26.09.1998
Devlet Bakani Eyüp Asik ile Alaattin Çakici arasindaki telefon kayitlari, Çakici’nin adamlarinca ortaya yayilmadan önce 18 Haziran 1998 günü bu kösenin konusu olmustu
Bir gazeteci için ‘ben yazmistim’ demek, sevindirici bir sey. Olayla ilgili uzmanliginizi, öngörünüzü ortaya koyuyor. Iyi haber aldiginizi belgeliyor. Hele bu haber bir bakanin görevinden ayrilmasina kadar uzanacak bir olaylar dizisinin baslangiç noktasini olusturuyorsa, kiymeti daha da büyüyor.
Istifa eden Devlet Bakani Eyüp Asik ile Çakici arasindaki telefon kayitlari, Çakici’nin adamlarinca ortaya yayilmadan önce bu kösenin konusu olmustu.
Iste 18 Haziran 1998 günü ‘Mafyanin Kökleri Devlette’ basligiyla bu kösede dile getirdiklerimiz:
“Alaattin Çakici ile Tarik Ümit ayni zamanlarda MIT’e basvuran ve ‘bizden yararlanilsin’ diyen iki kisi. Tarik Ümit öldürüldügünde MIT’in elemani idi. Kadro derecesi de, diger bilgileri de mahkeme dosyalarinda duruyor. Kaçirilip öldürüldügünde, çetelerle özdeslesmisti. Kendisini kaçirip öldürenlerle birlikte pek çok olaya karistigi biliniyor. Bize göre içinde bulundugu cinayet sebekesinin paylasamadigi paralari ya da sirlari yüzünden öldürüldügü kesin.
Çakici ise MIT içinde hep birilerinin korumasinda idi. Ankara’da arandiginda dönemin Emniyet Müdürü Mehmet Agar ile Çiftlik Lokantasi’nda yemek yiyip teslim oldu. Istanbul’a kadar, Ankara’dan gelen MIT’çiler kendisine refakat etti. Bugün de ayni koruma ve kollamanin
‘agabeylik’ düzeyinde bazi adlarla devam ettigi kesin. Yurtdisindan birkaç telefonla sagladigi bütçe neredeyse 3-4 milyon dolarin altina düsmüyor.
Simdi soralim bakalim; bugünlerde meydanlarda bu düzenden en çok yakinan Sayin Tansu Çiller, iktidari sirasinda can düsmani belledigi Çakici’yi neden yakalayamamis? Yurtdisina Çakici’nin yakalanmasi için gönderdigi daire baskani düzeyindeki devlet görevlilerinin son dakika opeasyonunu kim engellemis?
Özel görevli memurlarin Amerika’da oldugunu saptadiklari, hatta 20 metre yakinina kadar sokulduklari halde Çakici’yi niçin yakalayamamislar? Niçin bu kisilere geri çekilin talimati verilmis?
Birilerinin elini kolunu tutan sey, sakin ola ki Çakici’nin sag ele geçirilip konusturulmasi korkusu olmasin?
Düzen yerine önce su kafalari degistirmeye ne dersiniz?
Politikacilarimiz, bugün çok üst düzey makamlarda oturan siyasi liderlerinin adlarini da verdikleri telefon konusmalarinda, mafya gruplarinin liderlerine selam ve saygida kusur etmiyorlar.
‘Aman kendine dikkat etsin. Yakalanmasin’ demekten kendilerini alamiyorlar. Sonra da o telefon konusmalarinin kasetleriyle yapilan santajlara boyun egiyorlar.
Korkunun kralligi Ankara’yi esir aliyor, Istanbul’da taht kuruyor. Banka alinip satilmasindan, adalet dagitmaya kadar her sey babalardan soruluyor.
Babalarin iktidari pekisiyor. Adalet can çekisiyor.”
Simdi yazilanlar belgelendi. Ankara bugünlerde çetelere karsi daha net. Korkakligini atti. Ama bakan deviren olaylar karsisinda hep geri çekilmesi ile ünlü Ankara’da, bu olay geri çekilmenin degil, aksine ileri firlamanin isareti olmali.
Bakin Çakici olayina; Çakici neredeyse ilah olacak. Kimse bu adam katil zanlisi, mafya babasi demeyecek yakinda. Herkes siyasi sonuç pesinde. Olaylari unuttuk bile. Buna kanmamak lazim. Çakici, konustugu anda çözülecek cinayetler var.
Türkiye’nin nasil haraca baglandigi gerçegi var. Çakici hep siyaset zemini üzerinde oynamayi tercih ediyor. Çünkü kurtulusu bunda görüyor. Bütün umudunu Türkiye’yi siyaseten karistirmaya baglamis. Oysa Çakici’nin boyunu asan dosyalar aydinlanmak için onu bekliyor. Türkiye degil bakan, cumhurbaskani feda etse bu firsati kaçirmamalidir.
Çakici’nin is dünyasindaki kuryeleri kimlerdir? Spor dünyasinda bulunan kuryeleri ne islerde kullanilmistir? ‘Büyük Kulüp’ mafyasi ne demektir? Eskiden kimlerin elindeydi, simdi kimler etkili olmaktadir? Bunun Çakici ile ne alakasi vardir? Siyaset dünyasindan Çakici için araya giren kuryeler kimlerdir? Çakici’nin ballandira ballandira anlattigi cinayetlerin dosyalarinda karartilan deliller var midir? Bunlar nelerdir? Susurluk sürecinin dorugunda bu sorularin yanitlari verilmelidir. Artik geri dönüs olamaz.
Olaylara sadece siyaset penceresinden bakmayi yegleyen Meral Aksener, Kanal D ekranlarinda dün aksam yayinlanan kaset sonrasinda ne yapacaktir?
Çakici’nin iddiasi odur ki Aksener, Içisleri Bakani iken bir yakini araciligiyla kendisine haber yollayip ‘kaçsin’ demis.
Simdi Aksener, Kanal D’den sonra açikladigi Asik-Çakici ses kasetini kim araciligiyla elde ettigini, Çakici veya yakinlariyla kendisi arasinda dolayli veya dogrudan bir iliskinin bulunup bulunmadigini açiklamalidir. Çünkü hiçbir sey gizli kalmiyor. Bu anlamda Eyüp Asik’in istifa karari ve sonrasindaki mücadele kararliligi takdire degerdir.
Türkiye bir yol ayrimina gelmis durumdadir. Bu noktada mafyaya, siyaseti yönetme sansi taninmamalidir.
Olaylarla ilgisi ortaya çikan siyasetçiler politik sahneden temizlenmeli, ama asil isin, güvenlik birimleri ve yargida çözülecegi göz ardi edilmemelidir.
Çakici, ‘Hükümet devirmek istiyorum’ diye bagiriyor. Mafya hükümeti devirememelidir. Yargi derhal görevini yerine getirip acil sorusturmalar açmalidir. Mafyanin santaj kasetleri temizlik harekâtinin hizlanmasina araç olmalidir. Mafyanin köklerini devletten, siyasetten, yasamdan söküp atmak adaletin görevidir. Adalet seyrederse meydan Türkiye’de seçim yatirim yapmak isteyenlere kalir. Pisligin üstü cilayla örtülür, Türkiye’nin yüregine kurt düser. Buna izin vermeden Italya örneginde oldugu gibi savcilar temizlik harekâtina baslamalidir. Türkiye üç yürekli savci ile yargiç bekliyor. Adalet’in çelik tokadinin tam sirasidir.