10.06.1999
Içisleri Bakani Sadettin Tantan Emniyet’teki terfi ve tayinlerde siyasetçilerin etkisini silmek için bir çalisma baslatti. 20 yil teftis görmeyen Içisleri Bakanligi Merkez Dairesi’nde dosyalar incelemede

Tuncay ÖZKAN
Polis içinde yasanan sikinti bitti mi? Yani görevlileri uzaklastirinca sorun çözülmüs mü olacak? Bence bu islemlerin etrafi hukuk ve yasa kurallariyla örülmezse, karsimiza daha büyük sorunlar çikacaktir. Eskiden beri süregelen gruplasmalarin yanina yeni gruplar eklenecektir. Iste bunun için öncelikle polisin terfi ve tayin islemlerinin siyasi baski ve kiskaç altindan çikartilip, rant çevrelerinin polis içindeki ellerini kirmak gerekir. Nasil mi? Yasa yaparak. Türkiye içinde bulundugu ve bundan sonra da bulunacagi kosullar yüzünden ‘terörle yasamaya alismak’ zorunda olan bir ülke. Polis terör ile mücadelede en etkin kurum. Bu kurumun ayrica Türkiye’nin uyusturucu ile savasinda da önemli bir görevi var. Mafya ve devleti soyanlarla mücadele için polise ihtiyaç büyük. Tüm bunlar göz önüne alindiginda Türkiye’nin en önemli kurumlari arasinda yer alan Emniyet’in güçlü ve güvenilir olmasi gerekir. Ama ne yazik ki bu böyle degil.
Terfi ve tayin sistemi siyasetçinin etki alanina terk edilmis, kurumsal kimlik ve yapilanma dis etkilere son derece açik. Eski emniyet genel müdürlerinden Alaattin Yüksel bir tayin döneminde, tayini yapilacak polisin sayisi kadar milletvekili ve bürokrat ricasinin kendisine ulastigini açiklamisti. Bu korkunç bir gerçek. Polis, mesleginde iyi oldugu için degil; arkasini dayadigi politikacinin, bürokratin, isadaminin, mafya babasinin istegine göre terfi ve tayin ediliyor!.. Bu kabul edilemez.
Bu konuda Içisleri Bakani Sadettin Tantan ile görüstüm. Sadettin Tantan polis kökenli bir bakan. Emniyet kadrolarini çok iyi biliyor. Yukarida açiklanan tabloyu degistirmek için bir çalisma baslattigini söyledi. Üniversitelerden, pek çok kamu hukuku ögretim üyesiyle birlikte polisin terfi ve tayin sistemini yenilemek konusunda çalisiyorlarmis. Ayrica konusma sirasinda Içisleri Bakanligi Merkez Teskilati’nin 20 yildir hiç teftis geçirmedigini de söyledi Tantan:
“20 yildir hiç teftis olmamis. Bu yapilmayinca sorunun nereden kaynaklandigi ve nerelerin düzeltilmesi gerektigi konusunda da bir bilgi ve baslangiç noktasi bulunamiyor tabii. Tozlu raflarda ne varsa asagiya indirtiyorum. Hizmeti olan insani sirtimda tasirim. Içisleri Bakanligi kadrolarinda bundan sonra liyakat sistemi geçerli olacaktir.”
Yeni bakanin bakis açisi böyle. Peki ama onun kafasinda yapilmali diye belirledigi reformlari yapmasina izin verilecek mi? Içisleri kadrolarini bugüne dek istedikleri gibi kullananlar buna ne diyecek? Yani milletvekillerimiz, siyasetimizin kurumlari bu degisiklikleri isterler mi? Halkin yerine kendilerinin polisini tercih edenler, bugün kolayca bunlari birakacaklarini saniyorsaniz aldanirsiniz. Dün mafya kavgasinin en yogun oldugu zaman mücadele için en gerekli araç Organize Suçlarla Mücadele Yasasi Meclis’ten çikabildi mi? Hayir. Simdi çikabilecek mi? Ya da nasil çikacak? Görecegiz.
