Ergenekon duruşmasında bağırarak konuşunca salondan çıkarılan tutuklu sanık gazeteci Tuncay Özkan, “Benim suçum ne? Yeter artık. Ya bana suçumu söyleyin ya da bu yargılamayı bırakın. Ben kurbanlık koyun değilim. Bu bize yapılan zulümdür” dedi.
22 aydır tutuklu olan Özkan, “Balyoz sanıklarının yargıçları yargıç değil mi? Açlık grevine başlıyorum. Cuma gününe kadar devam edeceğim. Adalet istiyorum. Gerekirse ölüm orucuna giderim” diye bağırdı.

İKİNCİ Ergenekon Davası’nın İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dünkü 71’inci duruşması olaylı başladı. Duruşmada söz alan tutuklu sanık gazeteci Tuncay Özkan bağırarak konuşunca duruşma salonundan çıkarıldı. Özkan, cuma gününe kadar açlık grevine gireceğini, gerekirse ölüm orucu tutacağını söyledi. Mahkeme Başkanı, 22 aydır tutuklu bulunan Tuncay Özkan’ın 5 duruşmadan men edilmesine karar verildiğini söyledi.

Bize yapılan zulümdür

Emekli orgeneraller Hurşit Tolon ve Şener Eruygur’un sanıkları arasında yer aldığı davanın dünkü duruşmasında söz alan ve “Bu davayı böyle sürdüremezsiniz” diyen Tuncay Özkan, “İnsanları mezbahaya gelmiş danalar, kuzular gibi tutmuşsunuz burada. Arkamda ordu yok diye beni burada tutuyorsunuz. Benim suçum ne? Yeter artık. Ya bana suçumu söyleyin ya da bu yargılamayı bırakın. Ben kurbanlık koyun değilim. Bu bize yapılan zulümdür” dedi.

Hukuk yok faşizm var

Balyoz sanıkları örneğini de veren Özkan, “Onların yargıçları yargıç değil mi, böyle tutuklama olur mu, diye karar veriyor” diye bağırarak tepki gösterdi. Adalet istediğini belirten Tuncay Özkan, “Benim suçum nedir, delil gösterin. Ben kurbanlık koyun değilim. Gerekirse ölüm orucuna giderim” diyen Özkan’ı Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, sakin olması konusuna uyardı. 2 yıldır cezaevinde zulüm altında olduğunu ileri süren Özkan, bağırarak şöyle devam etti:
“Yatabiliyorsanız gelin koğuşta yatın. Kalem, kitap gelmez. Ramazan geldi, gelin iftar yapalım var mısınız? Başkanım burada hukuk mu var? Hangi yasal gerekçeyle ben burada duruyorum. Burada faşizm var, insan hakları ihlali var. Bugünden itibaren açlık grevine başlıyorum. Cuma gününe kadar devam edeceğim. Adalet istiyorum. Gerekirse ölüm orucuna giderim. Ben sizin siyasi duruşunuza göre mi yargılanacağım? Ne ceza verirseniz verin. İdam verseniz de yine kabul etmeyeceğim. Bana ‘Darbeci’ diyene, ‘Şerefsiz’ derim. ‘Faşist’ diyene ‘Köpek’ derim.”
Bunun üzerine Özkan, Şengün’ün talimatıyla jandarmalar tarafından salondan çıkarıldı. Özkan, dışarı çıkarıldığı sırada “Bağırırım. Adalet istiyorum” diye bağırmaya devam etti.

Daktilo bile yok tecrit altındayız

Daha sonra söz alan ve 17 aydır tutuklu bulunan sanık gazeteci Mustafa Balbay ise “Balyoz Planı” davasının sanıkları için yakalama kararının İstanbul 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kaldırılması ile ilgili olarak “Bu devletin ordusunun komutanları, darbeye eksik teşebbüs ederken, Balbay ve teğmenler tam teşebbüste mi bulunacak? Bizim dışarıda yasımızı tutanlar kimseyle pazarlık etmediği için mi burada tutukluyuz?” diye konuştu. Balbay, şöyle devam etti: “70 yıl önce Nazım Hikmet’e cezaevinde daktilo verilmiş. Ancak bize verilmiyor. Yazı yazmaktan sağ elimi kullanamaz hale geldim. Ancak bu imkansızlıklar nedeniyle sol elimi de kullanmaya başladım. Cezaevinde tecrit altındayız. Diğer koğuşlarla görüşümüze de izin verilmiyor. Şu anda beni ne kadar ciddiye alacaksınız bilemem. Biz kurbanlık koyun değiliz. Adnan Menderes 9 ay 20 günde yargılandı. Deniz Gezmiş 15 ayda yargılandı.”