Türkiye hukukunu arıyor. Bu hoş çağrıların, sağır kulaklara seslenişi olmamalıdır. Hukuk bu ülkenin ekonomisine, insanına, üretimine, siyasetine sahip çıkmalıdır. Hukukun olmadığı yerde şahısların, zümrelerin, devletin gücünü kullanarak iş yapmak isteyenlerin kuralları geçer akçe oluyor. Bu beyaz yakalılar mafyasına karşı hukuk kurumlarımızın üzerlerine düşeni yapmasını bekliyoruz, istiyoruz. Bu ülkenin Osmanlı’dan bu yana kurumsal kimliğini yaşatan Danıştay, bu ülkenin diğer hukuk kurumları, Türkiye’nin önündeki karanlıkları, engelleri ortadan kaldırmakla yükümlüdür.
Hukuk kendisine tabi olan yurttaşlarının ve geleceğin Türkiye’sinin çıkarlarının yanında olmalıdır. Bugün Türkiye, ekonomik bir baskı ve yıldırma politikasının pençesinde bulunuyor. Bu pençeyi kıracak olan hukukumuzdur.
Bankacılık sektörü çöktü, yıkılacaklarla birlikte bu sektör yerle bir olacak. Bunun faturasını İstanbul dükalığının ithal ikameci patronları ödemeyecekler. Halk ödeyecek. İşçisi, memuru, işsiz kalacak binlerce insan ödeyecek.
İthal ikameciler ise rakiplerini devlet eliyle batırıp, ganimet kapma sevdasındalar. Akbabalar gibi, Ankara’da çıkacak yargı kararlarını takip ediyorlar. Ellerini ovuşturup, tıpkı arenada dövüş izlercesine zevk içinde bağırıyorlar:
‘Batırın, batırın, batırın’
Sadece eş-dost kapitalizmine yaranmak için, IMF’yi bile kandırarak, batırılmak istenen, yurtdışında pazarlanan bankalarımız var. Bu bankaların yarattıkları kuruluşların büyüklüğü, bu çevrelerin iştahlarını kabartıyor. Yerli işbirlikçiler sofradan pay kapmak için taşeronluk yapıyor. Onların bastırmasıyla batırılıyor bu kurumlar. Yazık.
Batacak bankaların, el konulan şirketlerin maliyetlerini, insanların işsizliğini düşünmüyorlar. Yaratılan değerlerin yok olup gitmesine aldırmıyorlar. Sadece parçalayıp, yutmak için çabalıyorlar. Bankalarını soyup batıranlarla, bankacılığı gelir geçer soygun düzeni olarak görenler ile, bankacılığı yaşam biçimi sayıp Türkiye’nin en köklü yatırımlarını yapanları bir kefeye koymaya çalışıyorlar. Hem sektörel, hem de adalet açısından yazık ediyorlar, vicdansızlık ediyorlar. Bu kötü niyetlerin tamamını kursaklarda bırakacak olan, adaletsizliği giderecek olan hukuktur. Hukuk, tuzun koktuğu yerde ilaçtır.

21 Kasım 2002