Tantan ‘telekulak’ olayinin ardindan gerçeklesen görevden almalarla ilgili olarak da müfettis raporlarinin gereginin yapildigini söylemekle yetiniyor. Emniyet Genel Müdürü Necati Bilican’in ‘izne’ ayrilmasi konusundaysa “Kendisinin bu yönde bir istegi oldu. Kabul ettik” diye açiklama getiriyor. Dün izne çikan Emniyet Genel Müdürü Bilican’in izin sonrasinda eski görevine dönmeyecegi ortada. Bilican mafya mücadelesinde önemli seyler yapti. Bunu göz ardi etmemek lazim. Yerine gelecek kisinin de mafya mücadelesinde ayni kararlilik ve duyarlilikla hareket etmesi sart.”

‘Teknoloji yeni, yasa eski’
Necati Bilican ile de konustum. Son dört yildir üst üste üç gün bile tatil yapmadigini söyledi. 30 günlük dinlenme onun için büyük bir olay. ‘Telekulak’ skandalinin ardindan yasanan sikintilarin kurumunu yiprattigini, buna izin vermemek için izin istedigini söyledi. Oglu ile ilgili iddialar için de, “Salon adamligini birakir, çetelerle, mafyayla ugrasirsan elbette seninle de ugrasirlar. Ben geçmisin bir gecede unutulmasina kiziyorum. Mafya kavgasini biz verdik. Bunu kimse unutmasin. Bazilari kafasina koyduklarini yapiyor. Ama bizim yaptiklarimizi da kimse görmezden gelemez” dedi.
Görevinden alinarak, APK Dairesi’ne atanan, eski Istihbarat Daire Baskani Sabri Uzun arkadaslarina veda ederken yasalardan yakinmis, “1925 yilindan kalma yasalarla, 2000 yilinin teknolojisini idare etmeye çalistik” demis. Dogru konuya parmak basmis… Bu sorunlari ortadan kaldirmak isteyenlerin önce yasal düzenlemeleri yapmasi gerekiyor. Bu olmazsa Türkiye daha çok tartisir polisini de, baska kurumlarini da. Görevden alinan Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral birinci raundun bittigini ama maçin sürdügünü söylemis. Dogru. Bu maçi bitirecek olan yasalar ve hukuk olacagina göre daha beklemek lazim. Ama beklerken parlamentonun bos durmamasi gerekiyor.
Ankara Emniyeti’nin son dinleme ve izleme operasyonunda dikkatimi çeken bir ad da öldürülen Ömer Lütfü Topal’in Antalya’daki yakinlarindan olan Yasar Yesim Kuzay. Kuzay, Topal davasinin önemli adlarindan. O da skandalla ilgili olarak ilginç açiklamalarda bulunuyor. Söylediklerini aktarmak istiyorum:
“Bu kadar çok kisinin, kurum ve kuruluslarin telefonlari Ankara Emniyeti’nce elbette amatör bir zevk için izlenilmedi. Bu yasadisi izleme olaylarinin arkasinda acaba kirli menfaat iliskileri var midir?… Bundan sonra gerek Içisleri Bakanligi’nca ve gerekse Ankara DGM’si Cumhuriyet Bassavciligi’nca yürütülen sorusturmalarla bu kirli iliskilerin olup olmadigi ortaya çikarilacaktir. Benim Yasar Yesim Kuzay olarak Içisleri Bakanligi’na ve Ankara DGM’sine verecegim belge ve bilgiler olayin arkasindaki iliskilerin ortaya çikarilmasinda çok önemli bir yer tutacaktir. Ancak bu konudaki bütün bildiklerimi bugün kamuoyuna tam olarak açiklayamiyorum. Çünkü benim erken açiklamalarim tahkikatin hedefine ulasmasini tehlikeye sokabilir.

Topal’in yakinina koruma
Su kadarini söyleyebilirim ki: Tüm kamuoyunun bildigi gibi Ömer Lütfü Topal’in Ankara’daki rüsvet baglantilarini yürüttügü iddiasiyla dayisinin kizi Aliye Kara hakkinda Istanbul DGM’de çete olusturmak suçundan dava açilmistir.
