06.08.1998
Ismail Hakki Karadayi bir sirkette yönetim kurulu üyesi olursa mi daha iyi, yoksa devlet görevini sürdürürse mi? Bence Karadayi çalismak isterse devlet görevini sürdürmelidir. Bu saglanmalidir
Enflasyon kavgasinda belli oldu ki, ‘Canavarin fendi hükümeti yendi.’ Ekonominin nabzini iyi tutan büyük sirketler simdiden kemer sikiyor. Bu kesimde, tasarruf ve stoklarin tüketilmesi olarak ilan edilen tedbirler, Türkiye’de 1978 sonrasinda yasanan büyüme içinde, büyük bir durgunlugun; ‘stagfilasyon’ beklentisinin yüksek oldugunu da gözler önüne seriyor.
Ekonomi seçimi agir geçirecege benziyor.
Bütün bu agir ekonomik kosullar Türkiye’de sadece enflasyon canavarinin kalici olmasini saglamiyor. Baska canavarlar da kalicilasiyor.
Bakin bir etrafiniza mafyanin elinde olmayan ‘toplu igne basi’ kadar bir yer kalmis mi?
Büyük isadamlarindan, devlet yöneticilerinden mafyaya teslim olmayan kaç kisi var?
Son bir yilda 43 mafya olayina müdahale eden polis, bu organizasyon içinde tam 549 kisinin varligini saptiyor. 157 tabanca, 725 mermi, dokuz kalasnikov makineli tabanca, 13 tüfek, sekiz el bombasi ele geçiriliyor. Bunlar inanilmasi güç rakamlardir. Yakalanamayanlari, dokunulamayanlari hesaba katmiyoruz.
Mafya canavarinin bu denli güçlü olmasi, kendisine bu kadar kolay yandas bulabilmesi, ekonominin içinde bulundugu dengesizliklerin ve kamu yönetiminin düstügü kaosun en önemli göstergesidir.
Mafya ile mücadele
Kamu yöneticileri, eskiden mafya olarak adlandirilan, sonralari kendilerine ‘isadami’ sifatini takan basibozuklarla mücadelede çogu kez teslim olmaktadirlar.
Örnegin Bodrum ve Didim, üst düzey kamu yöneticilerinin ogullarinin girdigi bu tür ortakliklar yüzünden patlamaya hazir birer bomba gibi durmaktadir. Kendi çocuklarini mafya pençesinden koruyamayanlarin, ya da buna para için yol verenlerin toplumu korumalari mümkün müdür? Bu dönem bürokrasisi ile Osmanli’nin son dönemi arasinda büyük benzerlikler bulunmaktadir.
Birbirlerinin özel yasamlarini ve sirlarini merak eden ama dünyayi merak etmeyen bir kadro.
Müsrif ve çikarciligin bataginda soluk alamaz hale gelen Osmanli bürokrasisi, bir ara hirsizlardan bile medet ummustur.
Civinis Efendi olarak tarihimizdeki mümtaz yerini alan kisi bir Rum’dur. Rus çariçesinin elmaslarini dahi çalabilen kisi Istanbul’da gizli polisin basina getirilir. Civinis Efendi’nin ilk isi bürokrasideki ünlü adlarin çapkinliklarini saptamak olur. Bir süre sonra Civinis Efendi’den kurtulunmasi gerektigini anlayan bürokratlar rüsvet vererek onu uzaklastirirlar. Bugün etrafimizdaki Civinis Efendi’leri artik sayamiyoruz bile.
Yani bir sorun da kaliteli, sagduyulu yurttas sorunudur. Bu tip yurttasi yaratmak konusunda Türklerin attiklari en büyük adim cumhuriyet devrimidir. O yüzden devrimin yetistirdigi ilk kusaklar Türkiye’yi bugünlere tasiyabilmislerdir. Bugün bu kaynaklarin güçlendirilmesi ve 21. yüzyila hazirlanmasi sorunu orta yerde sahipsiz durmaktadir.
Hangi kadrolarimizla mafya ile mücadele edeceksiniz? Mafya ile mücadelede sadece polisiye tedbirlerin yetmedigi dünyanin her yerinde görülmüstür. Ekonomiyi düze çikarmak gerekir. Bundan çikis yolu üretim ve adaletli gelir dagilimidir.
Bunlar saglanamazsa mafya güçlenir. Mafya güçlendikçe ekonomi kötüye gider.
Bazi sivri akilli bürokratlar Türkiye için hep kara para demeye korktuklari ve ‘sicak para’ olarak adlandirdiklari kaynaklarin olumlu oldugunu dile getirirler. Oysa tablo açiktir. Atesle oynayan yanmaktadir.
Eger uyusturucu tacirlerin getirdigi paralarla, ülkeler kalkinsaydi, bugün Afganistan, Iran hatta Türkiye’nin dünyanin en zengin ülkeleri olmasi gerekirdi. Oysa tam tersidir. Narko dolarlarla, kara parayla zenginlik mafya hayalidir. Bu yolla zengin olanlar ülkeler degil sadece ve sadece mafya babalaridir.
