11 Ekim 2001
Amerika vursun, dünya dinlesin. Afganistan yetmez! İran’ı da, Irak’ı da, Libya’yı da, Suriye’yi de, Sudan’ı da, Yemen’i de vursunlar. Bütün bunlar terörist değil mi?
Değil.
Eğer terör konusuna böyle bakacak olursak Türkiye’nin derhal Yunanistan ile Belçika ve Almanya’ya karşı savaş ilan etmesi gerekir. PKK ve terör buralardan yönetildi ve büyütüldü. Bunlar NATO üyesi ülkeler ayrıca. Olsun vursun! İyi de onlara destek veren, yönlendiren Batılı devler ne olsun? Onlara dokunmayın.
PKK’nın yayın organı MED TV, Avrupa’dan olmadı Amerika’dan yayın yapmaya devam etsin. Ama El Cezire TV sussun. Terör bana dokunursa kötü, benim istediğime dokunursa iyi. Batsın bu çifte standart.
Terör eylemi kimden, nereden, kime karşı gelirse gelsin karşı olmak gerekir. Terörü bir insanlık suçu sayıp teröristleri uluslararası mahkemelerde en ağır cezalarla yargılamak gerek. Ama kim terörist, kim değil? Amerika’nın resmi belgelerinde bile 15 ayrı terör tanımı var. Kullan kullan at. Dünyayı ikiyüzlü yapan bu tutumlardan artık sıyrılmanın zamanı değil mi?
Ama şimdi bunları konuşmanın sırası değil. Savaş olsun da sonuçları açısından bakarız, değerlendiririz! İnsan uygarlığı barış kültürünün korunması noktasında böyle sessiz, kayıtsız duracak mı? Savaş denilen belaya başvurmadan terörü yenmek, hem de terörizm ile mücadeleyi insanlığın ortak mücadelesi haline getirip yenmek mümkün. Ama bunu denemek değil, konuşmak bile yasak.
Teröre savaşsız ceza
Oysa kimse Amerika’ya kendisine karşı girişilen alçak saldırıyı cezasız bırak demiyor. Diyemez de zaten. Ama yol, yöntem, sonuçlar. Bunlar konuşulmayacak mı?
Amerika terör saldırısı karşısında uluslararası kurallar gereğince daha önce de harekatlar yaptı. Bunların en ilginci, Berlin’deki diskotek saldırısından sonra Libya’yı bombalamasıydı. Amerika, Birleşmiş Milletler’de çok zor durumda kaldı. Güvenlik Konseyi’nden ABD aleyhine olumsuz bir karar çıkmasını Amerika, Fransa ve İngiltere’nin vetoları önledi.
Şimdi BM dahil destek tam. Ama kimselerin uluslararası kurumları çalıştırma isteği yok.
BM kurallarına göre terörist saldırılar bir silahlı saldırı olarak algılanıyor. Saldırılar arasındaki kesintiler, bir askeri harekatta örneğin lojistik destek almak için geçirilen zamana benzetiliyor. Terörist saldırılar arasındaki zaman farkı taktik mesele olarak algılandığından, saldırıya karşı meşru müdafaa gerekliliğinin de devam ettiğine inanılıyor. Terörist saldırıların kaynağının kurutulması için meşru müdafaa amaçlı kuvvet kullanımı da meşru sayılıyor.
Terörizme karşı devletlerin ülkeleri dışında kuvvet kullanmaları BM anlaşmasının 2/4 ve 51. maddeleri ile olanaklı kılınıyor.
Peki ama Amerika neden BM ile birlikte hareket etmiyor? Neden Irak ve diğer ülkeleri de vurmak istiyor? Neden bu savaş illa yayılmak durumunda?
Amerika, Afganistan’a attığı bombaların, harekete geçirdiği silah makinelerinin parasıyla 10 tane Afganistan’ı açlıktan, cehaletten kurtarırdı.
Irak niye vurulacak?
Bu savaş terörizme karşı veriliyorsa o zaman Afganistan ile sınırlanmalıdır. Ama sınırlanmıyor. Colin Powel dördüncü veya beşinci hedef Irak diyor. İngiltere ise Irak’ın terör saldırılarıyla bir bağlantısının bulunmadığını açıkladı. Amerika neden Irak ve diğerlerini de vurmakta ısrarlı? Çünkü bu savaş sadece terörizmin cezalandırıldığı bir harekat olmayacak. Bu savaş yeni sınırlara, yeni devletlere, yeni müttefiklere, yeni ortaklıklara yol açacak. Buna dünya hazır mı?
Dünya yoksulluk ve geri kalmışlık kıskacından savaşlarla değil, barış ortamlarında adil ve hakça paylaşımlarla çıkacak. Savaş olmadan da sınırlar ve azgelişmişlik ortadan kalkar. Terör ile mücadele insan uygarlığının sorunu. Sadece Amerika’nın değil. Amerika’dan önce bu saldırıyı yapanları diğer ülkeler, insanlık cezalandırmalı. Ama bunun yolu yeni terörist saldırılar ve ağır insan kayıpları olmamalı.
Şu savaş vur vur inlesincileri, barış için bu kadar bağırsa belki de olmazlar olur. Koyun, kurtla birlikte gezer de fikir başka, neylersiniz.