17 Mayıs 2003
Karşılaştığım herkes durmadan aynı soruyu soruyor: ‘Darbe olur mu? Hükümet ne kadar gider?’ Herkes hükümetin icraatlarıyla ilgili olarak, karşı tepkiyi bekliyor. Bu hükümetin icraatlarıyla ilgili bir tartışmanın bu kadar erken başlaması aslında kötü bir tutumun izlendiğinin göstergesi. Hükümet az zamanda çok ve büyük tepkiler toplayan işler yaptı. Türkiye’nin gündemini kendi varlığını sorgular hale getirdi. Bu kadar kısa bir süre içinde bu denli yıpranmaya yol açacak tutumlardan iktidarın hangi faydayı beklediğini anlayabilmiş de değilim. Bundan bir an önce kurtulup, işlerine bakmalarında büyük fayda var.
* * *
Türkiye’de bir askeri darbe daha olur mu? Olmaz. Asker, Türkiye’nin sistematik olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni oluşturan ilkelerden kopartılıp götürülüşünü izler, tavrını demokratik yollardan gösterir. Orta yerde Anayasa var, Anayasa’yı korumakla görevli kurumlar var… İş askere mi kalacak… Olmaz olmaz korkmayın… Ben böyle diyorum.
Başbakan ne diyor, ‘Türkiye’nin içinden ve dışından demokrasiyi zaafa uğratmak isteyenler var…’, ‘İstikrarsızlık haberleri pompalanıyor…’, ‘Demokrasi konusunda bir daha asla tereddüt olmamalı…’
* * *
Başbakan daha kararlı ve tutarlı konuşmalı… Malı, meli eklemeleriyle konuşulunca ben çok hoşlanmıyorum. Çünkü dilek ve temenni yoğun görüşleri dile getiriyor. Ama gerçekler bu kadar basit değil. Herkes Türkiye’nin toplumsal mutabakatlara, hukukun üstünlüğüne ve Türkiye’nin ilkelerine uygun davranırsa sorun da kalmaz aslında. Doğru olan da budur. Ama böyle oluyor mu? Olmuyor. Çözülmesi gereken sorunlar çözülmeyip orduyla, laiklikle, toplumsal duyarlılıklarla uğraşılması Türkiye’yi ve iktidarı bir yere götürmez.
* * *
Türkiye’de ekonomik göstergeler ortada. Dünya ekonomileri durgunluk batağında. Amerika’da istenen, uğruna savaşlar çıkartılan, kan dökülen ekonomik canlanma bir türlü gerçekleşmiyor. Böyle devam ederse dünya ekonomisi tüketim noktasında içinde bulunduğu durgunluğu aşamazsa sorun büyük. Amerikan merkez bankası faizleri yeniden düzenlemezse, dünyanın vah başına. Dolar eriyor, Euro büyüyor, ama onun da arkasındaki ekonomiler küçülüyor. AB’de hem siyasi hem de ekonomik kriz var.
Türkiye kendi içinde mutlaka yaralarını saracak birlik içinde olmalı. Yoksa bu global krizin altından kalkmak mümkün olamaz. Bu noktada en büyük sorumluluk hükümete düşüyor.
* * *
Türkiye’de ordu ile uğraşan kesimlerin bilmesi gereken en önemli nokta, zırvalama özgürlüklerinin bulunmadığıdır.Türkiye’ye dışardan saldıranların birinci hedefinin ordu olmasının nedeni de, Türkiye’yi asimile etme, kendi peykleri haline getirme çabalarında karşılarındaki en büyük ve etki edilemez gücün ordu olmasıdır. Türk Silahlı Kuvvetleri Türkiye’yi bütünlük içinde tutan harçların başında geliyor. Bu saldırılarla Türk Silahlı Kuvvetleri zayıflatılırsa bundan kim yarar sağlar?