22 Kasım 2003
Terör ile mücadele konusunda Ankara soğukkanlı davranıp, uzun vadeli bir bakış açısıyla olayın üzerine gitmelidir. Yasakçı, baskıcı, özgürlükleri daraltıcı, demokratik unsurları askıya alıcı yaklaşımlar büyük hata olur. Türkiye tecrübeleri sabittir ki ne zaman terör ortaya çıksa bedeli özgürlükler ve demokrasi olmuştur, ama yasaklamalar ve sınırlamalar terör karşısında hiçbir başarı getirmemiştir. Terörün panzehiri özgürlüklerin ve demokrasinin önünü açmaktır. Terör yasaklardan besleniyor. Türkiye bu hataya düşmemelidir. Ankara’da önceki günkü terör olaylarının ardından yasakçılığı hortlatmak isteyen yaklaşımlar seslendirildi. Bunlar büyük hata olur.
Yasaklar besler terörü
Türkiye terör örgütleri ve terör konusundaki tecrübesini ortaya koymalı. Korkularına, kaygılarına yenik düşerek baskıcılığı hortlatırsa, teröristler bundan yararlanırlar.Türkiye yıllar yılı olağanüstü hal, sıkıyönetim, yasaklar, baskılar altında terör mücadelesi verdi. Bunlar terörü beslemekten öte bir işe yaramadı. Şimdi kendini eleştirmesi gereken sistem oturup yasaklamalarla olayların üstünü örtmeye çalışırsa kaybeder.
İstanbul’da yaşadığımız terör olaylarından sonra bu kentin güvenliğinden sorumlu olanların uygulamalarını, yaptıklarını gözden geçirmeleri gerek. Yeni yönetim şunu düşünmelidir; İstanbul, tecrübesi olmayan güvenlik elemanlarıyla kontrol edilebilir mi? İstanbul’u tanımayan emniyet yöneticileriyle terör mücadelesi ne kadar verilebilir? Ankara’ya sesleniyorum; Türkiye’de terör konusunda uzmanlığı bulunan kadroları göreve çağırın. Benim adamım, senin adamın dönemi değildir bugünler. Türkiye saldırı altında ise, her yurttaş görevini yerine getirir. Hatada direnmek daha da büyük hatalara yol açar.
Terörsüz özgürlük
Terörsüz özgürlük, terörsüz demokrasi ve terörü yoketmiş bir cumhuriyet için yapılması gerekenler terörün kaynaklarına dönük çalışmaları da içermelidir. Bunun için örgütlerin güçlü olduğu yerlerde eğitim, sağlık ve ekonomik iyileştirmeler yapılmalıdır. Güvenlik güçlerinin buralarda terörün eline düşen gençler ve çocuklarla ilgili uzmanların yardımıyla çalışması şarttır. Terörü büyük kente ulaştıktan sonra durdurmaya çalışmak görüldüğü gibi bedeli ağır sonuçlar ortaya koyuyor.
Türkiye’de Hizbullah ve türevi örgütlerle ilgili olarak yapılması gerekenleri görmezden gelenler yarın daha büyük bombalarla sarsıldıklarında hiçbir şaşkınlık yaşamasınlar. Çünkü bu örgüt Türkiye açısından şu an en büyük iki terör tehdidinden biridir. El Kaide bu işte olayın global üstlenicisi olmaktan öteye gidemez. Ama Hizbullah Türkiye’de etkin olmaktadır. Bunun nedenleri arasında komşu ülkelerden verilen destek, Türkiye’nin iç karmaşası, olayları yeterince algılayamaması ve net bir mücadele yönteminin belirlenememesi bulunmaktadır. Bunlarla ilgili çalışmaları Türkiye özgürlük ve demokrasisini geliştirmek noktasında yapacağı atılımlarla desteklerse o zaman kazanacağız.