17 Nisan 2001
Devlet Bakanı Kemal Derviş, yolsuzluklara karşı reçetesini de açıklamış. Buna göre birinci sırada şeffaf toplum, ikinci sırada dürüst bürokrat ve teknokratların yönetime ve kilit noktalara getirilmesi, üçüncü sırada dürüst yurttaş için eğitim sisteminin düzenlenmesi geliyor. Bu kıstaslar yolsuzlukla mücadelenin evrensel doğrularıdır. Dünya Bankası’nın yolsuzlukla mücadele konusunda ortaya koyduğu değerler bunları kapsar. Ve bunlar için siyasi adım atmak şarttır. Yani siyasi kadrolar yolsuzlukla mücadeleye inanacak. Buna uygun yasalar çıkartacak. Çıkan yasaları bürokrasi yani idare uygulayacak. Yolsuzlukların devamlılığının önüne geçilmesi için sıkı bir denetim mekanizması kurulacak. Hukuk bu noktada önemli. Hem asılsız suçlamaları ortadan kaldırarak güven duygusunu pekiştirecek, hem de suçluları saptayıp cezalandırarak hukukun üstünlüğü ve adalet duygusunun gelişimine olanak sağlayacak. Bütün bunların Türkiye’de yaşama geçirilebilmesi için sivil toplum örgütlenmesinin sağlanması, bunların yönetime katılması; hukuk, ahlak gibi değişken yapısallarla ilgili kavram ve kuralların yenilenmesi ve kamu yönetiminde yeni esasların geçerli kılınması gerekiyor. Kemal Derviş bunların düzeltilmesine adaysa, artık siyaset yapıp, yapmama noktasında kararlılığını ortaya koyup kollarını sıvamalı. Yoksa herkes doğruları söylüyor Türkiye’de. O yüzden nutuk atanların sayısı fazla. Mumla aranan ise doğruları uygulayacak olanlar.
Gaffar Okkan suikastı nasıl çözüldü?
Gaffar Okkan suikastının bilinmeyenleri Mehmet Fidancı adlı Hizbullah “İlim Kanadı şura üyesi” teröristin çözülmesiyle ortaya çıktı. Fidancı amcasının oğlu M. Sait Fidancı ile birlikte örgütün önemli tetikçilerinden biri. 24 Ocak’ta gerçekleşen suikast ile ilgili olarak Diyarbakır’a geldiği saptanan Fidancı, geçen hafta gözlenmeye ve izlenmeye başlandı. Diyarbakır’da önceki gün, polisin düzenlediği iyi planlanmış bir operasyonla, bu kez sağ olarak yakalanabildi. Suikastın zanlısı olan Fidancı’nın Diyarbakır emniyetindeki sorgusunda suikast ile ilgili olarak her şeyi anlattığı ifade ediliyor. Güvenilir kaynaklardan edindiğim bilgilere göre Fidancı, “Okkan suikastı Hizbullah’ın bir intikam eylemiydi” dedi. Gaffar Okkan öldürülmeden önce kendisine yönelik bir suikastın varlığından haberdar olduğunu açıklamıştı. Hatta 26 kişilik suikast timinin fotoğraflarını da yayımlamıştı. Bunlardan biri Mehmet Fidancı idi. Hizbullah ana davasının firari sanıklarından, 1972 Silvan, Yolaç köyü (Hizbullah’ın kurtarılmış köylerinden biri) doğumlu olan Fidancı sorgusunda eylemle ilgili ayrıntıları aktardı. Eylemin nasıl organize edildiğini, kimlerin katıldığını, saklanılan evleri ve silahlar konusunda bilgi verdi. Fidancı ele geçirilirken yanında bir de silah vardı. Ancak bu silahın eylemde kullanılmadığı balistik incelemede ortaya çıktı. Fidancı’nın gösterdiği “Hicret” evlerinde polis baskınlar yaptı. Ama evlerin kullanıldıktan sonra boşaltıldığı anlaşıldı. Fidancı Hizbullah’ın tetikçilerinden biri. Güneydoğuda işlenen yedi ayrı cinayet olayına karıştığı belirlenmişti. Mehmet Fidancı, Okkan eyleminin sadece kurgulayanlarından değil. Eylemde bizzat bulunanlardan biri. İfadesinde bunları dile getirildiği savlanıyor. Mart ayında da Hizbullah’ın önemli militanlarından olan Hasan Sarıağaç olayda kullanılan silahlardan biriyle ölü ele geçirilmişti. Bu operasyon sırasında Sarıağaç canlı yakalanabilseydi, aslında Okkan suikastında bugün daha da önemli ayrıntılar ele geçirilebilecekti. Diyarbakır polisi bu kez eleştirileri göz ardı etmedi ve sanığı sağ olarak yakalayabildi. Bu da olayın çözümünde bugüne kadar elde edilen en önemli bilgileri beraberinde getirdi. Şimdi silahlar ve kaçak durumdaki teröristlerle ilgili operasyonlar devam edecek. Bunların bulunması ve adalete tesliminin ardından olayın gerçeklerine ulaşılacak. Şimdiki bilgiler polisin elde ettiği bulgular. Savcılık bunlara ne diyecek ve gelişmeler nasıl şekillenecek bunları zaman içinde göreceğiz.
Hizbullah, Gaffar Okkan’ı birinci hedef seçmişti. Çünkü Okkan, Türkiye genelinde başlatılan Hizbullah operasyonlarını adım adım yürütmüştü. Ankara ile koordineli şekilde gelişen eylemlerde Hizbullah uzmanı olan Diyarbakır emniyetinin polis memurları görev almışlardı. Yakalanan militanların sorgularını da bu polisler Diyarbakır’da gerçekleştirmişti. Okkan, Hizbullah’ın adım adım takibinde idi. Hizbullah yediği büyük darbenin sorumlusu olarak Okkan’ı görüyordu. Okkan, Hizbullah’ı çökerten ilk itirafçıları da sağlamıştı. Hizbullah için intikam hedefi seçilmesinin nedeni buydu.