04 mart 2001
TARİHE NOT DÜŞEN İLGİNÇ SÖZLER: “İnsanları kocaman kocaman dosyaların ve kirli olayların karşısına dikip, haydi aslanım diyorlar. Sonra başka numaralar yapmaya başlıyorlar. Ama ben onların bildiği adamlardan değilim. Birkaçını götürmeden, o dosyaların altında kalmayacağım.”
“Devlete hizmet etmenin, bu millet için canla başla çalışmanın bir bedeli var. Bedel ödetiyorlar…Olanlara inanamıyorum…”
Bedel ödeyen adamlardan biri, Zekeriya Temizel bu sözlerin sahibi… Bana bunları söylediğinde tarih 1 Mart’mış. Kızgın, yorgun, ama kararlı bir ses tonuyla anlattıklarından not defterime düştüklerim bunlar. Dün istifasını öğrendiğimde aklıma geldi sözleri. Kendi kendime gülüp, “ödediği bedel, diyet değil” dedim.
Son zamanlarda artan bir dozda üstüne gidiyorlardı. O hırsızları sıkıştırdıkça, onlar da bastırıyordu. Batık Etibankïtan seçim sırasında kredi alıp kullandığını bile iddia ettiler. Oysa daha seçim kampanyası bile başlamadan basın toplantısı düzenleyip açıklamıştı parasal durumunu. Kendisi bir kuruşluk bağış ve yardım almamıştı. Harcama yapmamıştı. Bütün seçim harcamalarını DSP il başkanlığı karşılamıştı.
“Kardeşim beni tanır mısın?”
“Aklımı yitireceğim… Bak şimdi bir de ne diyorlar… Bilgisayar otomasyonu ihalesini kazanan firmanın hissedarı benim kayınpederimmiş. Almanyaïya telefon ettim hanıma sordum, değil o firmanın hissesi, babası hayatı boyunca hiç hisse alışverişi yapmamış… Etibank ile ilgili kredi aldığım iddialarını yazan gazeteciye açtım telefonu. “Kardeşim beni tanır mısın?”…”Hayır” dedi. “Bilir misin?”… “Hayır” dedi. “Bu işi araştırdın mı?”… “Hayır” dedi. “Ama öyle söylüyorlar” dedi… Dava açacağım deyince, bu sefer aman yapmayın benim maaşım ne ki demeye başladı. Etibank ile ilgili her şeyi en uygun bir şekilde yapan insan benim. Hasar tespit çalışmasını yaptık, şimdi ceza konusundaki rapor hazırlanıyor. DGM savcılığında dosya. Mutlaka sonuçlanacaktır. Ben bu yapılanları anlayamıyorum… Birileri Türkiyeïye hizmet etmek isteyen insanların morallerini bozmak, onları meşgul etmek için olağanüstü çabalıyorlar.”
İpucu soyadında gizli
Soyadı kendisinin yaşama bakış açısı noktasında, bir küçük ipucu. Ama asıl yaptıklarına baktığınız zaman onun ne kadar temiz bir Türkiye aşığı olduğunu anlıyorsunuz.
Bankalar krizinin dorukta olduğu noktada, Etibank, Egebank ve diğer batık bankaların durumunu ve piyasalardaki kötü gidişi Temizelïe yükleyip, ondan bir an evvel kurtulmak için fırsatı değerlendirip kendisine istifa etmesi çağrısı yapan hükümet ileri gelenine, “Sen niye istifa etmiyorsun” diye sormuştu. Dünkü istifasını bu anlamda iyi tahlil etmek gerekiyor. Merkez Bankası Başkanlığı için oluşan kriz sırasında konuşmalarımızdan not defterime aktardığım bazı satırbaşları onun kimliği hakkında önemli ipuçları veriyor:
“Akıl almaz işler oluyor. Türkiyeïde Merkez Bankası Başkanlığı teklif ediliyor, adamlar şart ileri sürüyor… Pazarlıklar yapıyor. Böyle başkan aranmaz. Ayıp oluyor. Şimdi falancaya söylemişler şartları varmış… Gerçek öyle değil, yakında sen duyarsın nasıl olsa… Ama böyle bir yöntem olamaz. Bu iş askerlik gibidir. Görev verildi mi yapacaksın. Pazarlıkları anlamam mümkün değil. Onlar bu durumdayken, oradaki çocuklar ülkeyi sahipsiz bırakmama gayretindeler. Canla başla toplandık para politikalarının sağlıklı işlemesi için çabalıyoruz.”
Kriz sırasında Ankaraïdaydım. Gece ben yatmaya giderken saat 24.00’ten sonra, o makamında çalışıyor olurdu. Kriz sırasında hükümet bocalarken, bürokratlara Temizel sahip çıktı. Merkez Bankası ve Hazine bürokratlarını toparlayıp, bugün Kemal Dervişïin üstünde çalıştığı 17. istikrar programının, yeni ekonomik hedeflerin taslağını hazırlattı. Carlo Cottarelli ve IMF heyetini Türkiye hakkında bizzat kendisi bilgilendirdi. Temizelïin Fransızca anlattıklarını, Cottarelli, İngilizceye çevirdi. Boşluğa izin vermedi. Oturdu kendisi çalıştı.
Eli kolu bağlı Temizel olmaz
Şimdi istifasının arkasındaki nedenleri Temizelïden çok Türkiyeïyi yönetenlerin önlerine koyup düşünmesi gerekiyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu oluşturulduktan sonra Temizel sistemin aksayanlarını toplamak konusunda olağanüstü başarılı oldu. Kendisine düşman olanların sayısını arttırdığını bile bile. Çünkü onun için asıl olan işini doğru yapmaktı.