Fakat ne gariptir ki hakkinda çete olusturmaktan dava açilan Aliye Kara bir anda Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral’in sefkatine mazhar olmus ve kendisine Ankara Korumalar Sube Müdürlügü’nce koruma tahsis edilmistir.
Buna karsilik ayni Cevdet Saral, kanun disi telefon izlemelerine kendince bir gerekçe uydurmustur. Bu gerekçeye göre, güya kirli iliskiler içerisinde bulunan bazi kisilerin telefonlari izlenilmis, bu kirli iliskide bulunan kisiler ise güya Cumhurbaskanligimiza varincaya kadar çesitli devlet kuruluslarini aramislardir.
Ömer Lütfü Topal’in Ankara’daki rüsvet iliskilerini yürüttügü iddiasi ile hakkinda sorusturma yapilip halen Istanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde Murat Topal ile birlikte çete olusturmak iddiasi ile yargilanan Aliye Kara’ya resmi koruma tahsis ettiren Cevdet Saral, ben Yasar Yesim Kuzay’in da kirli iliskiler içersinde bulunan bir insan oldugumu ileri sürmüs ve beni Ömer Lütfü Topal’in kuryesi olarak adlandirmistir: Görüldügü gibi Ömer Lütfü Topal’in sagliginda onun kilina dokunmayan polis müdürleri ve sefleri Topal’in ölümünden üç yil sonra onun adinin arkasina siginiyorlar.
Çete olusturmak suçlamasi ile yargilanan Ömer Lütfü Topal’in oglu Serdar Murat Topal savunmalarinda Yasar Yesim Kuzay olarak beni düsman ilan edip benim aleyhimde türlü beyanlarda bulunurken Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral, Ömer Lütfü Topal’in kuryesi diye benim telefonlarimin pesine takiliyor; bunun yorumunu kamuoyuna birakiyorum. Benim Ömer Lütfü Topal’a kuryelik ettigim çirkin bir iftiradir. Bu iftirayi atanlar hakkinda her türlü yasal yola basvuracagim.
Ancak Ankara Emniyet Müdürlügü Ömer Lütfü Topal’in Aliye Kara gibi yakinlarini koruma altina alirken Ömer Lütfü Topal’in mirasçilariyla mahkemelik olup onlara karsi hukuk savasi veren Serdar Murat Topal ve adamlari tarafindan düsman ilan edilen Yasar Yesim Kuzay’in Ömer Lütfü Topal’in kuryesi olarak vasiflandirilmaya çalisilmasi, suçluluk telasi ile kirilan en önemli bir pottur.
Ayrica ben hiçbir kirli iliski içerisinde bulunmadim. Emperyal Otelcilik ve Turizm A.S. ile geçmiste kalan sirket ortakligi gibi yasal iliskilerden dogan ihtilaflarimiz da halen dava konusudur. Mahkemeler devam ediyor, iddianin sahiplerini ispata davet ediyorum. Bütün kamuoyunun sunu bilmesini istiyorum ki bana çamur atmaya çalisanlarin pisliklerini kendi suratlarina zevkle yapistiracagim.
Ayrica Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Bassavciligi’na ve Içisleri Bakanligi’na yapacagim basvurulardan sonra en kisa bir zamanda bir basin toplantisi ile su asamada söylemeyi uygun görmedigim hususlari da kamuoyuna açiklayacagim.
Eger benim yukaridaki açiklamalarim hakkinda tereddüde düserseniz benim bu açiklamalarima ragmen Ömer Lütfü Topal’in kuryesi olup olmadigim hakkinda süpheleriniz devam eder ise Yasar Yesim Kuzay’i Sayin Kutlu Savas ve Sayin Osman Nuri Oduncu’dan sorunuz.”
Evet, bu iki ad da Basbakanlik Teftis Kurulu’nun baskanliginda bulunan kisiler. Isler iyice ilginçlesiyor.
Kuzay’in açiklamalariyla olaylarin boyutu biraz daha degisiyor. Simdi benim merakim, Yasar Yesim Kuzay’in açiklamayi uygun görmedigi konularin neler oldugu?