27 Eylül 2001
Yeni yüzyılın ilk petrol savaşı mı?
ABD’yi hedef alan son terör saldırısıyla tüm dünyayı heyecanlı bir savaş bekleyişi sardı. Acaba, ABD’nin teröre karşı ilan ettiği savaş, petrolle ilgili bir senaryonun parçası mıdır? Bundan önce ABD’nin petrole dayalı yeni dünya düzenleri konulu petrolden uzaklaştıran bir savaşla işe başlamamış mıydı? Ardından petrolün baş aktör olduğu bir oyun içinde hamleler gerçekleştirilmemiş miydi? Ve şimdi yeniden yeni bir dünya düzeni daha organize edilmiyor mu?.. Bunlar stratejistlerin yeni saptama ve soruları. “Bu senaryo için uygulama terör saldırısıyla başladı. Olmasaydı da zaman içinde mutlaka bu yönde bir gelişim izlenecekti” diyorlar.
Kafkas petrol dairesi
ABD için ilk hamle, Talibanı vurarak Rusya’ya karşı kendi elleriyle yarattığı Frankesntein’ı yok etmek. Taliban ortadan kaldırılarak ki hiç zor olmayacak, çünkü Usame’yi ele geçirmekle, Taliban’ı yok etmek birbirinden ayrı şeyler – ABD’nin Hazar petrol stratejisinin önü açılmış olacak. Taliban da son kez kullanılacak. Çünkü Taliban Kafkas petrol bölgesini tehdit etmeye başlamıştı. Bu Amerika için kabulü çok zor bir olgu.
ExxonMobil, Chevron, Texaco, Unocal gibi Amerikan petrol devlerinin milyar dolarlarla ifade edilen Hazar’daki yatırımlarını riske atmamak için, ABD bu müdahaleyi yapmak zorunda. Üstelik Amerikan petrol devlerinin, sadece sahalardaki yatırımları açısından değil Taliban, bölgeden çekilecek tüm boru hatları için de, büyük bir tehdit oluşturacak. Bunun için Taliban idaresi ile Arap milliyetçiliğinin savaşçısı Ladin’in yok edilmesi gerekiyor.
Bunun terör ile ilgisi ne? Belki de hiç yok. Belki de Amerika’daki terör olaylarının arkasında bambaşka güçler var. Taliban veya Usame sadece taşeron, ya da hiç alakaları yok. Bunlar 11 Eylül dehşetiyle ilgili belgeler kamuoyuna açıklanmadıkça, bilinmesi mümkün olmayan şeyler.
İran – Amerika yakınlaşması
Petrol uzmanlarına göre bundan sonraki süreç veya yeni savaşın yeni hamlesini İran ve Irak’a karşı yapılacak ikinci ataklar izleyecek. Ellerinde hiçbir delil olmadan terörist saldırılarla Irak ve İran arasında niye bağlantı kurulmaya çalışılıyor ve bunun için büyük bir basın atağı yapılıyor daha net gözüküyor artık. Terörist saldırılar sonucunda ABD uzun süredir devam eden kararsızlığına son vererek, nihayet Irak ile İran arasında bir seçim yapacak. İran’dan istediği tavizleri koparabilirse, ki uzunca bir süredir görüşmeler devam ediyordu, İran’ı seçecek.
Her ne kadar İran ile yapılan ve yapılacak ticareti sınırlayan, bu anlamda Türkiye’ye ecel terleri döktüren Amerikalı senatör D’Amato’nun ortaya koyduğu yasaların 5 yıllığına daha uzatılması kararı alınmışsa da, bu savaş sadece ABD’ye değil, iç dengelerinde giderek sıkışan ve ekonomisi kötü olan, İran’a da Amerika’ya yanaşma fırsatı verebilir. Ancak İran’ın seçilmesi tek başına İran’a bağlı değil. İran’ın durumu Türkiye ile yakından ilgilidir. Amerikan Büyükelçisi Pearson, dün yaptığı konuşmada “Türkiye terör ile savaşın öncülüğünü yapsın” dedi. Bunun altını iyice çizmek lazım.
Petrolcüler, silah tüccarları ve…
Yeni dünya düzeninde Türkiye ile İran bu bölgenin emniyet süpabı olarak büyük bir rol alabilir. İki büyük istikrar ülkesi. Amerika’nın yanında. İşte Ortadoğu’da yeni düzen böylece kurulur. Bundan sonra Hatemi’nin siyasi yükselişine ve ondan daha liberal olan kadroların İran içindeki gelişimine dikkat etmek gerek. Bu anlamda BOTAŞ’ı batırmak değil, aksine en mükemmel düzeyde çalışır kılmak gerek.
Gelelim bu senaryoların terör boyutuna. Terör öyle bir şeytan aracı ki, kim neyle kimi vuruyor, elde edilen kimin işine yarıyor, hiç belli olmuyor. Şimdi Amerika’ya yapılan saldırı ve sonuçları açısından kim ne kazanacak, ne kaybedecek iyi gözlemek lazım. Yeni dünya yeni savaşlarla oluşturulacak. Büyük kan dolaşımını petrol sağlayacak. Petrolcüler, silah tüccarları ve kara ekonominin baronları kol kola önlerine geleni devirecekler. Eğer insan uygarlığı buna karşı çıkmazsa gelişimini durduracak. Amerikan kamuoyu bunu nasıl görmezden gelir?