Başlarken

Milliyet okurlarına, gazeteyi emekleriyle var eden çalışanlarına, dostluk ve sevgi duygularımı ileten sıcak bir merhaba ile başlamak istiyorum. Nerede kalmıştım, diye baktığımda Radikal’den, Milliyet’e geçiş sürecimde iki haftada, o kadar çok şey birikmiş ki, hayret ettim. Mafya, çete, siyaset, yolsuzluklar, uluslararası dengeler inanılmaz bir hızla gelişti. Çoğu Türkiye merkezli değişimler, yeni güç odakları yaratıyor. Türkiye değişiyor, değiştiriliyor. O yüzden Milliyet gibi bir gazetede yazmanın, değişimi yakalamanın, onun notlarını tarihe düşme fırsatının heyecanını duyuyorum.

Düğmeye basan paşa Osman Özbek mi?

Son dönem operasyonları içinde, siyasi hedefleri en geniş olan hiç şüphesiz “Beyaz Enerji” idi. Bana göre siyasi boyutu, yargısal boyutunun çok çok üzerinde zaten. Askerler, ya da görünen kısmıyla Jandarma Teşkilatı ile hükümet arasında, şimdiye kadar hiç yaşanmamış bir mücadele sürüyor. “O bakanın üstünü çizin” açıklamasını kendi üstlerinin çizilmek istendiği şeklinde anlayanlar yanılmıyor…

Mesut Yılmaz operasyon başladığında gidip endişelerini Bülent Ecevit’e anlatmış. Başbakan “düğmeye basanı” sorunca da Jandarma Harekat Daire Başkanı Tümgeneral Osman Özbek’in adını vermiş. Yılmaz partisinin üst düzey yöneticilerine ve bakanlarına “üstünü çizin” diye açıklama yapanın da Özbek Paşa olduğunu sandığını söyledi.
Ankara’da yaşanan yeni gelişmeler de Osman Özbek adını ön plana çıkartıyor. işte nedenleri…

Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, Beyaz Enerji operasyonunda bilirkişi olarak atanan bazı kişileri taraflı buldu. Çünkü bunlar aynı zamanda dosyaya şikayetçi olarak geçmiş kişiler. Türk, soruşturmanın savcısını çağırarak, olayla ilgili objektif davranmasını, yoksa dava aşamasında yargıcın bilirkişi raporlarını geri çevirebileceğini, şikayetçiden bilirkişi olamayacağını aktardı. Soruşturmaya gölge düşmemesi için bilirkişi tayininde daha uzman ve tarafsız kişilerin seçilmesinin doğru olacağını anlattı. Savcı, bakanı dinledikten sonra çıktı ve gitti. Ancak birkaç saat sonra Tümgeneral Osman Özbek randevu alarak Adalet Bakanı Türk’ün makamına geldi. Özbek sinirliydi. Türk’e karşı, yanlış yaptıklarını, olaya müdahale ettiklerini, bunu yapmaya hakları olmadığını aktardı. Bakanlık kaynakları “asla saygısız bir konuşma olmadı” dese de Özbek, Adalet Bakanı Türk’e “Siz karışmayın. Başbakanlık bilirkişileri değiştirme isteğini direkt iletsin de görelim…” diye konuşmuş. Bakan Türk soruşturmanın selameti açısından olayla ilgilendiğini söylese de Özbek Paşa kızmış bir kez… Bilirkişilerin görevden alınmayacağını aktarıp, çıkıp gitmiş. Türk bu olup bitenleri Başbakan Ecevit’e aktardı. Gelişmelere kızan Başbakan, Savcı Talat Şalk ile ilgili o sert açıklamasını bunun üzerine yaptı.

Ecevit’i suçlayan rapor

Beyaz Enerji operasyonunun perde arkasında yaşanan olaylar casusluk filmlerine taş çıkartacak cinsten. Türkiye’de kuvvetler ayrımı ve hukukun üstünlüğü noktasında daha pek çok şeyin acilen yapılması gerektiğini de ortaya koyan gelişmeler bunlar. Adalet Bakanı Türk’e bilirkişiler için giden Osman Özbek’in ardından, Başbakanlık Özel Kalemi’ne sivil giyimli bir kişi gelip, Jandarma subayı olduğunu söylemiş. Özel olarak Başbakan ile görüşmek istediğini belirtmiş. Başka hiçbir yetkiliyle, hatta bir bakanla dahi görüşmeyeceğini de aktarmış. Çağrılan bakanla görüşmemiş de zaten. Soruşturulunca bu kişinin bir Jandarma albayı olduğu doğrulanmış. Subayın elinde bir rapor varmış. “Beyaz Enerji” operasyonunun bilirkişi raporu olduğunu belirttiği dosya açılınca asıl şaşkınlık yaşanmış. Raporda neredeyse bütün Bakanlar Kurulu suçlanmış. Savcılığa verilmesi istenmiş. Suçlananlar arasında Başbakan Bülent Ecevit ile Mesut Yılmaz da var. Ecevit, bu raporun getiriliş ve sunuluş biçimini beğenmediğini dile getirmiş. Hüsamettin Özkan’ın Jandarma’nın bu tutumuyla ilgili olarak Genel Komutan’la görüştüğü belirtiliyor. Ama bu, yaşananları değiştirir mi sizce? Doğru olan asker – sivil ilişkisinde hem de bir yolsuzluk soruşturmasında, savcıların, yargıçların yapması gerekenleri askerlere yaptırmamak değil mi?

Kızgın paşa

Jandarma Harekat Daire Başkanı Tümgeneral Osman Özbek, 28 Şubat’ın önde gelen adlarından biri. Dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan için dile getirdiği ağır sözlerle hatırlanıyor. O dönemde Erzurum’da Jandarma Bölge Komutanı olan Özbek, Artvin’de bir denetleme sırasında Suudi Arabistan Kralı’nın davetlisi olarak umreye giden Erbakan ve ailesiyle ilgili olarak şunları söylemişti:

“….Adam olan gidip o krala misafir olmaz. Kusura bakmayın adam olan sülalesini, devletin bilmem nesini kiralayıp da misafir götürmez. Ben bunu kabul etmiyorum. Başbakan değil bilmem ne bakan olsa etmiyorum. 13 sene ben PKK ile mücadele ettiysem bunlarla da mücadele edeceğim.”

Özbek’in şimdiki görev alanına “Beyaz Enerji” dahil bütün operasyonlar giriyor.