02 Nisan 2002
Terörizmin ana amacı “Korku, şiddet ve baskı yöntemleriyle” etkilediği insanlara istediklerini yaptırmak, mevcut idareye son vermek, yönetimi ele geçirmek ve iktidarını ilan etmektir. Bu nedenle terörizm masum insanları hedef alır. Teröristin olmasa da terörizmin mutlaka bir siyasal amacı vardır.
Terörist tanımına devletler de girer. Örneğin İsrail Ariel Şaron yönetiminde Filistin’de yaptıklarıyla, uygulamalarıyla devlet terörüne çarpıcı bir örnektir. Filistin devletine fiilen son vermiştir. Liderini öldürmek ve siyaseten yok etmek için terörist bir savaş yürütmektedir. Masum sivilleri öldürmektedir. Toplama kamplarına bütün erkekleri yollamaktadır. İnsanları damgalamaktadır. Yargılamadan yok etmektedir. Çocukları ve kadınları terörize edip sindirmiştir. Sindiremediklerini öldürmektedir.
İnsanlık suçu
Hitler onca zulüm ve işkence ile öldürdüğü Yaduhiler konusunda ne kadar suçlu ve alçak ise, bugün aynı yöntemlerle Filistinlileri yok eden İsrail yönetimi de aynı ölçüde suçludur. İşlenen suç insanlık suçudur. Buna göz yuman Amerika ilginç bir ikilem içinde. İkiz kulelerine yapılan saldırılarla terörist ve terörizm tanımlarını daraltan, yaptırımlarını sertleştiren, hukuku bile kendi yorumlarına uyduran Amerika İsrail’e sesini çıkartmıyor.
ABD Başkanı Bush İsrail’in meşru müdafaa hakkını kullandığını savlıyor. İyi ama Ortadoğu’da Araplar da meşru müdafaa haklarını kullanmaya kalkar ve İsrail’e savaş ilan ederlerse ne olacak? Amerika mutlaka İsrail’i savunma görevini üstlenecektir.
Peki Irak’ı vurmaya kalkışan Amarika’ya bundan böyle Araplar ve bölgenin diğer ülkeleri neden destek olsunlar? Hani Amerika terör ile mücadelesinde “sonsuz adalet, barış ve özgürlük” taraftarıydı? Ne oldu? Arap olunca başka, İsrailli olunca başka, Afgan olunca bambaşka mı oluyor?
Amerika yitiriyor
Amerika 11 Eylül sonrasında ortaya koyduğu değerler açısından, bugünkü sessiz ve onaylar tutumuyla iflas etmiştir. Amerika Ortadoğu’da yaşanan olaylardan İsrail’den daha çok etkilenecektir. Çünkü hem Arap ülkelerinde kendisine karşı duyulan nefret büyüyecek, hem de olayları bir gün durduramayacağı bir noktada bulduğunda ateşin içinde kendisini görecektir. Arafat ve Filistin’i İsrail’e yem etmek veya İsrail ile ilgili başka hesapları devreye sokmak için İsrail’e dur denilmiyorsa, bunun sonuçları daha vahim olacak demektir.
İsrail, Filistin halkıyla savaşmadığını, masumların öldürülmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını ve silahları toplamak istediğini dile getiriyor. Bunların hiçbir doğruluğu yok. Olsa bölgeden gazeteciler çıkartılıp, toplama kampları oluşturulur muydu?
İsrail keyfi olarak ne isterse onu yapıyor. Öldürüyor, öldürüyor, öldürüyor. Yok etme politikasının adı terör ile mücadele. Oysa terör ile mücadelenin hukukla yapılması gerekiyor.
Kan tatmini
Filistin’in içindeki İslamcı faşistler ne kadar terörist ise, bugün Filistinli sivillere karşı girişilen olaylarda rol alan İsrailli faşistler de o kadar terörist. Terörizmin örgütlerden, gruplardan kaynaklananları kadar, devletlerden kaynaklananları da çok önemli.
Terörist saldırı ister Hamas’tan, ister İslami Cihat’tan, ister İsrail’den gelsin kınamak gerek. Teröre kayırmacılıkla bakmak yarın yapılacak saldırılara da destek vermek anlamına gelir. Bugün İsrail’i kınayıp durdurmak, yarın Filistinli grupların bombalı saldırılarını durdurmak anlamına gelir. Bugün akan kan ile tatmin olmayanlar, yarın ne yapacaklar?