Olmalı ki halkın ve temiz toplum mücadelesinde var olanların üzerine gölgesi düşmesin.
Telefon dinlemeleriyle, karakollardan çıkan işkence askılarıyla Tantan’ın bir ilgisi yok mu? Siyasi sorumluluk nutuk atmakla mı sınırlı kalıyor? Hani yasadışı telefon dinlemelerine karşı alınacak önlemler? Nerede? Tantan iyi nutuk atıyor diye değişmeyen koşulları değişti gibi mi göreceğiz? Yolsuzluk ekonomisi diye yaza yaza bugünlere gelenlerin mücadelesini, kazanımını Tantan’ın siyasi mücadelesine kurban mı vereceğiz?
İç tehdit değerlendirmesi yapmak ne zamandan beri İçişleri Bakanlığı’nın görevi? Bataklığı yolsuzluk ekonomisi yaratıyorsa, yolsuzluk ekonomisini yaratanlar kimler?Bu işlerin siyasi uzantıları noktasında hiç mi bir şey olmuyor? ‘Sadettin Tantan kötü mü konuşuyor’, diyenleriniz çıkacaktır. Hayır çok iyi konuşuyor. Ama sadece konuşuyor. Bu
operasyonların hepsi kendisinden önceki dönemlerin devamı. Onun yaptığı bunların önünde engel gibi durmamak. Oysa toplum Türkiye’nin bugünkü koşullarında İçişleri Bakanı’ndan başka beklentiler içinde.
Hukuk ne kadar işliyor?
İstanbul sokakları uyuşturucu cenneti. Türkiye kocaman bir kulak devlet. Bütün konuşmalar dinleniyor. Herkesin özel yaşamına ilişkin bilgiler toplanıp arşivleniyor. Yoksa yapılmıyor mu? O dinlemeler Türkiye’de daha dün rejimi tehdit eden mafya gruplarının, uyuşturucu kaçakçılarının elinde ortaya çıkmadı mı? Mafya Türkiye’de
ekonomiye el atmadı mı? Bu yasadışılıklar şantaj malzemesi olmadı mı?
Bugün o dosyalar tozlu raflarda durur, yarın indirilip birileri vurulur. Yarası olan gocunsun, diye savunma yapacakları biliyorum. Ama onların hukuk anlayışları bu kadar. Bizimki de onlarınkine endeksli olmak zorunda mı?
Bugün yurtdışına çıkma yasağı bulunan bazı banka sahip ve yöneticileri, yurtdışından mektuplar yazıyor. Anlaşma uzlaşma istiyor. Onlar nasıl oluyor da dışarı çıkabiliyor? Siyaset devri bitenlerin yerine, yeni türedi zenginler yaratmak amacıyla kedi-fare oyunu oynamak istiyorsa buna neden alet olalım? Dün olanların bugün olmaması için ne yapıldı?
Biz hukukun üstünlüğüne inanıyoruz. Hukuksuz hukukçuların fetvalarıyla karşımıza çıkanların suratlarına boş bir eldiven gibi fırlatıp atacağımız daha çok yasa ve ahlak kuralı var çok şükür.
Batık banka operasyonlarını, yolsuzluk ve karapara ile mücadeleyi siyaset ve bürokrasi dışında tutmak amaç ve gayretkeşliğinde bulunan politikacıların, kuru bağırtılarının bir anlamı olabilir mi? İyi niyetin göstergesi sonuç olarak elde edilenlerdir. Soruyorum hukuken sonuç alınan kaç kavga var?
Polislerin rüşvet batağı
Hukukukçulara ve yargının kötü işleyişine küfrederek, üzerinizdeki yükü onların sırtına yıkarak polis gücünün yapamadıklarını yapılmış gibi görmeniz mümkün müdür? Her birimiz polisi elbirliği içinde koruduk, kolladık. Bugüne değin yaptıklarını büyüttük, yapamadıklarını küçük gördük. Ama onların da eleştiriye, özeleştiriye hiç mi ihtiyaçları bulunmuyor?
Susurluk sonrasında içlerindeki temizlik noktasında ne yapıldı? Giderek devasa boyutlara ulaşan insan hakları ihlalleri, polisin giderek büyüyen yoksulluğu, eğitimsizliği noktasında ne yapılıyor? Polisi üç kuruş paraya teslim edince, nutukla karnı doyuyormu sanıyorsunuz sayın Tantan?
Polisin kendi içindeki rüşvet bataklığı ile mücadele de Sadettin Tantan ne diyor? Susuyor mu yoksa? Şu trafikte yaşanan rüşvetler konusunda konuşsa yeter oysa. Konuşunca sorunlar çözülüyor ya…
Mücadele nutukla olmaz
Rüşvet ve yolsuzlukla mücadele nutuklarla yürüyecek bir şey olsaydı şimdiye kadar her şey çoktan bitirilmişti. Türkiye’nin önünde kocaman bir uyuşturucu sorunu var. İçişleri Bakanı Sadettin Tantan görüyor mu? Urfi Çetinkaya yakalanınca işler bitti mi? Hırsızlık tükendi mi? Yerel yönetimler yasasını bir türlü çıkartamayan Tantan, yasa çıkınca yolsuzluk ve rüşvet ekonomisinin ana damarını oluşturan belediyelerde bu işlerin bitirileceğini mi sanıyor? O yasa taslağını bir kere daha okumasını tavsiye ederim kendisine.
Bankalar operasyonu Türkiye’ye IMF’nin dayatmasıyla gerçekleşen karapara ve diğer ekonomik suçlarına dönük bir uygulama. Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Üst Kurulu Başkanı Zekeriya Temizel ile savcıların yaptığı yeni düzenlemeler öncesinde, halı altına saklanan pisliklerin çöp tenekesine yollanmasından başka bir şey değil. Şimdi kimse bunu kahramanlık imajına malzeme diye kullanmasın.