28 Kasım 2003
İstanbul’daki patlamalar mı bize daha ağır zarar verdi, Amerika, İngiltere ve UEFA’nın açıklamaları ve aldıkları kararlar mı?
Bana sorarsanız patlamalardan daha ağır hasarı ve zararı Amerika, İngiltere ve UEFA verdi. UEFA dediğimiz, zaten bu ülkelerin etkin kontrolünde bulunan bir örgüt. Bunlar Türkiye’yi bir ‘Terör cephesi’ olarak algılattılar. Terör cephesi, savaş ülkesi anlamına geliyor çünkü.
Böyle dostlar
Bundan sonra ne turist ne de Türkiye ile ekonomik ilişkilerde açılım bekleyelim. AB sürecinde ‘Terör Cephesi’ kavramına oturtulmanın bir faydasının olmayacağını da çok yakında göreceğiz. Teröristler binalar ile insanlarımıza saldırdı, ama bu uygulamalarla ‘dostlarımız’ Türkiye’ye saldırıyor. Böyle dostu olanın düşmana ihtiyacı kalmaz.
Terörizm 21. yüzyılın yeni savaş aracı. Artık klasik savaşlarla bir ülkenin ortadan kaldırılamayacağı görülüyor. Bu durumda ne yapacaksınız, önce o ülkeyi terörize edeceksiniz. Sonra o terör ile mücadele için geleceksiniz, sonra terörizmle savaşacaksınız. Bu senaryoda önemli olan sizin terör cephesindeki yeriniz. Türkiye PKK ile mücadele ederken terör cephesi değildi örneğin. Ama İstanbul’da patlayan bombalarla terör cephesi oluverdi.
Bu nasıl oluyor diye düşününce kolayca bulacaksınız nedeni. Sorun, geleceğin ekonomilerini elde tutma. Enerji hatlarını, coğrafi kontrollerini ele geçirme sorunu. PKK terörü olmasaydı, mücadele olmasaydı, Irak’ın Kuzey Bölümü’nde bugün var edilmeye çalışılan Kürt devleti olabilir miydi? Türkiye terörle bu denli zayıflatılmasaydı, bütün bunlara sessiz kalır mıydı?
Ciddiyetle bakmak lazım
Gürcistan’da yaşananlara ve bundan sonra yaşanacaklara bakın. Amerika’nın bölgesel etkinlik amacıyla gerektiğinde yönetimleri nasıl değiştirmeye muktedir olduğunu göreceksiniz. Bu dünya ya varlık için etkin olacağınız, ya da ezileceğiniz bir düzene götürülüyor. Tutar mı? Bilinmez, ama bildiğim kaybeden kaybettiğiyle kalır. Onun için Türkiye dik durmayı, kaybetmemeyi başarmalıdır.
İstanbul’da yaşanan olayların ardından, terör olgusunu Türkiye’nin daha ciddi ele almasında yarar bulunduğunu gördük sanıyorum. Patlayan bombalar anlamında söylemiyorum, etkinlik ve güç anlamında söylüyorum bunları. Türkiye patlayan bombaları, terör örgütlerini halleder. Halletti de. İstanbul’da ilk kez mi patlıyor bambalar. Ya da bu tür terör örgütlerleriyle ilk kez mi karşı karşıya kalıyoruz? Hayır. Ama ilk kez terörde cephe ülke konumuna getiriliyoruz. Maçlar oynanmıyor, turislere gitmeyin, vatandaşlara seyahat etmeyin diyorlar. Kimler? Dostlarımız, terör ile mücadelede bize destek verenler, bizi terör cephesi ülke kategorisine getirenler! Yuh olsun onlara. Bir ülke ancak bu kadar ezilebilir. Bir ülkeye ancak bu kadar zarar verilebilir.
İki yüzlü tutum
Türkiye bunları neden hak ediyor, neden bunlara muhatap diye düşünün bakalım.
Türkiye AB üyesi olacaksa bunlara ne gerek var? Amerika Türkiye’nin iyiliğini istiyorsa bunları niye yapıyor? Artık bu konularda konuşmaya bile gerek yok. Türkiye Batı’nın bir uç devlet, jandarma devlet inancının esiri yapılmaya çalışılıyor. Türkiye bundan sonra baskılana baskılana istedikleri rotaya sokulmaya çalışılacak. Terör ile yaptıklarını bir süre sonra bekleyip ekonomiyle yapmaya çalışacaklar.
Türkiye’nin kimse düşmanı değil. Ama hiç kimse de dostu değil. Türkiye bu bakış açısıyla olayları değerlendirirse, yani kendi duruşunu ve gücünü kullanma konusunda kararlılık gösterirse, başına örülen çoraptan kurtulabilir. Aksi durumda yaşanacakları görmemek için aptal olmak bile yeterli bir mazeret olamaz.