14 Temmuz 2003
Unutmak kolay mı? Hayret içindeyim, bazılarına kolay ki koro halinde unutun olanı biteni diye bağırıyorlar. Yangınları, yananları, yakanları, şiirleri, şairleri, Sivas’ı, Malatya’yı, Kahramanmaraş’ı, Çorum’u, İstanbul’u, türküleri aydın oldukları için öldürülenleri unutun diyorlar… Belki de haklılar… Onlar dahil bu ıstırap veren duruma katlanmak için unutmak gerek her şeyi, herkesi. Lakin unutmak insan olmamak demek. Yok olmak demek. Demek böylesi daha iyi.
En iyisi
Düşünüyorum da evet evet unutmamalı… Sonra boğazıma düğüm oluyor gerisi, getiremiyorum, gözlerime söz geçiremiyorum…Yok yok unutmamalı, unutturulmamalı, unutursak nasıl çıkacağız karanlıklardan aydınlığa. Unutmamalı, kolay olmamalı… Kitapları ve kütüphaneleri yakılan, medeniyeti yerle bir edilen Kartaca’nın başına geleni, Roma’nın zulmünü, Haçlı Seferleri’ni, unutmamalı. Faşizmi; Yahudiler’e yaptıklarını,Yahudiler’in, Filistinliler’e yaptıklarını unutmamalı. Yananları ve yakanları unutmamalı. Aşkları, aşıkları, ölümü unutmamalı. Bunları unutunca hayattan geriye kalan ne ki?
Birlikte yaşamak
Unutmamalı ki bir arada yaşamak için merhamet ve vicdanın orta yol olduğunu, uzlaşmanın ancak barış, erdem, onur ve sevgi isteyenlerin eseri olacağını hatırlamalı insanlar.
Kanmayın ne olur, yalan söylüyorlar: Unutmamalıyız. Çünkü zalime acıyan, zulmüne ortak olur.Yakanla, yakılan bir olur mu? Belki de gerçekten mevta o unut diye bağıran borazancı başı. Bu dünyada unutsan ey mevta, mahşerde diriltip sormazlar mı adama; unutmak kolay mı?
Anlamsızlaştırılan
Metin Altıok’u unutmamalı, Fazıl Say’ı da. Ama Sivas’ı unutursanız, onların bir önemi var mı? Şiiri hatırlayın; ‘Heybesinde yılan / İşaretleri / Baldıran zehiri / Yüzüğünün içinde / Ve yanında / Kav taşıyan ben / Tekinsizim size göre / İbret için / Yakılması gereken…’
Yaktılar Altıok’u ,’Soğur cehennem bile’ diyen uzlaşının şairini yaktılar. Ama ya cennet? Cehennemi unutup, cennet yaratılır mı? Sahte kanmışlıklar için, zalimi unutup, Hızır Paşa’yı hatırlamadan, Pir Sultan Abdal’ı anlayacağız… Madımak’ı unutup, Sivas’ı algılayacağız! Olur mu? Sivas’ı Sivas yapan asılanları, yakılanları. İnsanları. Unutmak mı? Unutulur mu?
Derin sızı
Tıpkı Timur Selçuk’un şiirinde dediği gibi:
‘Her kederin tesellisi bulunur/ İnsan ne kadar sevse unutabilir / Mevsimler gelir geçer / Yıllar geçer / Sen de unutursun bir gün gelir / Her şeyi evet her şeyi, her şeyi unutabilirsin / Hatta bütün yazdıklarımı, satır satırına / Kalırsa da içimde bir derin sızı kalır.’
Sorarım, her şeyi unutsanız bile, o ‘derin sızı’ unutulabilir mi?
Yakılsa da bir şair, kalanı: ‘Sizse hep konuşursunuz / Sığınıp kof sözlere / Kaçarak kendinizden / Uğuldayan hüznünüzle / Telaşla geceyi bulursunuz / Gözünüze yaş düşerim’ dizeleriyse, unutulur mu?