Mafya ülkeleri ve kaynaklarin sonuna kadar sömürerek yaratir zenginligini. Arkasinda destekçisi olan siyasetçi ve güvenlik görevlisi mutlaka bulunur. Terör, uyusturucu ve kara para taciri her zaman kol kola ayni yolda yürür. Birbirlerinin çikarina el atmadiklari sürece asla kavga etmezler.
Susurluk gerçeginin arkasinda da bu vardir. Ömer Lütfü Topal’in olusturdugu kokain ve kumar imparatorlugunun rantini, Türkiye degil çeteler yemistir. Siyasi çikarcilari yemistir.
Türkiye bu tabloyu analiz edecek kadrolardan yoksun. Çünkü, yillar yili yetistirdigi uzman elemanlar görevlerinin bittigi gün yok sayiliyorlar. Kamu yöneticisini göreve getiren de götüren de rant ve siyaset mafyasinin liderleri. Istanbul’a emniyet müdürü olacaklarin kulisini isadamlari yapiyor. Buna hiçbir siyaset adamimiz sasirmiyor. Belki bu tehlikeyi gören 40 yillik siyaset adami Cumhurbaskani Süleyman Demirel ‘Emekli olunca ne yapacaksiniz’ sorusuna net yanit veremiyor.
– Türkiye bunca hizmetten sonra bana uygun bir görev bulur, diyebiliyor.
Türkiye ne yazik ki yetismis insan gücüne hiçbir yer bulamiyor.
200 yildir terörle mücadele eden devlet, hâlâ Israil’e, Almanya’ya polis gönderiyor terörle mücadelede yetissinler diye. Yüzü kizarmasi gerekenler bu yolculuklardan dönüslerde kendilerini kahraman sayiyorlar.
En köklü kurum
Oysa elindeki uzman kadro akillarina gelmiyor. Bugün yurtdisinda egitime yollanan ve yetismis personel sayilanlar, 20 sene sonra yok sayiliyor. Haydi sil bastan… ‘Silahli Kuvvetler Türkiye’nin en köklü ve bilgili kurumudur’ der dururuz. Ama her 30 Agustos sonrasinda yillarin emegiyle yetisip gelisen generallerimizi emekli ettikten sonra unuturuz.
Pek çogu geçinebilmek için ne idügü belirsiz adamlarin veya sirketlerin bünyesine dahil olur. Onlari yagmaya açik hale getirip, hiç de layik olmadiklari halde ‘Temettü pasalari’ durumuna sokariz.
‘Bu biraz da onlarin tercihi’ diyebilenler çikacaktir. Ama öncelikle bugünkü tercihin alternatifini ortaya koyup, daha sonra bunu söylemek gerekir.
Örnegin bir stratejik arastirmalar merkezi kurup, bu pasalarin, yetismis sivillerin; uzmanliklarindan yararlansak olmaz mi?
Örnegin devlet seref madalyasiyla ödüllendirecegimiz Ismail Hakki Karadayi bir sirkette yönetim kurulu üyesi olursa mi daha iyi olur, yoksa devlet görevini sürdürürse mi? Bence Karadayi çalismak isterse devlet görevini sürdürmelidir. Bu saglanmalidir.
Bugün Türkiye’nin Bogazlar konusunda sagladigi uluslararasi destegin büyük bölümü Güven Erkaya’ya aittir. Bu askerler sivil yasamda da basarili olacaklarini kanitlamislardir. Onlardan yararlanmamak aptallik olur. Devlet bunun önlemini almali ve bu karizmatik kimlikleri, güçlü beyinleri degerlendirmelidir. Türkiye’nin en büyük ihtiyaçlarindan biri budur.
Böylece ortaligi esir almis seçilmis krallarla; bilgisi, erdemi olmayan ‘uzmanlarin’ hâkimiyeti de kirilip gider belki.
– Solda birlik olsun.
– Almayalim… Bizim krala dokunuyor.
– O zaman sagda bir seyler olsun.
– Olur insallah…
Kerametleri kendinden menkul pek çok kisi, hiçbir kural tanimadan canlarinin istedigini yapiyor.
– Ihaleyi sana degil ötekine verdik. Canimiz öyle istedi.
– Yahu eskiden bu isler kilifina uydurulurdu. Simdi kilifa bile gerek duymuyorlar… türden konusmalar.
75 yillik cumhuriyet birikiminin sonucu bu olmamali. Kazandiginiz seyin bir gün yitip gitmesi tehlikesi hiçbir zaman unutulmamali.
Türkiye seçim sandiginda Susurluk basta olmak üzere yarim biraktigi davalarin hesabini görmeli. Bu hesap ertelenmemeli. Türkiye kaosu veya birbirinin tikaci olan tercihler yerine, ufkunu açacak bir sonuçla sandiktan çikmali.
Bunun için solda ve sagda birlik dahil olmak üzere her yol denenmeli. Liderler bunu halktan esirgememeli.