Türkiye’nin baskılar karşısında dik durmak istediğinde, kolunu nasıl bükmek istediklerini gördünüz mü? Bir günde ellerindeki küçücük bir miktar olan 100 milyon dolarla oynayıp, iki sert demeçle Türk ekonomisini alaşağı ettiler, sonra da istediklerini aldılar.Türkiye için bu nedenle ekonomisinin bir değeri yok. Bu hastalıklı ekonomi düşmanın elinde bir silah. Bizim için de bir zül. Canları ne zaman isterse o zaman vuruyorlar bizim ekonomimizle bizi. Çünkü 153 milyar dolar dış borç, 88 milyar dolar iç borcu olan bir ülke Türkiye.
Türkiye ile önceki gün oynayanlar bir günde faizleri yükselterek, Türk ekonomisine tam 170 milyon dolar ek yük yarattılar.Yani ‘Cısss’ dediler. Türkiye bu ekonomik hastalığını kesip atmazsa, öncelik olmaktan çıkartmazsa, korkarım bundan sonra büyük bataklıklara yeniden çekilecektir.
* * *
Irak savaşı başlarken bundan sonra Türkiye için yol haritasında en önemli unsurlar neler olacak diye düşünürsek, aklıma gelenler şöyle:
– Ne olursa olsun toprak bütünlüğünü, ulusal ve üniter devlet yapısını korumak. Çünkü Irak savaşıyla bu tehdit altına girecektir.
– Bölgesel federatif devlet oluşumlarını mutlaka engellemek üzere hareket etmek.
– Bölgesel gelişmelerde bundan sonra AB ile ne tür ilişkiler kurulacağına karar vermek gerekiyor. Türkiye, Fransa ve Almanya ilişkilerini nasıl yürüteceğine ve Amerikancı suçlamaları ve yaptırımları karşısında, AB yolunda nelerin başına geleceğine ve bunları nasıl göğüsleyeceğine karar vermeli. Bunları devlet politikası olarak belirlemelidir. Çünkü AB mutabakatı Türkiye için bir devlet mutabakatı.
– Türkiye, Kürt devleti konusundaki tutumunu ne yapıp, edip Amerikalılar’a kabul ettirmelidir. Amerika’nın Kürt devleti kurulması fikri en büyük tehlikedir. Kuzey Irak’a Türk askeri mutlaka girmelidir. Göç ve sonrası oluşumların kontrolü için bu vazgeçilmez bir önceliktir. Amerika’nın Kürt devleti yaklaşımını ve federasyon dayatmasını Türkiye mutlaka engellemelidir.
– Savaş sonrasında bölgedeki Kürt gruplar silahtan arındırılmalıdır.
– Savaş sonrasında Irak’ın yönetiminde Türkiye’nin, Türkmenler’in buna katılımının önemi çok büyük. Ortadoğu’nun şekillendirilmesinde Türkiye’nin etkinliği artırılmalıdır. Bu olmazsa Türkiye’nin geleceğinde büyük sıkıntılar doğar. Kerkük ve Erbil’in Türkmen varlığından arındırılmasına asla izin verilmemelidir.
– İran, Suriye, Rusya ile ilişkiler çok iyi takip edilmeli, bölgesel sürprizlere hazırlıklı olunmalıdır. Fransa ve Almanya, Amerika’nın stratejik savaşına bu kadar sessiz kalamazlar. Ya da uzun süre kalamazlar.
* * *
Şimdi ABD’nin, Türkiye’ye neden yerleşmek istediği sorusuna yanıt vererek geleceğe bakalım. ABD’nin Karadeniz-Kafkaslar’da etkinlik kurma çabalarını, Rusya’nın çevrelenmesi kadar Bakü-Ceyhan ve Kafkaslar’ın petrolünün kontrolü ve dolayısıyla bu petrolün potansiyel kullanıcılarının kontrolü olarak algılamak yanlış olmaz. Bu Amerika’nın geleceği için yaşamsal önemde bir olay.
Ayrıca İran’ın çevrelenmesi, İsrail için yaşam alanı yaratılması, Ortadoğu’nun geleceğini şekillendirecek su ihtiyacını ve gelecek su savaşlarını kontrol etme gerekliliklerini düşünmek durumundayız. Türkiye bunlar için hem hedef, hem de en elverişli üs konumunda.
11 Eylül sonrası ABD, Gürcistan üzerindeki etkinliğini artırdı. Rusya ile bu noktada büyük bir etkinlik mücadelesi var. Çeçenistan sorununu ilk altı ayda tarafsız kalmasına rağmen, sonra tekrar uluslararası gündeme taşıyarak Rusya ile yeniden bir hayal kırıklığı yaşanmasına neden oldu. Yine Rusya’nın Gürcistan sınırındaki Pankisi Vadisi’nde Çeçenler’e yönelik başlatmak istediği operasyona ABD ve ondan güç alan Gürcistan şiddetli şekilde karşı çıktı.
* * *
Burada Amerikan yönetiminin düşüncelerini ve ideolojisini şekillendiren düşünce kuruluşu PNAC’ın 2000 yılında Türkiye’nin doğusunda yeni bir askeri üs oluşturulması yönündeki tavsiyesini hatırlatmak istiyorum. Çünkü biliyorsunuz tezkere müzakereleri sırasında Amerikan askerlerinin Trabzon Limanı’na konuşlanmak istemesi bunun bir sonucuydu. Bütün bu gerçekler göstermektedir ki ABD, Kafkaslar’da ve Karadeniz’de saptadığı yeni çıkarlarından vazgeçmeyecektir. ABD’nin Türkiye’ye büyük bir askeri varlıkla yerleşmek istemesine bu gözden bakmak gerekmektedir. Birçok askeri uzman ABD’nin Irak operasyonu için Türkiye’ye bu çapta yerleşmek istemesinin mantıklı olmadığını dile getirmektedir. Bu doğrudur. Burada Ermenistan en az Kürtler kadar Amerika için etkin bir kart olarak kullanılacaktır.
Peki biz bunlara karşı ne yapacağız? Tezkereyi Meclis’te ele alanların, oluşturanların bunları ince ince düşünmüş olmasını temenni ediyorum. Çünkü Türkiye hazırlıklı olmadığı için yoksul kalmayı yeğledi, İkinci Dünya Savaşı’na katılmadı, parçalanmaktan korktu.
18 Mart Şehitleri, Çanakkale bizim için ders değil mi? Şimdi de korkmamız gereken çok şey var. Hazırlıklı olmalıyız.

19 Mart 2003