04 Haziran 2003
Terörsüz Türkiye, güçlü Türkiye demektir. Güçlü Türkiye için 200 yıldır bu toprakların başına bela edilen terör hastalığını yenmek gerek. Bunun için de öncelikle terörü bilimle, sosyal atılımlarla, siyasal projelerle bizim, bu toprakların çocuklarının yenmesi gerekiyor. İstanbul’da dün DGM savcılarına dönük eylem Türkiye’nin yeniden çekilmek istediği bataklığın ipuçlarını veriyor.
Son iki aydır gelişen olaylara baktığımda Türkiye’nin terör bataklığına nasıl yeniden adım adım çekildiğini görüyorum. Teröre karşı olmak demek, terörsüz yaşamak demek, insan olmak demektir. Terör kimden, nereden, nasıl gelirse, hangi amaçla gelirse gelsin karşı durulmalıdır. Onun yenilmesi demek, insanlığın kazanması demektir. Teröre karşı herkes güçbirliği yapmalıdır.
Terörü bilim yener. Terörü sadece polisle, askerle yenemeyiz. Artık olaylara farklı bakacak bilgi ve birikime sahibiz. Terörü bu topraklardan atabiliriz. Bunun için gücümüzü birleştirmeli ve terörü besleyen sorunların yeni ve güçlü açılımlarını yaratmalıyız.
GÜÇ BİRLİĞİ
Türkiye için terör yaratanların başında dış güçler geliyor. AB’nin ve Amerika’nın oyunlarında bu kart hep açık duruyor. Bunu kapatmalıyız. Açık açık oynayarak, bulgularımızı ilan ederek, yapılanları dünyaya göstererek becermeliyiz mücadelemizi. Amerika terör diye Irak’a geliyor, Afganistan’a gidiyor. Türkiye tam bu sırada elinden geleni yapmalıdır. Çünkü bizim kadar onlar da bu konudan muzdarip olduklarını dile getiriyorlar. Burada samimiyeti aramak yetmiyor. Onlara Türkiye’deki gerçekleri anlatmak ve bu konuda iyi çalışmak şart.
TERÖR, MAFYA, OLİGARŞİ
Biz terör konusunda topraklarımızı temiz tutmak istiyorsak mafyanın, kirli siyasetin, bozuk düzenin üzerine gitmeliyiz. Bölgesel, mikro anlayışlarla terör çözülemez. Terörü topyekun bir mücadele ile yenebiliriz. Bugünden Türkiye’de üniversitelerin konuya eğilmesi, teröristler ve beslendikleri kaynaklar hakkında incelemeler yapmaları gerekiyor. Devletin toplumsal huzuru sağlayacak terör ile mücadeleyi ileri götürecek önlemler alması gerekiyor. Bunların başında da Meclis’e gelecek olan ‘Toplumsal huzur’ yasasının içerik olarak düzenlenip yeniden çıkartılması şart. Türkiye’de teröre hayatından ödün vermeyen bir tek yurttaş yok. Bunun için en kısa zamanda terörü lanetleyen bir mitingin, büyük katılımları sağlayacak, halkın teröre karşı gücünü gösterecek bir sivil davranışın düzenlenmesi gerek. Bunun için baskı gruplarını, sivil toplum örgütlerini ve üniversiteleri terörü lanetlemeye çağırıyorum.
TERÖRE KARŞI ATAK
Türkiye sadece son 50 yılında teröre 40 bin insanını, 200 milyar dolara yakın kaynağını verdi. Kaybettiklerimizle bölgesel hatta dünya ölçeğinde bir güç merkezi olabilirdik. Yolumuzu terörle kestiler. Şimdi terörle yeniden bir oyun oynanıyor. Bu oyunun sonunda başarırlarsa inanın Türkiye’nin bütünlüğü, toprak dahil olmak üzere tehlikeye girer.
Buna karşı hepimiz el birliği, akıl birliği yapmalıyız. Sorunlarımızı çözmek için çabalamalıyız. Devlet değil, biz yurttaşlar teröre karşı bayrak açmalıyız. Bu ateş bizi yutmadan. Daha başlangıçtayken bunları yapmalıyız. Çabamız terörü ve onun yan unsurları olan mafyayı, oligarşiyi çökertmek olmalıdır. Bunu başarmalıyız. Başarmak zorundayız.