12 Ağustos 2003
Türkiye’de inanılmaz bir mücadele var. Herkes birbirinin tersi istikamette koşuyor. Toplumsal yarar ve sorumluluklar unutulmuş sanki. Siyaset kurumları ve Parlamento’da farklı şeyler oluyor, devlet farklı şeyler istiyor, sokak bambaşka bir yere akıyor. Herkesin gündemi farklı. Toplum kendi dinamikleri içinde ortak gündem maddeleri üretip, bunlarla ilgili kararları alamıyor. Bu uygulamalar Türkiye’yi bir garip ülke konumuna sokuyor. Neden mi? İşte bir örnek: Topluma Kazandırma Yasası. Yasa, Kuzey Irak ve Türkiye’nin dağlık kesimlerinde bulunan ve sayıları beş bini bulduğu sanılan eli silahlı terörist kitleyi dağdan indirip, topluma kazandırmak için düşünülmüştü. Bu konuda hem devlet yetkilileri hem de iktidardaki bazı siyasiler yasanın çıkması için samimiyetle canla başla çalıştılar. Ne yazık ki PKK-KADEK’in yürüttüğü karşı propaganda ve onların ayaklandırdığı Kürt kökenli siyasiler, yasanın canına okumayı başardılar. Hem de teröristler affediliyorlar bahanesiyle. Şimdi yasa beklenenin çok altında bir ilgiyle karşılanmış durumda. Dağdaki indirilecekti, cezaevlerindeki serbest kalıyor.
Mikro milliyetçilik
Türkiye’de sorunların çözümü noktasında atılan adımlarla ilgili olarak yaşanan sıkıntılar içine düşülen durumun da göstergesi. Topluma Kazandırma Yasası öyle değişikliklere uğradı ki, cazibesini yitirdi. Niye? Çünkü Kürt kökenli milletvekilleri ve siyasiler yasa hakkında olumsuz propagandaların esiri oldular. Meclis’te Kürt,Türk diye bakılınca olaylara, karşımıza bu yasa çıkıverdi. Çıkarken Kürt milletvekillerinin yarattığı baskılarla yasanın ceza indirim maddelerinde büyük değişiklikler yapıldı. Hatta çıkması bile tehlikeye girdi.
Burada Meclis içindeki Kürt milletvekillerinin özellikle Kürt-İslam çizgisinde takındıkları tutumu ele almakta büyük yarar var. Önümüzdeki günlerde bu konu daha da boyutlanacak sanıyorum. Çünkü ciddi sorunlar yaşanacak gibi gözüküyor. AKP içindeki grup başkanvekillerinin seçiminde ortaya çıkan tutum, köken ve buna bağlı mikro milliyetçilik sıkıntısının Parlamento’da yaşanacağının sinyallerini vermişti. Sonrasında Topluma Kazandırma Yasası bunun çok etkin olduğunu bize gösterdi.
Kürt-İslam
Başbakan’ın mikro milliyetçiliği dışlayan söyleminin etkin olmasını da ne yazık ki beklemiyorum. Çünkü özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinden Meclis’e gelen milletvekillerinin çoğunun Kürt-İslam yaklaşımı, bölgenin genelinden gelen baskılar ve aşiret düzeninin yarattığı açmazlar sıkıntıyı büyütecek. Meclis’in bunları aşacak etkinlikleri yaratması, çabalarda bulunması gerek. Bunun için tecrübeli adların milletvekillerine yol göstermesi lazım. Milletvekillerinin uzmanlarca aydınlatılması lazım. Bu Meclis’in bu tür hatalardan kaçınması lazım.
Böyle olmazsa Topluma Kazandırma Yasası’nda olduğu gibi devlet ve hükümet çok gol yer. Üstelik dağdaki için çıkardığınız yasa affa dönüşür, cezaevlerini boşaltırsınız. Bu da vatandaşın vicdanını kanatır.