05 Eylül 2001
Yener Yermez yakalandı. Kayseri’de dayısı ve annesinin polis tarafından göz hapsinde tutulduğu bağ evine doğru giderken içinde olduğu otobüste bulundu. Yol araması sırasında kendisinden kimlik isteyen polislere “Kimliğim yok” deyince şüphe üzerine tutulmuş. Araştırmasında Yermez olduğu ortaya çıkmış. Çünkü top sakal ve saç şekli tanınan çehresinden farklı. Üzerinden 30 milyon lira çıkmış. Kayseri’de yakalanacağı mutlak. Oraya doğru gitmesi sanki teslim olmaya doğru bir yolculuk gibi.
İlk ifadeleri “Olayı ben gerçekleştirdim ” olmuş. Niye, sorusunun yanıtını İstanbul’da verecek. Çünkü Kayseri’de anlattıklarının bir anlamı yok. Kayseri polisi yakalamış olsa da suç yeri bakımından sorgu ve yargılama İstanbul’da yapılacak.
İstanbul’da Yermez’i özel olarak oluşturulan bir sorgu ekibi bekliyor. Umarız bu sefer doğru seçim yapılmıştır. Cinayet ile ilgili hem yüzleştirmeler, hem de ifade alma sırasında gerçekçi, doğruyu ortaya çıkartacak yol ve yöntemlerin izlenmesi şart. Bu cinayet nedeniyle pek eksiği ortaya çıkan İstanbul polisi sorguda elde edeceği başarı ve olayın gerçek aktörlerinin ortaya çıkartılmasında göstereceği performans ile imajını düzeltebilir.
NASIL BARINDI?
Yener Yermez ilk ifadesinde Eskişehir, Ankara, Kayseri güzergahında kaçtığını belirtmiş. İyi de bütün önlemlere rağmen İstanbul’dan nasıl çıktı? Gittiği illerde nasıl barındı? Ankara’da bir sevgilisinin olduğu iddia ediliyordu, bu doğru mu?
Yener Yermez bu olayla ilgili olarak vereceği ifadelerde “para istedim vermedi onun için vurdum” derse, ben inanmam şahsen. Bir insana, hem de Museviliğini sorguladığınız bir insana, para istedim de vermedi diye 11 bıçak darbesi vuracaksınız? Olmaz. Bu olayı basit bir cinayetin kurgusundan ve sonuçlarından çıkartan pek çok şey var. İstanbul polisi bu anlamda mafya gruplarından, Alarko Holding’in alacağı veya aldığı ihalelere kadar her şeyi mercek altına yatırmalıdır.
‘NE SÖYLEYECEK?
Yener Yermez Garih cinayetin birinci dereceden zanlısı olarak sorgulanırken, polis kendi yaptığı hataları da görmelidir. Şimdi gelelim Yermez’in söyleyeceklerine.
Olay yeri görüntüleri ile otopsi tutanağını ve kriminal inceleme sonuçlarını bir araya getirince olayla ilgili en önemli bulgu “önceden tasarlanma” olgusu. Yermez bu cinayeti önceden tasarlamış gibi görünüyor. Boyuna gelen bıçak darbeleri, kalp hizasındaki vuruşlarla yetinmeyip, sırttan indirilen darbeler… Arkadan gelme olayı. 11 kez bir insanı bıçaklama… Bunların hepsi Yener Yermez’in bu öldürme olayının arkasında bir şeyler olduğunu ve öldürme azmini gösteriyor. Yener Yermez Üzeyir Garih’i kim ve ne için öldürdü? Bu sorunun yanıtı şimdi en önemli ayrıntıyı oluşturuyor.
Yermez ilk ifadelerinde “Garih’e arkadan önce iki kez bıçakla vurduğunu, sonra kaçtığını ama Garih imdat diye bağırınca gelip tekrar vurduğunu ve kaç kez vurduğunu hatırlamadığını” söylemiş. Bu anlatımı yalanlayan belge ve bilgiler polisin elinde var. Garih olduğu yerde bıçaklanmış. Bıçak darbeleri bir yerde vurulmuş.
Bu yalanlarla yargıcın karşısına çıkılamaz. Polis bu olayın gerçek nedenini mutlaka ortaya çıkarmalıdır.