24 mart 2001
Zekeriya Temizel istifasından sonra ilk kez Milliyet’e konuştu: İftira boyutlarına varan suçlamalarla karşılaştığını söyleyen Temizel, “Doğru bildiğim yolda ödünsüz ilerlemeyi sürdüreceğim” dedi
Zekeriya Temizel… Türkiye’de dürüst siyasetçi profilinde en ön plana çıkan çok önemli bir ad. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’ndan istifasıdan sonra hiç konuşmadı. Yeni bir parti mi kuruyor? Hüsamettin Özkan ile mi kavga ediyor? Ne yapacak? Bu soruların yanıtlarını aramak için dün Ankara’ya gittim. Zekeriya Temizel’i buldum ve konuştum. Dinlenmiş bir hali yoktu, anladım ki çalışmaları devam ediyor. İyi de ne üzerine çalışıyor? DSP ile ilişkileri hangi boyutta? İşte Temizel’e sorularım, işte yanıtları:
Özkan: Sayın Temizel, istifanız siyasi bir tavır mıdır? İstifa ettikten sonra hiçbir açıklama yapmadan yurtdışına çıkmanız birçok yoruma neden oldu. Şimdi döndünüz bu defa da adınız soldaki yeni oluşumlarla birlikte anılıyor. Neredeyse her yeni oluşumun içinde yer aldığınız iddia ediliyor. Ne yapacaksınız?
Temizel: Bu iki olayı birbirinden kesinlikle ayırmak gerek. Yönetim sorumluluğunu üstlendiğim kurumun ilkelerini ve bağımsızlığını korumak için göstermek zorunda olduğum tavrın kesinlikle bir siyasal amacı yoktur. Bu konuda sessiz kalmamın nedeni ise ülkemizin geçmekte olduğu kritik süreçte uygulanmaya çalışılan programa zarar verme endişesidir. Ben de uygulanan programın başarılı olmasını diliyorum ve tüm çekincelerimi bu aşamada saklı tutmanın ülke yararına olduğunu düşünüyorum. Benim siyasal yaşamımda yer aldığım ve yer almaya da devam ettiğim siyasal hareketle ise bir sorunum yok. Dolayısıyla ben zaten bir siyasal hareketin içerisindeyim ve olmaya da devam ediyorum.
Özkan: DSP ile aranızda sorunlar olduğu hep söyleniyor. Hüsamettin Özkan ile sizin aranızda pek çok kavga yaşandığı yolunda iddialar var.
Temizel: Öncelikle tekrar etmek istiyorum. Benim DSP ile, içinde bulunduğum siyasi hareket ile hiçbir sorunum yok. Hüsamettin Özkan ile de kesinlikle kavgam yok. Partimin ve siyasal yapısının içindeyim. Son günlerde ortaya çıkma eğilimleri gösteren yeni oluşumların içerisinde gösterilmeye çalışılmam, Türkiye ekonomisini spekülatif sermaye hareketlerine bağımlı olmaktan çıkaracak, güçlü politikaları yürürlüğe koyacak, güç birliğine en fazla gereksinim duyulan bir sırada yeni bölünmelere neden olacak bu tür hareketlerin gerekliliğine inanmıyorum. Umutsuzluğun bu kadar arttığı dönemlerde her oluşum bir umut olarak ortaya çıkar, bu oluşumlardan da en sonunda yeni partiler ortaya çıkabilir. Ancak şu anda ülkenin sorunlarını çözecek yaklaşımlar güç birliği oluşumları ile gerçekleşebilir. Bu nedenle yeni bir parti anlamına gelecek siyasal oluşumların içerisinde olmam söz konusu olamaz.
Özkan: Bu güç birliğinden hep bahsedilir ama bir türlü gerçekleşmez. Bu nasıl olacak?
Temizel: Bu defa durum farklı. Bu defa güç birliği ekonomik hedefler ve demokratikleşme ile yolsuzluklarla ödünsüz mücadele ilkeleri etrafında sağlanabilir. Bu konulardaki ilkeler yeniden belirlenebilir ve bu ilkeleri kabul edenlerin birlikte davranmaları sağlanabilir. Bu güç birliği geçmişinden korkmayanların güç birliği olabilir. Bugün 70 milyona yaklaşan nüfusu, 10 milyona yakın işsizi ile üretimden düşmüş Türkiye ekonomisinin sorunlarının monetarist politikalarla çözülmesi çok zor. Çünkü sağlam bir ekonomik yapısı olamayan ülkelerde tüm değişkenleri spekülatörlerin davranışları belirliyor. En olmadık nedenlerle yabancı sıcak para ülkeyi terk ediyor. Şaşkınlıkla krizin nedenleri sorgulanıyor. İnsanlar yok yere ülkeyi krize sokmakla suçlanıyor, yılgınlaştırılıyor, ülke yararına politikaların yürürlüğe konulması engelleniyor.