Amerika’dan Merkez Bankası Başkanı getirilmesi fikri, sonra getirilen kişinin bakan statüsüne geçirilmesi, üstüne bir de özerk bir kurum olan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumuïnun Başbakan Ecevit tarafından yeni bakana bağlı bir kurum şeklinde sunulması Temizelïin duygu ve mantık dünyasında istifanın gerekçelerini hazırladı. Elli kolu bağlı bir “memur” statüsüne geçirilmeye çalışan Temizelïin istifası bir başkaldırıdan başka türlü değerlendirilmemelidir. Başbakanïın talihsiz açıklaması, özerk kurumu bağlı kuruluş şeklinde sunması, bardağı taşıran damla oldu. Başbakan ve eşi istediği için seçilemeyeceğini bildiği halde Maliye Bakanlığı koltuğundan ayrılan, seçimi kaybettikten sonra dışardan bakan yapılması beklenirken sade bir vatandaş gibi canla başla çalışmalarını sürdüren kişi Temizel’di. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu gibi ateşten bir gömleği giy denildiğinde giyen de Temizel’di. Bugün karşısındaki vefasız tutumu sindiremeyeceği bilinen de Temizel’di…
İstifa bir bedelse O buna hazırdı
Temizel zaten bedel ödettirilmek istendiğini söylüyordu ve bedel ödemeye de hazırdı. Ancak burada Temizelïin Türkiye açısından üstlendiği misyonu ve yerine getirdiklerini de istifa etmiş saymak hatasına kimse düşmemelidir. Şimdi fırsat bu fırsat deyip, inceleme dosyalarıyla oynamaya, hortumcuları kayırmaya çalışacak pek çok siyasi ile onlara bağlı bürokrat ortalıkta cirit atmaya başlar. Ama kamuoyu artık onların bildiği kadar aptal ve sağır değil. Temizel gibi insanların gidişlerinden çok, dönüşlerini gözlemek gerektiğine inanıyorum. Onların Türkiye üzerine büyük hayalleri var. Pes etmeleri, sahayı terketmeleri mümkün değil.
Bir Ankara ziyaretimde, çok sevdiği yakın dostu Hikmet Uluğbayïın intihar girişiminin nedenini sordum. “Bilmiyorum, bu konuyu kendisiyle hiç konuşmadım” dedi. Ama sonrasında bana aktardıkları çok ilginçti. Bana belki kızacak Temizel dostum bunları yazdığım için ama, tarihe kalsın istiyorum. Çünkü bana göre tarihe kalacak sözlerdi.
“İnsanları kocaman kocaman dosyaların ve kirli olayların karşısına dikip, haydi aslanım diyorlar. Sonra ortadan kayboluyorlar. Başka numaralar yapmaya başlıyorlar. İnsan köşeye sıkışınca yapacağı şeyler belli. Ama ben onların bildiği adamlardan değilim. Birkaçını götürmeden, o dosyaların altında kalmayacağım.”
Zekeriya Temizel’in neden geri döneceğini, kavganın büyüklüğünü ve neden bitmeyeceğini anlatabildim mi?
Portre / Temizel
Dürüst reformcu
BDDK Başkanlığı görevinden istifa eden Zekeriya Temizel “dürüst ve reformcu” kişiliği ile tanınıyor.
Toprak Mahsulleri Ofisi’nden emekli olan tartı memuru Bilal Bey’in oğlu olan Temizel, Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü’nden mezun olduktan sonra Maliye Bakanlığı’nda Gelirler Kontrolörü, Maliye Müfettişi ve Başmüfettiş olarak çalıştı.
İki yıl AİTİA Maliye Enstitüsü Lisans Üstü Eğitim programında vergi muhasebesi ve Türk vergi sistemi konusunda dersler verdi. 1980 – 82 arasında Strasbourg Pasteur üniversitesinde lisansüstü eğitimi yaptı. “Vergi Sistemleri ve Avrupa Ekonomik Topluluğu Ülkelerinin Ekonomik Bütünleşmesi” konulu tezi hazırladı.
1983’de Fransa’da “Avrupa Para Sistemi” ve “Avrupa Topluluğu Ortak Tarım Politikası” konularında incelemeler yaparken, 1984’de Gelirler Genel Müdürlüğü’nde Daire Başkanlığı’na getirildi. 1986’da OECD Mali İşler Bölümü’nde “Çokuluslu şirketlerin vergilendirilmesi ve transfer fiyatları” konusunda 6 ay süre ile staj yaptı ve “Bilgisayar stratejilerinin belirlenmesi ve yönetimde bilgisayar kullanılması” konusunda akademik eğitimlere katıldı.
1988’de Gelirler Genel Müdür Yardımcılığı, 1989’da İstanbul Defterdarlığı, 1992’de Gelirler Genel Müdürlüğü’ne getirildi, 1993’de Maliye Bakanlığı Müşaviri oldu. 1995 seçimlerinde DSP İstanbul Milletvekili olarak TBMM’ye girdikten sonra geterildiği Maliye Bakanlığı’nda “vergi reformu”na imza attı.
Bakanlıktan 18 Nisan 1999 seçimlerinde DSP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı için istifa eden Temizel, evli ve 2 çocuk babası. Fransızca ve Almanca bilen Temizel’in “ombudsmanlık” konusunda araştırmaları ve bu konuda yayımlanmış bir kitabı bulunuyor.