21 Haziran 2002
İnsanlar çocuklarını, eşlerini ve yaşamlarını göz ardı ederek Afganistan’a İslam adına ölmeye veya öldürmeye gidiyorlar. İyi de bunlar nasıl ve nerede yetişiyor, nelerden etkileniyorlar?
Bu konuda El Kaide örgütünün maddi yardımlarıyla Türkiye’de ayakta duran İmamlar Birliği örgütünün yöneticisi Fatih Sultan Çalış’ın ifadeleri pek çok yol gösterici unsur taşıyor.
Amerika’da ortaya çıkan El Kaide örgütü militanı bir Türk’ün itiraflarından sonra tekrar gündeme gelen bu örgütün ve militanların amaçları ve etkilendikleri kaynaklar ifadelere yansımış.
Fatih Sultan Çalış 1972 yılında İstanbul’da doğmuş. Okuduğu imam hatip lisesini terk ederek, ilki 1991 yılında olmak üzere çeşitli kereler, dini, siyasi ve askeri amaçlı eğitim almak amacıyla Pakistan’a ve Afganistan’a gitmiş. Yurtdışında liderliğini Ebu Musab kod adlı Ahmet Fadıl’ın, finansmanını El Kaide örgütünün yaptığı İmamlar Birliği (Beyiat El İmam) adlı sözde örgütün medrese ve askeri kamplarına katılmış. Fatih Sultan Çalış “şeri” esaslara dayalı bir düzen istediğini söylüyor.
Değişik amaçlı ziyaretler
Fatih Sultan Çalış, Pakistan’a ilk gidişinde Peşaver şehrinde, Ebu Hanife Medresesi’nde iki yıl kalmış. Buradaki eğitimini tamamladıktan sonra, Afganistan’ın Host şehrine geçerek burada bulunan Halden askeri kampına katılmış. Halden askeri kampında yaklaşık 50 kişi olduklarını söyleyen çalış, burada askeri eğitim alan herkesin “cihat”a hazır olduğunu da belirtiyor. Kampta tabanca, uzun namlulu tüfek eğitimi aldıktan sonra, Pakistan’a geri dönmüş ve Abdullah Azam’a ait olan medresede dini esaslara dayalı eğitimine kaldığı yerden devam etmiş.
Çalış, Peşaver’de katıldığı bu cemaatin adının Mektebi Hadamat olduğunu belirtiyor ve burada askeri değil siyasi eğitim aldığını söylüyor.
Çalış, Peşaver ve Host şehirlerindeki askeri kamplardan sonra, Celalabad’da Derunta mıntıkasında bulunan ve Mevlevi Abdullah’a ait olan Derunta askeri kampına katılmış ve burada yine 3 ay süre ile askeri eğitim almış. Daha sonra Türkiye’ye dönen Çalış, sahte kimlik ve pasaportlarla, 1999 yılında eşiyle birlikte önce İran’a oradan Pakistan’a, Peşaver’e geçmiş, burada altı aylık siyasi eğitimin ardından Afganistan’a geçerek silahlı eylemlerde gerekli olacak çeşitli eğitimlere katılmış.
Top ve mayın eğitimi
2000 yılının Haziran ayında tekrar Türkiye’ye dönen Fatih Sultan Çalış daha sonra, birincisi 2000 yılının sonunda, ikincisi 2002 yılbaşında olmak üzere iki kere daha karayoluyla İran’a gitmiş. Çalış tüm bu çıkışlarında, 75 – 82’lik top, havan topu, mayın ve patlayıcılarla ilgili eğitim almış. Çalış katıldığı bu kamplara ve medreselere, başta Taliban ve El Kaide olmak üzere dünyanın çeşitli bölgelerindeki Müslüman örgütlerin yiyecek giyecek ve maddi yardımda bulunduğunu belirtiyor.
Pakistan’da Zübeyir kod adını kullanan Çalış, Türkiye’de ise, faaliyetlerinde Zübeyir, Emre adlarını kullanmış.
Türkiye’de yapılanlar
Afganistan, Pakistan ve İran’da askeri ve siyasi eğitim alan Fatih Sultan Çalış, Türkiye’ye döndükten sonra örgütün İstanbul sorumlusu olmuş ve adı geçen İmamlar Birliği’ne eleman kazandırmak için faaliyetlere başlamış. Çalış örgütün emirinin İran’da bulunan Ahmet Fadıl olduğunu Türkiye emirinin ise Ali Üzüm olduğunu belirtiyor. İstanbul emirliğini ise kendisi ile birlikte Adem kod adlı şahsın yaptığını örgütün kuryeliğini ise Osman Özkan’ın yaptığını belirtiyor. Fatih Sultan Çalış Türkiye’de ilk olarak Çeçenistan’da öldürülen Hüseyin kod adlı Ali Rıza Bayzan’ın eşi ile irtibat kurmuş ve bu bayanın Bursa’da Ramazan Keskin isimli bir şahısla evlendiğini tespit etmiş.
Kendisiyle irtibata geçen Çalış, adı geçen şahsı İstanbul’a davet etmiş ve bir camide buluşmuşlar. Ramazan Keskin buluşmaya iki kişiyle birlikte gelmiş. Aksaray’da bir camide oturup konuşmuşlar ve Keskin’in yanındaki gençler Afganistan’a giderek oradaki kamplarda askeri eğitim almak istediklerini söylemişler. Fatih Sultan Çalış bu kişileri Afganistan’daki askeri kamplarda tanıştığı Muhammet Enes’e göndermiş. Bu kişileri Afganistan’a gönderdikten sonra, Çalış sahte pasaport ile İran üzerinden Afganistan’a geçmiş ve Kabil’in kenar semtlerinden birinde Mektebi Hadamat’a ait olan bir askeri kampta beş ay süreyle askeri eğitim almış.