28 Kasım 2001
“Vaktiyle benim Kıbrıs’ta İngiliz artıklarıyla kurulmuş kaçakçılık çetesinin başı Antonio Mancini’nin sarayında kalıp zevku sefa ettiğim gibi iddialara yer vermişsiniz. Gerçekler şöyledir:
Kayınbiraderim komando Yüzbaşı Tuncel Güngör Kıbrıs harekatımızda şehit oldu, kayınvalidem şehitliğe yakın yaşamak için oraya yerleşti. Ada ile ilişkimin başlangıcı budur. Kıbrıs’ta bulunduğum dönemde Milliyet gazetesinin köşe yazarıydım. Gerçekleri titizlikle yansıtarak, dönemin büyük kaçakçılık konuları olan gizli sigara ve elektronik eşya dolaplarını araştırarak, o yüzden saldırılara göğüs gererek gazeteme onurlu hizmet sunuyordum. Kuzey Kıbrıs’ı hiçbir hesapla Batı’ya peşkeş çekemeyeceğimizi sürekli yazdığım için İngiliz kolonisince de mimlenmiş, Güney Kıbrıs basınında eleştirilere hedef olmuştum.
Aynı dönemde Ferruh Derviş Bey’in evinde kiracı olarak ikamet ettim.
O ev Antonio Mancini’nin villasının yüz metre kadar uzağındaydı. Söz konusu villada ise bir gün bile kalmadım.
“Temizlik savaşçısı Erduran”
Yazınızda yer verdiğiniz iddialar “Rauf Denktaş’ın tutumunu destekleyen Refik Erduran’ı anlatıyoruz” yaklaşımı ile siyasal çekişmelerde tetikçilik yapan bir yerel gazetede piyasaya sürüldü. Açtığım davada hüküm giyen gazete birinci sayfasında özür diledi. Tüm kanıtları dileyenin incelemesine açık olan bu gerçeklerin yakın tanığı yalnız Sayın Rauf Denktaş değil, dönemin pek çok Kıbrıslı siyasal lideri, basın çalışanı ve TC Dışişleri mensubudur. Aynı dönemde Kıbrıs’ta Kolordu Komutanlığı yapmış generallerimiz de “Cesaretini tebrik ederim” türünden nazik sözlerle destek belirtmişlerdir. Onurumun korunması için hukuk yollarına başvurmak zorunda kalırsam hepsini tanık göstereceğim. Bu açıklamamın tümüyle Milliyet okurlarına duyurulmasını sağlarsanız siz de bir dönemin içyüzünün doğru yansıtılmasına katkıda bulunmuş olacaksınız.”
Refik Erduran’a tavsiyem bu ve bundan sonra yapacağım yayınlarımla ilgili olarak mahkemeler dahil her yerde onurunu koruma mücadelesini vermesi. Buna çok ihtiyacı olacak. Bu yolla istenecek belgelerle, dinlenecek tanıklarla ve yıllardır suskun kalanların konuşmasıyla bakarsınız daha ne olaylar ortaya çıkar, nice maskeler düşer.