Aldırmıyor
Özkan: Konu suçlanmaya gelince siz de bundan nasibinizi alıyorsunuz. Size dönük ağır eleştiriler var. Yaşanan krizden siz hiç mi sorumlu değilsiniz?
Temizel: Bu sorunun ayrıntılı yanıtı bu söyleşinin sınırlarını zorlar. Bununla birlikte bazılarının insaf ölçülerini çok zorlayan, iftira boyutlarına varan suçlamalarına tanık oluyorum. Ancak bu iftiraların her türlü mantıktan yoksun olduğu da ayrı bir gerçek. Başlattığımız yolsuzluk mücadeleleri için bile bizi suçlayacak kadar zavallılaşanlara rastlıyoruz. Yasalara saygınızın gereği büyük bir titizlikle sürdürülen soruşturmaları geciktiriyor diye suçlanıyorsunuz. Sonra bir de bakıyorsunuz ki bazı gruplar hesaplaşmalarına ya da kavgalarına sizi alet etme çabasındalar.
Diğer bir suçlama ise çıkarları zedelenenlerin bizi ekonomik olayların suçlusu gibi gösterme çabasıdır. Bu konudaki çabalar daha anlaşılır. Toplumsal sorumluluğu paylaşmak istemeyenler bu konudaki düzenlemelerden kaçmak için her türlü suçlamada bulunuyor. Örneğin, saygın bir yazar, “Sayın Temizel’in 1994 krizinde de önemli bir görevde bulunduğu, dolayısıyle krizin sorumlusu olduğu unutulmasın” diye yazıyor, telefon edip 1993 yılından beri “kızakta” bulunduğumuzu, 1994 krizinde etkin bir görevimizin olmadığını söylüyorsunuz, sayın yazarın özür düzeltmesinin gazete yöneticileri tarafından yayınlanmadığını öğreniyorsunuz. Yazara hatası düzelttirilmiyor. Yazısından özür kısmı çıkartılıyor. Onun yerine yazar bana telefon edip özür diliyor. Ancak bunlara aldırmamayı da sonunda öğreniyor insan. Doğru bildiğimiz ve halkın yararına olan yolda ödünsüz ilerlemeyi sürdüreceğim.
Program hazırlıyor
Özkan: Peki şu anda Temizel ne yapıyor?
Temizel: Olayların dışına çıktığınız zaman gözlemleriniz daha sağlıklı olmaya başlıyor. Ülkemiz 10 yıllık kriz periyodundan 2 aylık kriz periyotlarına kadar geldi. Türkiye’nin mali piyasaları her türlü dedikodudan etkilenen sığ piyasalara dönüştü. Sık sık yaşanan krizler sosyal dokuyu da mahvetti.
Peki nerede hata yapıldı? Yolsuzluklarla mücadelede kararlı tavırlar ya da Devlet adamları arasındaki tartışmalar krize neden olabilir mi? Türk ekonomisi spekülatör davranışlarından etkilenmeyen sağlıklı yapısına nasıl kavuşur? Türkiye ekonomisi milyonlarca işsizine iş sağlayacak, köylüsünün ürününü değerlendirecek üretken yapıya nasıl kavuşur? Yeni krizleri nasıl önler? Türkiye bir ekonomik kurtuluş savaşı veriyor ise bu savaşta düşman kim? Savaşın hedefi ne olmalı?
Şu anda tüm bu ve buna benzer yüzlerce soruya yanıt verecek, halkımıza özgüvenini yeniden kazandıracak, geleceğe umutla bakmasını sağlayacak bir program üzerinde düşünüyorum, çalışıyorum. Bunu bitirince partime ve halkımıza sunacağım.
Kavgam sürecek
Özkan: Halk Zekeriya Temizel’i hep yolsuzluk ve usulsüzlüklerle mücadele eden dürüst politikacı ile özdeşleştirdi. Şimdi ne yapacaksınız?
Temizel: Kavgamız devam edecek. Türkiye’de yolsuzluklara, usulsüzlüklere karşı kavga elbette kişiselleştirilemez. Bu Türkiye’nin kurtuluşudur. Burada biz üzerimize düşenleri yaptık, bundan sonra da yapmaya, Türkiye’yi temiz toplum idealine ulaştırma mücadelesine devam edeceğim. Bu kavgadan dönüş yok. Geri adım yok. Bu Türkiye’nin mücadelesi. Uyar toplum olma, insanca ve eşitlikçi bir ortamda yaşama mücadelesi.