14 Mayıs 2003
Türkiye İş Bankası benim için güzide, köklü, ideolojik ve çok önemli bir kuruluştur. Ben sadece banka olarak görmem onu. Türkiye Cumhuriyeti’nin devrimci kadrolarının, Atatürk’ün kurduğu bir yapıdır. Cumhuriyet devriminin kuruluşudur. Atatürk’ün kuruluşudur. Bu nedenle İş Bankası’nın soyulmasına, kötü yönetilmesine, mafyanın elinde çarçur olmasına hep karşı çıktım. Karşı çıkacağım.
Türkiye İş Bankası, Ersin Özince yönetiminde Aria yatırımına girdiğinde bunun bir hata olduğunu ve İş Bankası’nın Aria işinde zarar edeceğini yazdık. Aria İtalya’da zarar açıkladı, bunu haber yaptık diye İş Bankası’nın kin dolu karşılıklarına maruz kaldık. Ersin Özince’nin hata ettiğini, bu hatadan erken dönmesinin bu güzide kuruluşun zararını küçülteceğini belirttik. Sonunda bakın neler oldu?
* * *
Ersin Özince önce kulis yaparak bu yazıları, yayınları durdurmayı denedi. Başarılı olamayınca Çukurova Medya Grubu’na karşı reklam ambargosu koydu. Yani İş Bankası reklamları Çukurova Medya Grubu’nda hala yayınlanmıyor. Bu ambargo halen yürürlükte. Özgür medyayı, özgür düşünceyi, eleştiriyi kendisi için bir kılavuz olarak görse, aslında başına bugünkü dertler de gelmeyecekti. Ersin Özince dava açtı, Basın Konseyi’ne şikayette bulundu. Aria ortaklığıyla ilgili haber yapmamızı engellemeye çalıştı. Yayın durdurma kararları aldı. Ne oldu? Hiçbir şey gerçeğin yerini dolduramaz.
Yayın durdurma kararı alınca, gazetecinin haber yapmasını engelleyince Aria kara mı geçti? Biz haber yapmadık diye zararlar ortadan kalktı mı? Aria eleştirilerimiz nedeniyle Çukurova Medya Grubu’na karşı girişilen reklam ambargoları, karşı ataklar zararları önlemeye yetmedi. Şimdi o şikayet fezlekelerini, yazışmaları, saatlerce süren zaman kayıplarını, ifadeleri ve sergilenen baskıcı tutumu Ersin Özince’ye ve onun gibi düşünenlere ithaf ediyorum. Bunlar Türk basın tarihinde kalacak ve iler de ders kitaplarında genç gazetecilerin eğitilmesinde kullanılacaktır.
* * *
İşin bir de ekonomik yönü var. Aria işe başlarken sanki Türkiye’de kar garantisi de verilmiş gibi davranıyor. Oysa şirketler gelir; yatırım yapar kar da edebilir, zarar da. Türkiye, Aria zarar etti diye yasa mı girecek? İtalyanlar para kaybetti! Türkiye günlerdir bu konuyu tartışıyor. Hangi Türk firması zarar etti diye İtalya veya başka bir AB ülkesinde kamuoyu bununla meşgul olur? Olmaz. Ama Türkiye’de izler birbirine karıştığı, kimin arkasında kimin olduğu belli olmadığı için; kafalarda niyetler nedir açıklanmadığı için, her şey pusu düzeninde ve arkadan yapıldığı için Aria gibi olaylar yaşanır.
Türkiye’de Aycell niye kurulmuştur? Milyar dolarları aşkın zararlar devlet eliyle niye yapılmıştır belli mi? Onca zararın hesabını devlette kim verecek belli mi? Şimdi İş Bankası zararını kapatmak için Aycell’i de çekti yanına. Oysa devlet için uygun olan, bütün Aycell hisselerini satıp kurtulmaktı. Aria alsın hisseleri ne yapacaksa yapsın. Ama öyle olur mu? Şimdi yıllara yayılan devlet zararlarını ödemeye devam edeceğiz. Alaturka kapitalizm böyle olur. Berlusconi geldi diye adamın dedikleri doğru, yapılanlar Türkiye’nin ve devletin yararına mı oluyor? Bunlar düşünülmeden atılan adımlar. Şimdi yine karşı çıkanlar olur. Onlarla da altı ay sonra görüşürüz. Bakalım kimin dediği doğru çıkacak? Eğer iki hatadan bir doğru elde edilebilseydi, Türkiye bugün bambaşka bir yerde olurdu. Hatalardan kar değil, ders çıkarmak gerek. Özgür basın, bir gün herkese lazım olur.Tıpkı hukuk gibi. Gerçekten korkmamalı. Sansürcülükle, ambargoyla bu yüzyılda gidilecek yer yoktur.