07 Mayıs 2002
Çeçenler için İstanbul’da otel basan kişi terörist midir, değil midir? Bu soruyu aslında hiç mi hiç tartışmamak lazım. Elbette bir teröristtir. Türkiye terör ve yol açtıkları karşısında bu kesinlikle konuşmazsa, dünyaya terör konusunda anlattıkları ve bundan sonra anlatacakları noktasında zor durumda kalır.
Türkiye terörizm karşısında iki tanımlı, ikiyüzlü davranamaz. Çünkü davranamayacağı kadar ağır bedeller ödemiştir. Bugün AB ve Amerika’da terör karşısında yaygın olan ikiyüzlülük, Türkiye’nin Çeçen olayları karşısındaki tutumunu da etkilerse, çok kötü durumda kalırız. Ama devletin bu noktada takınacağı tutum kadar, belki yer yer ondan önemlisi terör eylemleri karşısında medyanın tutumunun ne olduğu ve ne olması gerektiğidir.
Terör nedir, ne değildir?
Terör içinde, şiddet ve kuvvet kullanımı eylemleri vardır. Terörizm genellikle siyasal amaçlıdır. Terörün amacı korkutmak, yıldırmak, sindirmektir; tehdit de terör yöntemlerinden biridir. Teröristin beklentisi, öngördüğü sonuç psikolojik ağırlıklıdır. Terörün amacı ile terör kurbanları arasında bağlantı bulunması şart değildir. Terör, maksatlı, planlı, sistematik, örgütlü bir eylemdir; terör, stratejisi ve taktikleri olan bir mücadele yöntemidir. Terör olağandışı bir eylemdir; kabul edilmiş kurallara, yasalara ve ahlaka aykırıdır; insancıl düşüncelerden kopuktur; teröristler eylemleri sonucunda genellikle bazı istemlerde bulunurlar ve şantaj yaparlar; terörün zorlama, gasp, baş eğdirme nitelikleri ağır basar; terörün amacı, kendi reklamını, propagandasını yapmaktır. Terör grupları gizli ve örtülü yeraltı örgütleridir. Teröristler genellikle kendi adlarını değil kod ad kullanırlar. Terör eylemi semboliktir ve başkalarına yönelik bir mesaj taşır; terör keyfidir, gayri şahsidir, gelişigüzel niteliği ağır basar; eylemlerin tekrarlanması, bir seri halinde sürmesi ve bir şiddet kampanyası niteliğini kazanması istenir. Terör, kurbanları açısından fark gözetmez; kurbanlarının çoğunluğu, siviller, savaşa katılmayanlar; direnişçi olmayanlar, tarafsız kalanlar, teröristin öncelikleriyle ilgisi bulunmayanlar, masum insanlardır; terör, siyasal amaçla adam öldürmedir. Terör bir suçtur.
Medya ve demokrasi
Terörün tanımının içinde bunlar yer aldığına göre, bir sivil toplum örgütü olan medyanın terör ve terörist konusunda mutlaka demokrasiyi, insan haklarını ve çoğulculuğu koruma kaygısı olmalıdır.
İstanbul’da otel basan ve Çeçenleri destekleyen bildiri okumak isteyen saldırgan, elindeki metni sokakta okuyabilirdi. Okumadı. Gazetelere yollayabilirdi. Yollamadı. Silaha başvurmadan sesini duyuracak onlarca yöntem deneyebilirdi. Ama böyle yapmadı. Eline silah aldı ve otel bastı, rehin tuttu. Sonunda da teslim olmazsa öldürüleceğini anladığı için, silahını bıraktı. Ama bu arada amacına da ulaştı. Eylemi medyanın gündeminin birinci sırasına oturdu. Elindeki bildirinin ne içeriği ne de biçimi, okunabilir değildi.
Ama o bildiriyi okumadan da amaçlarına ulaştı. Okusaydı korku ve şiddet unsurlarını kullanarak elde ettiği başarıyı asla elde edemezdi. Çünkü kaleme aldığı metin bir zırvaydı.
Medya araç olmamalı
Yani medya bu konuda sessiz kalmayı başarsaydı, bu olayı canlı yayınların anlık süreğenliğinde değil de, önceden belirlenmiş ilkeleri doğrultusunda yapabilseydi. Terörist amacına ulaşamayacaktı.
Çünkü “Terörist çoğu kez tehditle yetinmez; onun programında öldürme ve tahrip etme vardır. Eylemi sırasında yakalanan teröristin mahkemedeki amacı özgürlüğüne kavuşmak değil, doktrinini duyurmak ve yaymaktır. Terörizm bireyler arasında değil, terör sahnesinde yer alan sosyal gruplar ya da güçler arasında süren bir mücadeledir” saptaması aslında olayın amacını ortaya koymaktadır. Medya bu amaçların tam göbeğinde bulunuyor. Medyanın bu anlamda teröriste veya terör örgütüne yardımcı olmaması lazım. Bunun eksikliğini Türkiye’de çok hissediyoruz.
Örneğin dört yıldır Kanal D haberlerinde bu tür terör eylemlerini yayınlamıyoruz. Son eylemi de, ondan önceki otel baskınını da haber yapmadık. Teröristin amacının bir parçası, hatta sonucu olmak istemiyoruz. Bu kararımız nedeniyle Kanal D’ye bomba bile attı bir terör örgütü. Yaptığımız çağrılara da (iyi organize edemediğimiz için olsa gerek) medyamızdan yanıt alamadık.
Ama artık Türk medyasının, terör eylemleri karşısında bir ilkeler dizini oluşturması ve uygulaması gerekiyor. Terör eylemlerinin hangi durumlarda haberleştirileceği, bunlarda hangi görüntülerin kullanılacağı ve nasıl bir dil benimseneceği belirlenmeli. Buradan bütün medya yöneticilerine ve örgütlerine çağrıda bulunuyorum. Medyanın terörü beslemesine veya terörün medyadan beslenmesine karşı neler yapılabileceğini zaman geçirmeden saptamakta büyük yarar var.